Dersim ve Acıyı Bal Eylemek
Dersimli, CHP’nin yanında değil, laik Cumhuriyetin yanında yer almaktadır. Yüzyılların acıları ile yoğrulmuş olan Alevilik düşüncesi, Dersimliyi doğal olarak laik ilkelerin ve Cumhuriyet rejiminin yanında yer almaya yönlendirmiştir. Bu konu, onlar için yaşamsal önemdedir.
Geçen hafta Dersim olayları gündemin birinci maddesine oturdu. Siyasiler konuştu, birçok gazeteci ve TV yorumcusu konuyu ele alıp çözümlemeler yaptı.
70-80 yıl önceki sosyolojik ve toplumsal olay, 2011’in, yani 21. yüzyılın koşulları çerçevesinde değerlendirmeye alındı.
Öncelikle konunun açılması, ele alınması, konuşulması, tartışılması kuşkusuz çok önemlidir ve olumludur.
Ancak çok sakıncalı bir durum, adeta Dersim olayı üzerinden ırk ve mezhep ayrımcılığı yapılıyor izleniminin ortaya çıkmasıdır.
Sosyolojik yönleri ağır basan bir toplumsal olayla yüz yüzeyiz. Bir yanda bir ulusdevlet inşası, öte yanda etkinliklerinin sürmesini isteyen feodal beylerin tutkuları söz konusudur. Bu nedenle konu ağırlıklı olarak tarihçilerin ve toplumbilimcilerin yoğunlaşacakları bir alandır.
Dünyanın dört bir yanında, parlamentolar Ermeni sorunu konusunda siyasal kararlar alırlarken “Bu konu tarihi bir konudur, siyasete karıştırmayın” diyoruz. Şimdi de ırk ve mezhep yönlerinden “istismara” açık bir konuda, siyasi partilerin etki ve egemenliğine açık bir Meclis inceleme komisyonu istiyoruz. Bu doğru bir yöntem değildir, adaletli de olmaz.
Bu konuda, olayları derinlemesine incelemiş olan, Dersimli yansız tarihçilerin bulguları özet olarak şöyledir:
• Dersim olayı, feodal yapının korunmasını isteyen aşiret beyleri ile yeni kurulan Cumhuriyetin merkezi hükümeti arasındaki güç çatışmasından doğmuştur.
• Bu karşı çıkışta, temel olarak 50 aşiretten sadece 6 aşiret aktif rol almış, diğerleri karşı çıkışa katılmamışlardır.
• Son tahlilde, özellikle 1938’de merkezi hükümet otoritesi orantısız güç kullanmıştır.
Buraya kadar yazdıklarımızdan yalnış bir değerlendirme çıkarılmamalıdır. Bu satırların yazarı Dersim olayındaki orantısız güç kullanımını asla uygun görmemektedir.
Bu konuda devlet geleneklerine ve devlet saygınlığına uyacak usuller içinde özür dilenmeli ve mağduriyetler devlet ciddiyeti çerçevesinde giderilmelidir.
70-80 yıl önceki bu sosyolojik olay sonrası Dersimlinin tutumu beni yıllarca etkilemiştir. Dersimli bu feci olaylardan sonra, konuyu genel olarak iç benliğine gömmüştür.
Devlete karşı kin tutmamıştır. Yüzyıllara dayalı “Acıyı bal eyledik” sözü Dersim olayına da uyarlanmıştır.
Bir de bu tartışmalarda incitici ve olumsuz bir yan ağır basmaya başladı. Bu da bu olay üzerinden Alevi düşünce sisteminin yargılanmak istenmesidir.
Gerek yandaş basın, gerek TV’lerde; “Mademki CHP hükümeti Dersim’e böylesi bir askeri harekât yapmıştı, neden Dersimliler ve Aleviler hâlâ CHP’ye oy veriyorlar?”... Bu temele dayanarak Alevi kitlesi sorgulanmaya çalışılıyor.
Anlaşılmayan nokta şurasıdır:
Dersimli, CHP’nin yanında değil, laik Cumhuriyetin yanında yer almaktadır. Yüzyılların acıları ile yoğrulmuş olan Alevilik düşüncesi, Dersimliyi doğal olarak laik ilkelerin ve Cumhuriyet rejiminin yanında yer almaya yönlendirmiştir. Bu konu, onlar için yaşamsal önemdedir.
Eğer bugünkü koşullarda, daha etkin, daha ilerici, daha aydınlanmacı, daha eşitlikçi ve özgürlükçü, emekten yana ve hepsinden önemlisi, gerçek olarak laik düşünceye bağlı güçlü bir parti çıkarsa Dersimli ve Aleviler o partiye yönelirler. Ama bu olmazsa tutum ve tavırlarını değiştirmezler.
Dersim olayı oy kaygıları için daha fazla kaşınmamalıdır. İhtiyar bir bilge Dersimli TV’de çok bilgece bir söz söyledi:
“Biz bu acıyı yıllardır kapatmıştık, acıyı bal eylemiştik...”
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği