Diyabetin yaşı yok

Diyabet, şu anki tedavi yöntemleriyle kesin tedavisi veya radikal tedavisi olmayan bir hastalık. Açlık kan şekerinin 126 ve üstü, tokluk kan şekerinin ise 200 ve üzerinde olması diyabet hastalığı göstergesi.

Diyabetin yaşı yok
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.11.2010 - 07:36

Bir insülin hormonu hastalığı olan ancak halk arasında şeker hastalığı diye bilinen “diyabet”in tüm dünyada yüzde 100’e varan oranda artış gösterdiği belirtiliyor. Ülkemizde diyabet hastalarının sayısının 9 milyon kadar olduğu, gizli diyabet hastaları ile birlikte bu rakamın daha da arttığı ifade ediliyor. Uzmanlar, dünyada 285 milyon kadar şeker hastası olduğunu, önlem alınmadığı takdirde bu rakamın 2030 yılında 438 milyona çıkacağı uyarısında bulunarak “Hareketsiz yaşamdan ve stresten uzak durun, sağlıklı beslenin, kilolu olmayın” diyor.

Diyabet denildiğinde ilk olarak kendine iğne yapan, şeker yiyemeyen hasta profili akla geliyor. Oysa, hekimler diyabetin bir insülin hormonu hastalığı olduğunu, şekerin, hastalığın sebebi değil sonucu olarak ortaya çıkan bir durum olduğunu belirterek “Diyabetin sebebi insülin hormon eksikliğidir. İnsülün hormonu hücre içine giremez, giremeyince de glukozu hücre dışından hücre içine alıp getirecek olan transporterler aktif olmaz. Şeker kanda birikir. Bu nedenle şeker hastalığı adı verilir” açıklamasını yaptı.

İstanbul Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, diyabetin Tip 1 ve Tip 2 çeşidinin olduğunu, hastaların yüzde 90’ını Tip 2 diyabet hastaları oluşturduğunu söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, Tip 1 diyabetin çocukluk çağında ortaya çıktığını, insülin hormonunun vücutta hiç olmaması anlamına geldiğini ve bu hastaların mutlaka insülin iğnesi kullandığını ifade etti. Yılmaz, insülin iğnesinin günde 3-5 kez değişen aralıklarla hastanın kendisine yapması gerektiğini anlattı.

Vücutta insülin bulunmasına karşın hücre düzeyinde kullanılamamasına bağlı ortaya çıkan diyabetin ise Tip 2 olduğunu ve erişkin yaşlarda ortaya çıktığını anımsatan Prof. Yılmaz, Tip 2 diyabetin dünyada hızla yayıldığını vurguladı.

Yılmaz, Tip 2 diyabetlilerin mutlaka insüline ihtiyacının olmadığını, ancak çok iyi tedavi edilmemesi durumunda 10 yıl içinde insüline ihtiyaç duyabileceğini anlattı.
 

150 bin kişinin bacağı kesiliyor

Prof. Dr. Temel Yılmaz’a göre diyabet hastalığı, dünyada bir numaralı ölüm nedenleri içinde olan kalp-damar ile beyin-beyin damar hastalıkları, felçler, kronik böbrek hastalıklarının bir numaralı hazırlayıcısı ve sebebi. “Hemodiyalize giren her 2 hastadan biri diyabetlidir” diyen Prof. Yılmaz, Avrupa’da 20 yaş üzeri körlük nedenleri içinde de diyabetin birinci sırada yer aldığını anlattı. Yılmaz, diyabete bağlı olarak her yıl 150 binin üzerindeki hastanın bacağının kesildiğinin altını çizdi.
         

Hareket edin

Diyabetin hızla artmasının nedenleri arasında “hareketsiz yaşam” ilk sırada geliyor. Prof. Dr. Temel Yılmaz, hastalığın bu kadar hızlı yayılmasının altındaki en önemli nedenin, 21. yüzyılın gündemimize getirdiği yeni hayat modelinden kaynağını alması olarak değerlendirerek “Bilgisayar başında geçirilen uzun saatler, televizyon, diziler, otomobil kullanımı gibi hareketsiz bir yaşam, kapalı ortamlarda uzun saatler geçirme, çalışma saatlerinin uzaması, stres, hızlı ve çabuk yemek yeme, fast-food bütün bunlar diyabetin hızla artışını hem de daha önce 40’lı yaşlarda ortaya çıktığı düşünülen diyabetin 10-20’li yaşlara kadar inmesine neden olmuştur” açıklamasını yaptı.
         

Kimler risk grubunda?

• Birinci, ikinci, üçüncü derecede akrabalarında diyabet olanlar.

• 45 yaş altı aşırı şişman (obez) olanlar, kan yağları yüksek olanlar, hipertansiyonu olanlar, kalp hastalığı olanlar.

• Hamilelikte 20 kilonun üzerinde kilo alan kadınlar ve/veya doğum kilosu 4 kilogramın üzerinde bebeği olan kadınlar.

• 45 yaş üzeri herkes. (45 yaş üzerinde diyabetin görülme oranı yaklaşık yüzde 20.)
 

Gizli şekerin belirtileri?

Gizli şeker hızlandırılmış açlık modelidir. İnsülin salgı bozukluğu vardır. Bu nedenle hastanın öğün aralığı kısalmıştır. Hastada şu belirtiler görülür:

• Hızlı ve çabuk yemek yeme.

• Açlığa tahammülsüzlük

• Açlıkta baş ağrısı/fenalık hissi.

• Zaman zaman tatlı krizinin olması.

• Ağır yemekten sonra yorgunluk.

• Uykudan uyanıp yemek yeme.
 

Açık şekerin belirtileri

• Çok su içme.

• Çok sık idrara çıkma.

• Ağız kuruluğu.

• Bulanık görme.

• Sık enfeksiyon / hastalanma.

Uyuyan tehlike, gizli şeker

Diyabetin diğer önemli noktasının ise henüz klinik bir bulgu vermeyen “gizli şeker” süreci olduğu belirtildi. Gizli şeker hastaları ile birlikte hastaların sayısının yüzde 50 oranında arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Temel Yılmaz, gizli şekerin hiçbir bulgu vermemesine karşın diyabetle ilişkin olarak bu süreçte organ hasarlarına neden olduğunu söyledi. Yılmaz’a göre gizli şekerin belli başlı bulgularından bazıları şöyle:

• Özellikle kan yağlarında yükselme.

• Hipertansiyon (yüksek tansiyon).

• Şişmanlık.

Prof. Dr. Temel Yılmaz, gizli şeker dönemindeki hastaların önemli bir bölümünde kalp-damar problemlerinin görüldüğünü anımsatarak “Gizli şeker dönemi hiçbir belirti vermemesine karşın organ hasarlarının ortaya çıkması nedeniyle diabetelojide özel bir önem taşır. Bu dönemde açlık kan şekeri normaldir. Gizli şekerde teşhis ancak tokluk kan şekeri ile yapılır. Toklukta kan şekerinin 140’ın üzerine çıkması önemli bir gizli şeker açısından göstergedir. Bu nedenle özellikle risk grubunda olanlar mutlaka bununla ilişkili olarak tetkik ve kontrollerini yaptırmak zorundadır” dedi.
 

Şeker koması

Şeker koması ikiye ayrılıyor. Şeker yükselme koması ve düşük şeker (hipoglisemi) koması. Prof. Dr. Temel Yılmaz, yüksek şeker komasının yetersiz ilaç ve insülin ya da ani ortaya çıkan ateşli hastalık veya sağlık sorunu ile hastadaki insülin ihtiyacının ani artışına bağlı olarak ortaya çıkan bir durum olduğunu anlattı. Yılmaz, diyabet hastalarına tatlandırıcı kullanmayı tavsiye etmediklerini anımsatarak “Tatlandırıcılarla imal edilmiş tatlıları biz önermiyoruz. Eğer yenilirse de sınırlı olarak alınmasını tavsiye ediyoruz” dedi.
 

Umut veren gelişmeler

Şeker hastalığı ile ilgili son yıllarda büyük gelişmeler yaşanıyor. Yapay pankreas, adacık hücre nakli ve kök hücre ile ilgili çalışmalar sürüyor.
 

Kök hücre nakli

Prof. Dr. Temel Yılmaz, pankreas naklinin büyük bir operasyon olduğunu, nakil yapılan hastaların ömür boyu ilaç kullanması gerektiğini belirtirken çalışmaların en çok hücre nakli ve kök hücre nakli üzerinde yoğunlaştığını anlattı. “Hücre nakli, adacık nakli çalışmaları da dünyada bunu sürdüren 50 kadar merkez vardır. Bizim üniversitemizde de bu konuda çalışmaları biz yürütüyoruz, başlatıyoruz” diyen Yılmaz, kök hücreden insülin salgılayan hücre yapmak ve vücuda yerleştirmek konusunda da çalışmaların yürütüldüğünü, bu konudaki çalışmaların da devam ettiğini anlattı.
 

Adacık nakli

Adacık naklinin ise daha kolay olduğunu anımsatan Yılmaz, “Adacık nakli hem büyük cerrahi operasyon gerektirmeyen, hastanın bayılmasını, uyutulmasını, bir yerinin kesilip açılmasını gerektirmeyen çok kolay bir işlem. Uygulaması yapılıyor başarı oranı düşük, gider gitmez gittiği doku tarafından reddedilip öldürülebiliyor. Bunun üzerine çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler