Çok geç kaldın Avrupa
Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye yönelik raporu temel hak ve özgürlükler konusunda ağır eleştiriler getirse de Ankara'da ciddiye alınmıyor.
Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olma projesinden ne zaman vazgeçti? Hükümet partisi büyük bir oyla 2007’de yeniden seçildiğinde mi yoksa AB ile müzakerelerin başladığı varsayılan 3 Ekim 2005 gecesi mi?
Başlarda AKP’nin en önemli siyasi sermayelerinden biri AB olmuştu. AKP kendi tabanı dışında oy toplamayı AB refomlarını gerçekleştirme ve üyelik vaadinde bulunduğu için başarmıştı. 2005’e kadarki sürede kör topal da olsa kimi reformları gerçekleştirdi hükümet. Sonra bıçakla kesilir gibi kesildi reform süreci. AB giderek Türkiye karşıtı oldu ve ülke içindeki destekçilerini kaybetti. AKP ise AB maskesini düşürerek gerçek gündemini rahatlıkla uygulamaya soktu.
Neredeyse son yedi yıldır Türkiye’nin AB projesi yalnızca sözde kaldı. AB her sene yaptığı gibi Türkiye için ilerleme raporları yayımlamayı sürdürdü ama hükümet ısrarla bu raporlara kulak tıkadı.
10 Ekim’de çıkacak AB’nin Türkiye’ye yönelik İlerleme Raporu’nun taslağındaki eleştirilerin tonu bayağı güçlü. Örneğin raporda Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat’a ilişkin soruşturma ve davaların Türk siyasetini kutuplaştırdığı yazıyor. Davalarda savunma hakları ve saydamlığın sağlanması gerektiği ve mahkemelerin yalnızca polis ya da gizli tanıklardan kanıt kabul ettiği eleştirisi getiriliyor.
Kürt meselesinin Türkiye’nin demokratikleşmesinde “kilit bir konu” olduğu yorumu ve bu konuda olumlu bir adım atılmadığı söyleniyor. Aralık 2011’de Uludere’de 34 vatandaşın öldürülmesine yönelik kamuyouna açık saydam bir soruşturma olmamasının güvensizliğe neden olduğu ve hiçbir siyasi sorumluluğun alınmadığı ifade ediliyor.
Deniz Feneri davasında savcıların görevden alınmasının yargının bağımsızlığına kuşku düşürdüğü mesajı veriliyor. Tutuklu gazeteci ve yazarlardan söz edilirken basın ve ifade özgürlüğünün giderek kısıtlandığı aktarılıyor. Kadın ve çocuk haklarındaki sorunların ciddiyetine dikkat çekiliyor.
Özetle rapor Türkiye’nin AB’ye üyelik için gerekli siyasi kriterleri karşılamaya yönelik yeterince ilerleme sağlamadığının altını çiziyor. İşte asıl sorun da burada başlıyor. Türk hükümeti ve Türklerin çoğu bu çok geç kalmış eleştirilere artık gülüp geçiyor.
En Çok Okunan Haberler
- THY krizi büyüyor
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- Benjamin Brand kimdir? Benjamin Brand hangi okul mezunu?
- İsmailağa ikiye bölündü!
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanından provokasyon!
- Vali koltuğuna oturan öğrencinin sözleri gündem oldu
- Bakanlık, Müge Anlı'daki yayını ihbar kabul etti
- Rıdvan Dilmen'den penaltı ve şampiyonluk yorumu
- Kulüpler Birliği ile TFF arasında gergin toplantı!