'Bu hastane katil'
CHP'li vekiller, Silivri Devlet Hastanesi'nin mahkûmlar tarafından 'katil hastane' olarak adlandırıldığını belirtti.
CHP’de ağırlıklı olarak doktor milletvekillerinden oluşan 6 kişilik heyet, incelemelerde bulunduğu Silivri Cezaevi ve Silivri Devlet Hastanesi’yle ilgili çarpıcı saptamalarda bulundu. Heyette yer alan Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, tam teşekküllü hastanede tedavilerine izin verilmeyen Ergenekon sanıklarından Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Orgeneral Ergin Saygun ve emekli Albay Mehmet Yoleri’nin “her an ölebileceği” uyarısında bulundu.
CHP’den Rıza Türmen, Nurettin Demir, Metin Ülkü Baydar, Aytun Çıray, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi de olan Malik Ecder Özdemir ve Aytuğ Atıcı’dan oluşan milletvekili heyeti, önceki gün Silivri Cezaevi’ndeki sağlık koşullarıyla ilgili inceleme yaptı. Tutuklu yargılanan emekli Albay Atilla Uğur, gazeteci Müyesser Yıldız, emekli generaller Çetin Doğan, Ergin Saygun, emekli Albay Mehmet Yoleri, Cumhuriyet Gazetesi yazarı CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile görüşen heyet, tutukluların adeta “ölüme yatırıldığı” saptamasında bulundu. Atıcı, saptamalarını şöyle anlattı:
Her an ölebilirler: Görüştüğümüz 7 tutukludan 3’ü her an ölebilir. Fatih Hilmioğlu, Ergin Saygun ve Mehmet Yoleri’nin kesinlikle cezaevi koşullarında bulundurulmaması gerekiyor. Raporlarını inceledik, kullandıkları ilaçlar var. Ellerinde onlarca profesörün, heyetlerin raporları var. Hastalıkları şüpheye yer vermeyecek şekilde test edilmiş. Aldıkları ilaçlar ve hastalıkları her an bir kanamadan ya da kalp rahatsızlığından ölebileceklerini gösteriyor. Silivri hastanesine gitmek istemiyorlar, orası katil hastane olarak biliniyor.
Acil müdahale yok: Silivri’de toplam 9 cezaevi var, her birinin bir reviri var, pratisyen hekimi koymuşlar, mesai saatleri içinde var. Bazı cezaevlerinde yarım gün, bazılarında 4 yarım gün hekim var, onun dışında yok. Acil bir şey olursa 112’yi çağırıyorlar. Revirde sadece pansuman ve muayene yapılabilir. Onun dışında kalp krizi geçirdi diyelim ki şoklama vb hiçbirinde yok.
Toplama kampı gibi: Silivri hastanesine gittik, ama adı hastane, kâğıt üzerinde. Tabelasında semt polikliniği yazıyor. Adı hastane, ama yatak yok, laboratuvar yok, anestezi yok. 14 tane uzman koyduk diyorlar, akşama kadar çalışıyorlar akşam gidiyorlar. Hastanenin üst katları standart hastane görünümünde, ama mahkûm koğuşu ortaçağdan daha kötü, insanlığınızdan utanırsınız. 9 metrekarelik odaya 4 tane yatak koymuşlar. Her taraf kan revan, pislik içinde. Bu ağır hastalar buraya gelmeyi reddediyorlar, “kâğıt imzalatıyorlar kendi rızamla gitmek istemiyorum” diye. İnsanlar sağlık sorunlarıyla gündeme gelmek istemiyorlar. Arka arkaya ölüm haberleri gelecek. Bu normal ölüm değil cinayettir. Orası tam bir toplama kampı gibi.
Müyesser’den veto: Müyesser Yıldız, devletin hiçbir şeyini kabul etmiyor, çok ısrar ettik, ‘Bu bedenler sadece size değil, ailenize, ülkenize, insanlığa ait, bunları ölüme yatıramazsınız’ dedik. Sadece düşüneceğini söyledi.
Cumhuriyetle hesaplaşma: Görüştüğümüz her isim, “Burada bir yargılama değil cumhuriyetle, TSK ile hesaplaşma yapıldığını” söyledi. Balbay, normal bir mahkemede yılda 5-6 dava görülebildiğini belirterek şu anda yapılan duruşma sayısı hesaplandığında Silivri yargılamalarının 50 yıl sürebileceğine dikkat çekti.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği