CHP İstanbul Kongresi Yaklaşırken

CHP İstanbul Kongresi Yaklaşırken
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.05.2012 - 07:21

13 Mayıs’ta yapılacak il kongresinden CHP büyüyerek ve bütünleşerek çıkmalıdır. Temsil yeteneği yüksek yeni yönetim, sayı avantajını da iyi değerlendirerek büyük olsun hepimizin olsun şiarıyla umudu örgütlemeli, yenilikçi ve devrimci bir çizgide hak arayanların ortak sesi olmalıdır. İstanbul için başka çıkar yol var mı?

Siyasal partiler demokrasilerde politik yaşamın asli unsurlarıdır. Toplumların ihtiyaç duyduğu devlet ve hükümet yönetimlerinde, tarihi süreçlerin bir ürünü olarak ortaya çıkmışlar, gelişerek ve değişerek günümüze kadar gelmişlerdir. Bugün ülke yönetimlerinde söz sahibi olmak isterlerken, ister siyasi erki elinde bulundursun, ister muhalefet olsunlar bütün siyasi partilerin (tabela partileri dahil) ortak amacında yönetmek ve iktidar olmak yazar. Hedeflerini programlarına yazmayan hiçbir parti örgütü düşünülemez. Onlar belirli bir programı, anayasa ve yasalara uygun olarak yazılmış tüzük metinleri çerçevesinde, ideolojik politik öngörülerini, projelerini topluma götürürler ve onlara inanan kitlelerden, üye ve taraftar toplarlar. Kalıcı olmaları ve toplumun en geniş kesimlerince kabul görmelerinde, ne söyledikleri ve nasıl davrandıkları ve o toplumun sosyal ve kültürel değerleriyle çelişmeden nasıl mücadele ettikleri ve hangi argümanları kullanarak örgütlendikleri önemlidir. İktidarı hedefleyen bir parti örgütü, ülkenin bütününde örgütlenmesini il, ilçe ve belde örgütleriyle yaparlar. Her birinin birbirleriyle ilişkileri, hem hiyerarşik hem de uyumlu olmalıdır. Bu da yerel ve genel siyasetin sağlıklı gelişimine olanak sunacağı gibi, canlı, disiplinli ve birbirini denetleyen örgüt yapısının yaratılmasına da katkı sunar. Bundan dolayı örgütlenme ve karar süreçlerinde demokratik merkeziyetçiliği esas alan sol ve sosyalist partilerde örgütsel ahengin oluşmasında, tabanda oluşan düşüncelerin genel merkeze taşınmasında, genel merkezde zenginleşen ve olgunlaşan kararların ilçe ve beldelere hızlı bir şekilde aktarılmasında il örgütlerinin görev ve sorumlulukları hem büyük hem de farklıdır. Hele ki nüfusumuzun, ekonomimizin ve üniversitelerin bunca yoğun olduğu İstanbul... Tarihi değerleri kültürel birikimleriyle bir dünya kenti olan, orta ölçekte bir Avrupa devletine eşdeğer İstanbul, bütün siyasal, sosyal, ekonomik örgütlerin gözde kenti, çekim ve cazibe merkezidir. Otuz dokuz ilçenin oluşturduğu ve her bir ilçenin Türkiyede birkaç ilin toplam nüfusundan daha büyük olduğu düşünüldüğünde, İstanbul gibi mega bir kenti yönetmenin çok güzel bir duygu olduğu kadar, ne denli zor bir şey olduğunu da görmek ve bilmek gerekir. Bundan dolayıdır ki bütün parti genel merkezleri ince eleyip sık dokuyarakİstanbul örgütlenmelerine ayrı bir önem verirler. Hele hele önümüzdeki süreci hiç de şansa bırakmak istemeyen CHP genel merkezi İstanbul İl örgütünü, geçmişin başarılı il başkanları örneklerinden sonra, daha enerjik ve daha çalışkan bir yapıyı kurgulamış, Nebil İlsever, Bahri Şahin deneyimlerinden sonra Oğuz Kaan Salıcı ile bu süreci devam ettireceğini göstermiştir.

CHP 13 Mayısta İstanbul il kongresini gerçekleştirecektir. Şu ana kadar il başkanlığına adaylığını açıklamış iki aday vardır. 15 Eylül 2011 tarihinden beri il başkanlığı görevini sürdüren Boğaziçi Üniversitesi mezunu Oğuz Kaan Salıcı ile eski il başkanlarından ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu Ali Özcan aday olduklarını kamuoyuna duyurdular. Başka bir aday çıksa bile delege ve örgüt nezdinde karşılık bulamayacak gibi gözüküyor. Her iki aday da Genel Başkana yürekten bağlı olduklarını söylüyorlar. Bu nedenle CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykalın yaptığı gibi aday açıklamasında taraf olmuyor ama örgütün ve ilçe başkanlarının eğilimlerinin mevcut il başkanından yana olduğu da biliniyor. Her iki aday da CHP adayıdır ve kendilerine özgü bilgi beceri ve yetenekleri vardır. Hangisi bu süreci üstlenirse üstlensin kollektif bir yönetim anlayışı ile İstanbulu yöneteceklerdir.

İstanbul bir kültür başkentidir. Çeşitli inanç gruplarına, cemaatlere farklı milliyetlerden kimliklere ev sahipliği yapmıştır. Bir kültür mozaiği ve hoşgörü diyarında, seçmenin beşte biri burada yaşar. İrili ufaklı meslek odalarının, sendikal örgütlerin hemşeri derneklerinin yoğunlaştığı İstanbulda bir yönetim değişikliğine ihtiyaç vardır. Bir özgürlük kenti olan İstanbulun sorunları giderek büyümekte ve içinden çıkılamaz bir hal almaktadır. Kentsel dönüşüm adı altında halkın yaşam alanları talan edilmekte, ranta dayalı imar değişikleriyle İstanbul adeta yok edilmektedir. İstanbulun bu işgalden bir an önce kurtarılması şarttır. Bu direnişi örgütleyecek ve önderlik edecek bir yapıyı İstanbullular bekliyorlar.

On yıllık AKP iktidarına son vermek, itibarsızlaştırılan Türkiyeyi yeniden kurmak, herkesi ve her kesimi kucaklamak ancak CHP iktidarıyla olanaklıdır. Bu iktidarın yolu da İstanbulu almaktan geçiyor. 2014 yerel seçimlerinde İstanbulu kazanmak Türkiyeyi kazanmaksa, 13 Mayısta gerçekleşecek il kongresinden CHP büyüyerek ve bütünleşerek çıkmalıdır. Temsil yeteneği yüksek yeni yönetim, sayı avantajını da iyi değerlendirerek büyük olsun hepimizin olsun şiarıyla umudu örgütlemeli, yenilikçi ve devrimci bir çizgide hak arayanların ortak sesi olmalıdır.

İstanbul için başka çıkar yol var mı?


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon