Dolar kapanı
Türkiye’nin etrafındaki çevreleme işaretlerini ekonomiden ayrı düşünmek olanaklı değil
Bir öğretmenler günüydü Rus uçağı Yayladığı sınırında düşürüldüğünde... Olayı yerinden izlemek için Yayladağı’na gitmiştik. Saha farklıydı ama siyaset, yüksek perdeden, “düşürdük” açıklamaları yapıyordu. Türk-Rus ilişkilerinde sonuçlarını halen yaşıyoruz.
Türkiye’nin hava savunma sistemlerine duyduğu ihtiyaç da bu dönemde yoğunlaşmıştı. Uçak krizinden sonra başlayan ilişkilerin yumuşama süreci değerlendirildi, S-400 sistemlerinin alımı gündeme geldi ve anlaşma imzalandı.
İktidar medyasının bir süre esip savuran, meydan okuyan yorumlarının ardından artık Türkiye’nin kayıpları konuşulmaya başlanmış görünüyor:
“S-400’leri almamak olmaz ama nereye gitsin? Azerbaycan mı, Katar mı? Türkiye S-400’ler için 2.5 milyar dolar ödeyecek ama F-35’lerden 10 milyar dolar kazanacak...”
Söylemler böyle, neyi feda edeceğiz?..
Belki ders çıkarmayı öğreniriz umuduyla, oluşan bölgesel görünümü anlamaya çalışalım.
Türkiye kapalı kapılar ardında yoğun olarak gündeme gelen bir kuşatma yaşıyor. İç siyasette aparat olarak kullanılmasın diye de hemen hiç kamuoyuna açık edilmeden söylenecekler söyleniyor.
Kuşatmalardan biri Doğu Akdeniz’de. ABD, Kıbrıs Rum kesimi ve İsrail’i bölgedeki gaz yatakları konusunda destekliyor, Türkiye’nin hareket alanını daraltma adına...
ABD, iktidarın ciddi bir şekilde angaje olduğu Filistin ile Golan Tepeleri konusunda İsrail’e tarihsel destekler sağlıyor, Türkiye kısıtlanıyor. Golan’ın ilhakı “Suriye’nin toprak bütünlüğü” savunusuna ayrıca darbe vuruyor ki bu başka bir konu...
Doğuya ilerleyelim; ABD, Fırat’ın doğusunda milim kıpırdamıyor, oyalama açıklamalarına Türkiye alışmış görünüyor.
Kuzeye geçelim. NATO Karadeniz’de güç artırımı kararı alıyor, Türkiye, S-400 alacağı Rusya’yı hedef alan girişime destek veriyor.
Batıya gelelim. Ablukanın en zayıf halkası Ege. ABD, birtakım deniz üsleri konusunda Yunanistan’ı heveslendiriyor.
Üstüne açık açık söylenen “ekonominizi çökertiriz” tehditlerini koyun. Manzara pek parlak değil...
Daha FETÖ var, Halkbank var...
Çare?.. Var. Yüzümüzü, 100. yılı yaklaşan 19 Mayıs 1919’a dönelim.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!