CHP'li Erdem'den Burhan Kuzu'ya ve havuz medyasına tazminat davası

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, “Havuz medyasının paralı tetikçileri ve her türlü siyasi ahlaksızlığı şiar edinmiş AKPli bazı isimler, son günlerde IŞİD’den gelen Türkiye üzerinden İsrail’e giden petrol transferi iddiasıyla ilgili verdiğim soru önergesi ve basın toplantım nedeniyle şahsıma yönelik hakaret ve iftiralarla dolu açıklamalar yapıyor. Bir muhalefet milletvekili olarak elbette ulusal ve uluslararası basının haftalardır dile getirdiği iddiaları sorunsallaştırmak ve ilgili makamlara bu iddiaları sormak ve araştırmak en temel görevimdir. Bu anlamda havuz medyasının yalan üzerine kurulu algı operasyonunda, hayatımın hiçbir döneminde en ufak bir şekilde savunmadığım ABD ve Rus emperyalizminin savunucusu gibi sunulmamı, dış politikada iktidarın “komşularla sıfır çözüm” politikasını ve ülkeyi içine soktukları “stratejik çukuru” örtbas etme çabası olarak görüyorum. Saray medyasının tüm bu yalan ve saldırılarına karşı, uluslararası itibarımız ve halkımızın gerçekleri öğrenme hakkını bu anlamda her zaman savunacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Öte yandan, yaptıkları yalan haber ve hakaretler nedeniyle haklarında yüzlerce tekzip ve içerik kaldırma kararı olmasına rağmen, bu kişilikler, kendini sözümona Lale Devri Saray sultanlarına ve torpilli damatlara ispat etmeye yönelik psişik defansif bir pozisyonla iftiralar üreterek şahsıma saldırarak alçakça propaganda yapmaktadır. Sözümona Anayasa profesörü olduğunu söyleyen bir zat, Anayasa’nın yasama dokunulmazlığının ne anlama geldiğini bile bilmeden, milletvekilinin en temel denetim mekanizmasından biri olan soru önergesini bile suçmuş gibi sunup, bir de ‘kitapsız’ hakaretinde bulunuyor. Kur’an’ı anlama ve halka anlatmaya ömrünü adamış ve Kur’an üzerine 9 kitap yazmış biri olarak, din istismarından medet uman, Allah ile aldatan, dini zenginleşme, şatafat ve rant aracı olarak gören bir zihniyetin “kitapsız” yakıştırmasından gurur duyarım. Havuz medyasının Sabah’ın, Takvim’in iftira ve hakaretlerine 3 kuruşluk, AK Trollükte profesörlük ünvanını almış ‘atanmayan bakana’ ise 50 bin TL’lik tazminat davası açılacaktır“ dedi.

Yargıdaki siyasallaşmanın medyayı doğrudan etkilediğini belirten Erdem, “Halka gerçekleri anlatmak adına haber yapanların sorgusuz sualsiz cezaevlerine atıldığı bir konjonktürde; attıkları iftiralar, ölüm tehditleri ve hakaretleri nedeniyle haklarında yüzlerce karar bulunan havuz medyasına karşı hiçbir adım atılmaması, maalesef yargının da şekillenmeye başladığını bizlere gösteriyor. Adliyelerin her katında Saray sırlarını ifşa etmekten ve olmayan hakaretten onlarca gazeteciler yargılanırken, havuz matbasının paralı trolleri hemen her gün siyasilerden, gazetecilere ve yazarlara hakaretler ve iftiralar atıyor. Yargı siyasallaşmasına rağmen, hakkımda ABDci, Putinci, İran, İngiliz, İsrail ajanı, PKKlı, Jitemci, FETÖcü akıl yoksunu gibi sayısız iğrenç iftiralarla şahsımı karalamaya çalışarak kendi kimlik karmaşalarını bize yaftalayan ve ötekileştirmeye çalışan bu güruhun her iftirasına 3 kuruşluk değer kadar dava açmaya devam edeceğim.” diye belirtti.

Havuz matbaasının ve Burhan Kuzu’nun “Ermeni, Caferi milletvekili” ifadesine de değinen Erdem, “Kuzu’nun Caferi diyerek şahsımı aklısıra dışlamaya çalışması kendisi ve partisinin farklı kültür ve inançlara nasıl nefretle baktığının bir yansıması olmuş. Caferi değilim; ancak Caferi olmak, Alevi olmak veya başka bir mezhebe, ırka veya kültüre mensup olmak, ayıplanacak ve aşağılanacak bir şey değildir. Anayasa Profesörü bu şahsın, Anayasanın en temel prensiplerinden biri olan eşitlik ilkesinden bile ne kadar bihaber olması ne kadar vahim bir tabloda olduğumuzun da göstergesidir. AKP iktidarı yurttaşlarımızı ötekileştirdiği kimliklerini sahiplenip savunmaktan da asla gocunmuyorum. Asıl utanması gereken, farklı ırk ve inançları ayrıştıran ve nefret suçu işleyenlerdir. Her kelimesi ayrı bir utanç malzemesi olan ve kutuplaştırmaktan öteye geçmeyen seviyesiz açıklamalarından dolayı Kuzu’ya en yakışır yanıtı yine hukukun vereceğini umuyorum. “ dedi.