DDK, Adli Tıp Raporu'nu açıkladı

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın üç yıllık çalışmalarını değerlendirerek rapor hazırladı. Raporda kurumun Adalet Bakanlığı'na bağlı çalışan bir kurum statüsünden çıkarılması ve cinsel suç mağdurları için de Cinsel Suç Muayene Merkezleri kurulması önerileri getirildi.

DDK, Adli Tıp Raporu'nu açıkladı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.07.2010 - 11:15

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 2007, 2008 ve 2009 yılı faaliyetleri Devlet Denetleme Kurulu tarafından incelendi. Kurulun raporu Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesi üzerinden yayınlandı.

Raporda kurum, mevzuat, teşkilat ve personel gibi konularda yapılan denetimlerin sonuçları ile tespit ve öneriler paylaşıldı. 5 bölümden oluşan raporun son bölümü tespit edilen sorunların çözümlerini içeriyor.

Buna göre tespit ve önerilerin ilk maddesinde Kurumun gerek hizmetleri Adalet Bakanlığı'nın ana hizmetlerinden biri olarak kabul edilememesi, gerekse kendisine ait bir bütçesi olmaması nedeniyle bağlı kuruluş vasıfları taşımadığı belirtildi. Kurumun bilirkişilik faaliyetinin bağımsızlık ve tarafsızlığının sağlanması için "ilgili kuruluş" statüsüne geçirilmesi gerektiği ifade edildi.
 

Cinsel saldırı muayene merkezleri kurulsun

Raporda Adli Tıp Kurumu'nun son dönemde tartışmalara neden olan uygulamalarının ana konusunu teşkil eden cinsel suç mağdurlarına ilişkin uygulamaları da değerlendirmeye alındı. Cinsel suç mağdurlarının ruh sağlığının bozulmasına ilişkin dosyalardaki artışa dikkat çekilirken, şu ifadelere yer verildi:

"Mağdurun ruh sağlığında bozulma oluşup oluşmadığı mevzuunun "nitelikli hâller" arasından çıkarılması ve cezanın üst sınırının yükseltilmesi yoluyla, davaya bakacak olan hâkime, işlenen suçun niteliği ve işleniş biçimini değerlendirmek suretiyle uygun göreceği cezayı vermek konusunda daha geniş bir takdir alanı bırakılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Öte yandan, bu tür davalarla ilgili süreçlerin çok uzamakta olması ve bu esnada mağdur kişilerin birden çok kere muayene edilmek durumunda kalmaları, söz konusu kişilerin ruhsal bakımdan daha da yıpranmalarına neden olabilmektedir. Mevcut sistem ayrıca, delillerin toplanması ve değerlendirilmesi noktasında da ciddi problemler ihtiva etmektedir. Bütün bu
sorunların giderilebilmesini teminen, mağdur kişilerin bir kere muayene edilip, adli sürecin bunlar açısından sonlandırılmasına ve ihtiyaç duydukları psikolojik ve tıbbi desteğin sunulabilmesine imkân verecek "Cinsel Saldırı Muayene/Değerlendirme Merkezi" gibi birimlerin ülke geneline yaygın şekilde ihdas edilmesi gerekmektedir"

İsmi değiştirilsizn önerisi

Raporda kurumun sadece adli tıp alanında değil, adli bilimler alanında faaliyet yürüttüğüne dikkat çekilerek, isminin de "Adli Bilimler Kurumu" olarak değiştirilmesi gerektiği vurgulandı. Kurumun hizmet verdiği tıp dışı alanlarda da uzman yetiştirilmesi bakımından ülke çapında eksiklikleri bulunduğu belirtilerek, "Adli tıp uzmanlarının hem teorik hem de pratik bakımdan daha iyi eğitilebilmelerini; diğer tıbbi branşlarda uzman olup da adli tıp hizmetlerine katılması öngörülen hekimlerin, adli tıp alanında da uzmanlaşabilmeleri için uygun ortam ve araçların sağlanabilmesini; Kurum'da istihdam edilmekte olan personelden akademik kariyerini ilerletmek isteyenlerin Kurum'dan ayrılmak zorunda kalmalarının engellenebilmesini; Kurum kadrolarının öğretim üyeleri için de cazip hâle getirilmesini ve tıp dışı adli bilim alanlarında var olan eğitim açığının giderilerek, ihtiyaç duyulan uzmanların sistematik ve kapsamlı bir biçimde eğitilebilmesini temin edebilmek bakımından, Kurum Başkanlığı bünyesinde lisans öğrenimi sonrasında uzmanlık eğitimi ile birlikte yüksek lisans ve doktora programları da uygulayabilecek nitelikte bir yükseköğretim birimi (Adli Bilimler Akademisi) kurulmalıdır" denildi.
 

Genişletilmiş uzmanlar kurulu

Toplam 28 maddede sıralanan önerilerin içerisinde ülke çapında strateji ve politikaların belirlenerek Ulusal Adli Bilimler Konseyi oluşturulması, ihtisas kurulları yerine sadece ilgili branşlarda uzman kişiler ile adli tıp uzmanlarından oluşan kurullar ile Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu sistemine benzer yapı oluşturulması gerektiği vurgulandı. Ayrıca üniversiteler ve sağlık kuruluşları ile işbirliğinin arttırılması, taşra teşkilatlarının geliştirilmesi ve bilirkişi seçimlerinde titiz davranılmadığı vurgulanarak "doğru" bilirkişilerin seçilmesi önerileri de getirildi.
 

TCK ile uyumsuzluklar

Raporda ayrıca Adli Tıp Kurumu Kanunu'nda yer alan hükümler ile Yeni Türk Ceza Kanunu'nun uyumsuzluk arz ettiği belirtilerek, uyumun sağlanması ve birimlerin görev tanımlarının yeniden yapılandırılması gerektiği vurgulandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler