Denetimli serbestlik ile 'ceza' anlayışı değişiyor
Denetimli serbestlik uygulaması sayesinde, sanıklar hapis cezası alıp cezaevine girmek yerine, tedavi, eğitim ve iş çalışmalarına katılıp, topluma kazandırılıyor. Adana'da bu uygulamadan yararlananların yaklaşık yüzde 80'ini, uyuşturucu kullanmaktan ceza alanlar oluşturuyor.
Adana Denetimli Serbestlik ve Yardım Şube Müdürü Mehmet Aslan, şubenin kurulduğu 2006 yılından bu yana 6 binden fazla dosya geldiğini ve bu kişilere, mahkemenin verdiği denetimli serbestlik cezasının ya da yükümlülüğünün uygulanmasını sağladıklarını belirtti. Aslan, sanıkların ya da hükümlülerin karakollara gidip imza atmalarını, yurt dışına çıkış yasağına uyup uymamalarını, internet kafe, kahvehane, maçlar veya eğlence yerlerine gitmeme gibi cezalarını, Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlananlar ve yaşlılara yönelik ''konuttan çıkmama cezası''nın yerine getirilip getirilmediğini denetlediklerini, cezaya göre bir eğitim ya da çalışma programına katılıp katılmadıklarının belirlenmesini sağladıklarını kaydetti.
Denetimli serbestlik uygulamasına giren suçların, en fazla 2 ya da 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren ''hafif'' suçlar olduğunu belirten Aslan, şöyle devam etti: ''Genelde mahkemeler hafif suçlar işleyen ve ilk kez ceza alan kişilere denetimli serbestlik uygulamalarından birinin yapılmasına hükmediyor. Bazen de mahkeme, yargılama sürerken yargılamaya ara verip, sanığı denetimli serbestlik uygulamasına sevk ediyor. Sanık uygulamayı başarıyla tamamlarsa, ceza almadan beraat ediyor. Denetimli serbestlik en çok uyuşturucu kullananlara uygulanıyor. Bize gelen dosyaların yaklaşık yüzde 80'ini uyuşturucu kullanımı suçu oluşturuyor. Bunun yanında yaralamalı trafik kazaları, kavgalar, bir çocuğun güvercin çalması gibi basit hırsızlıklar da gelen dosyalar arasında.''
Müdürlüğün kurulduğu 2006 yılında uyuşturucu suçundan 250 adet sanığın geldiğini belirten Aslan, ''2010 yılının ilk 6 ayında ise bin 211 adet sanık geldi. Bu kişileri AMATEM ya da Ruh Sağlığı hastanelerine yönlendirip, tedavi olmalarını sağlıyoruz. Bu sırada hastaneye sevk edip, test de ettiriyoruz. Tedavi bittikten sonra da 1 yıl boyunca kontrolümüz sürüyor'' dedi.
Yükümlülüğüne uymazsa, hapis yolu görünüyor
Kendilerine gelen her sanık ve hükümlü ile bir sözleşme imzaladıklarını ifade eden Aslan, şöyle devam etti: ''Kişi sözleşme kurallarına uymazsa, örneğin tedavisine ya da çalışacağı yere gitmezse, 1 kez uyarıyoruz. İkinci kez tekrar ederse denetimli serbestlik hakkını kaybediyor ve durum mahkemeye bildiriyoruz. Mahkeme de hapis cezasını uyguluyor. Cezalar uygulanırken, örneğin bir çalışma yükümlülüğü verilmişse, oturduğu yere yakın bir kurumu tercih ediyoruz. 4 saatlik çalışma, 1 günlük cezaevine denk geliyor. 8 saat ya da 2 saat çalışmak da mümkün. Çalışma cezaları, genellikle okullar, kamu kurumları, belediyeler ya da orman ve fidan müdürlüklerinde temizlik yapma şeklinde oluyor.''
Aslan, yaşadıkları en önemli sıkıntının, ''bir yere gitmeme'' şeklinde verilen cezaların denetimi olduğunu belirterek, ''Bu konuda da, batı ülkelerinde uygulanan 'elektronik kelepçe'nin kullanımına yönelik çalışmalar sürüyor. Kısa süre içerisinde Türkiye'de bu uygulamaya geçilecek. Şu anda bu denetim polis aracılığıyla yapılıyor'' dedi.
İlginç örnekler
Zaman zaman, mahkemelerin ilginç cezalar ve yükümlülükler verdiğini ifade eden Aslan, ''Örneğin, ormana zarar vermek suçundan ceza alan bir kişiye, 1 yıl süreyle yaylaya gitmeme cezası verildi. Bu ceza da polis tarafından, kişiyle zaman zaman evinde görüşülerek denetlendi'' dedi. Aslan, görevini suiistimal suçu işleyen bir doktora ise 1 yıl boyunca, resmi kurumlarda düzenlenecek sağlık taramalarında ücretsiz olarak görev alma yükümlülüğü verildiğini belirterek, ''Bir sanığa ise Ateşli Silah Kanununa muhalefetten verilen hapis cezası, seçenek yaptırımına çevrildi. Bu kişi, 1 yıl boyunca ayda iki kez hastaneleri ziyaret ederek, ateşli silah yaralılarının durumun görmek ve onlara refakat etmekle görevlendirildi. Bu yükümlülüğün infazı da Adana Devlet Hastanesinde gerçekleştirildi'' diye konuştu.
Bir çift arasındaki kavgadan dolayı kocaya ''öfke kontrol programı''na katılma yükümlülüğünün verildiğini kaydeden Aslan, ''Bu kişi de yükümlülüğünü İl Sağlık Müdürlüğü'ndeki kursa katılarak yerine getirdi. Trafikle ilgili bir karar da ilginçti. Sanık ceza almak yerine, hakim tarafından 'güvenli sürüş teknikleri' konusunda bir kursa katılma yükümlülüğüne tabi tutuldu. Bunun da infazı özel bir sürücü kursunda gerçekleşti'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği