Bu albümde mizansen yok

Demir Demirkan, son albümü "Gerçek"te konser kayıtlarını bir araya getiriyor. Turnede yaşananlarla beraber tam bir yol hikâyesi bu albüm.

Bu albümde mizansen yok
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.08.2009 - 07:32

Demir Demirkan, yeni albümü Gerçek’te Kasım 2008’de gerçekleştirilen turne kapsamında Kocaeli, Muğla, İzmir ve Denizli konserlerinden alınan kayıtları buluşturuyor dinleyiciyle. Ne kadar zorluk, aksaklık olursa olsun ekibin nasıl bir arada durduğunu ve nasıl müzik etrafında birleştiğini anlayabiliyorsunuz. Albümde Demirkan’ın çok sevilen şarkılarını da bulmak mümkün: Göçmen, Gümüş, Zaferlerim, Belki... Hatta Sertab Erener’in Eurovision’da seslendirdiği Every Way That I Can’in akustik versiyonu da yer alıyor albümde. Demirkan, yıllardır müzik piyasasında alternatif işlere imza atıyor. Bugün ise hayal ettiği noktada. Çünkü tam da düşlediklerini yaşadığını söylüyor. Hem zorlukları hem de iyi yanlarıyla tabii. Daha bir içine dönmüş son yıllarda. Böylece daha da özgürleşmiş bir anlamda. Kimsenin eleştirisine de aldırmıyor. Demirkan’la yeni albümünü konuştuk; tüm gerçeklerine dokunarak...

Her şeye rağmen...

- Konser kayıtlarından oluşan bir albüm çıkarma fikri nasıl ortaya çıktı? Ve adı neden “Gerçek”?

Bir konser turnesini çekip yayınlamak istedik. DVD için özel bir konser yapıp onu görüntülemek yerine bir turneyi tüm gerçeğiyle hiç plan yapmadan göstermekti amacımız. Gerçek, çünkü hiç mizansen yok. Kendimizi ulaşılamaz, hata yapamaz veya kötü bir durumda kalamaz göstermedik. Bu turnedeki bütün ekip etten kemikten insanlar. Benim için önemli olan bir rock grubunun Anadolu turnesinde neler yaşadığını insanlara göstermekti. Ekibin bir arada nasıl durduğu, aksaklıklar, zamanlama sorunları, ekipman sorunları, araç arızası, herşeye rağmen sahneye çıkıp yüzde 110 performans göstermek, zorluklar ne olursa olsun hep yüreğinde tutmak ve her şeye rağmen de eğlenmeyi unutmamak nasıl oluyor bunu gösteriyoruz.

- Albüm için parçaları seçerken nelere dikkat ettiniz?

Altı albümümden seçiyorum sahne repertuarımı ve zaman zaman bazılarını ekleyip bazılarını çıkartıyorum. Genelde dinleyicim tarafından en beğenilenleri sabit bırakıp diğerlerini o turnenin hissiyatına göre değiştiriyorum. Bu turnede aslında CD’de ve DVD’de olandan daha çok şarkı çaldık sahnede. Yine zamanlama sorunundan dolayı indirgedik repertuarı. Ayrıca, Yavuz Çetin’in Cherokee parçasını da repertuara almak istedim çünkü inanıyorum ki Yavuz ülkenin en iyi gitarist, müzisyen, şarkıcılarından birisi. Bu şarkıyı ona tribute olarak çaldık.

Müzik birdir

- Rock müzikten akustiğe, belgesel müziklerinden “Every That I Can”a kadar pek çok farklı kulvarda müzik yapıyorsunuz. Bunca tarzın arasında nasıl tutunabiliyorsunuz?

Müzik birdir. Bu saydığınız her şey temelde müziktir. Sadece müzikte değil, yaşamın herhangi bir alanında “ben şuyum ya da buyum” diye kendimi bir kalıbın içinde tanımlarsam o andan sonrası bir uyur-gezer hayatı olur. Kalıplar, tanımlar ve imgeler hapsinden çıkınca gerçek hayat başlar ve uyanış olur. Bu noktadan sonra Eurovision’a şarkı da yazılır, senfoni orkestrasıyla film müziği de yapılır, Anadolu’nun rock barlarında da çalınır; hem de büyük keyifle...

- Pek çok şarkınızda ciddi bir şiirsellik var. Aynı zamanda popüler işlerin kimyasını da çok iyi biliyorsunuz. Dengeyi kurmak gibi bir derdiniz var mı?

Popülerlik dengesinden çok, anlaşılabilir olmak için denge kurmak gibi bir derdim var. Bazen çok fazla soyuta veya şiirsele gidebiliyor sözlerim ve müziğim. Bunu dinleyiciye sunmak henüz tercihim değil. Bu aralar temelde ilişki kurabildiğim konular üzerine farklı bakış açılarından sözler ve müzikler yazıyorum.

- Demir Demirkan yavaş yavaş dinginleşiyor mu? Yaşamından müziğe ya da müziğinden yaşamına bir etkileşim söz konusu mu?

Kesinlikle evet. Aslına bakarsan daha önceden de içimde bir dinginlik vardı ama alışık olduğum uçlardaki bu dinginliği kendim bile anlayamıyordum. Bunu sıradanlık, yavaşlama veya yumuşama ile karıştırmamak lazım. Ben bu hatayı uzun süre yaptım. Bu dinginlik, ruhun süzülmesiyle ilgili bir şey sanırım. İnsan kendi üzerinde çalışıp düşündükçe derinleşiyor. Kendim sandığı şeyin kontrolünü ele alıyor. Bu da sadelik ve bilgelik hali getiriyor insana. Nasıl anlatacağımı bilemedim, belki bunun için bir şarkı yazmam gerek.

 

Kültür yok oluyor

- Türkiyede alternatif işleri yapmak zor. Günümüzde neler değişti, ya da değişti mi?

Aslında dünya değişti. Biz bu değişen dünyaya ne kadar ayak uydurabildik bunu konuşmak lazım. Bence çoğu zaman bizim dünyaya adaptasyonumuz özenti ve ...miş gibi oluyor. Bırakın global kültür ile bağdaşmayı, ülke gitgide öz kültürünü yok etti. Alternatif işler yapmak veya imajdan çok içerike önem vererek varolmak gittikçe daha da zorlaşıyor. Bu, kökleri çok öncelere dayanan bir süreç ve artık toplamak çok zor. Böyle bir ülke olduk ve yönümüz de aşağı yukarı belli. Bunu bilerek alternatif işler yapıyorsan zaten bu bir tercihtir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler