Edebiyatımızın öfkeli yazarı; İlhan Tarus (23.05.2020)
Bazı yazarların hayatı ile edebi serüveni şaşırtıcı ölçüde örtüşür. İlhan Tarus onlardan biri. Değişken, öfkeli ve ayrıksı yaşamı gibi yapıtları da dalgalı bir seyir izlemiş; çok okunmuş, tartışılmış, eleştirilmiş, sonra unutulmaya terk edilmiş. İlhan Tarus’un romanları H2O Kitap tarafından yeniden yayımlandı.
Yıllar
sonra yeniden okunur olduğunda, edebiyat kadar toplumsal yapıya, yakın tarihe
de ışık tutan metinlere imza attığının fark edilmesi ise ayrı bir durum.
1950’li 60’lı yıllarda bu yanı çok gündeme gelmemiş nedense; belki o günlerde
edebiyatımızın gözdesi olan “köy romanları” içine sokulamadığı için, belki sert
polemikler içinde kaybolduğundan... Köy romanlarının öne çıktığı bir dönemde
onlardan farklı, sosyalist bakışa daha yakın yapıtlarını yeniden, okuma ülkemiz
sosyalist yazarlarının yazgısının trajik bir örneği olan onun yaşamının
gizlerini çözmek, edebiyatımızın yakın tarihini anlamak açısından değerli
olabilir.
GENÇ,
HEYECANLI VE HIRÇIN!
İlhan
Tarus, kayıtlara göre, 1907’de, Tekirdağ’da doğdu ancak oğlu Cengiz Tarus’a
göre, Bulgaristan Razgrad doğumlu olup ailesinin göç ettiği Tekirdağ Eski Cami
Mahallesi’nde nüfusa sonradan kaydedilmiş olması da mümkün.
Tarus,
çocukluğunu birçok yapıtında yer yer kendini hissettirecek olan ve
Mütareke/Kurtuluş Savaşı döneminde babasının reji müdürlüğü yaptığı Biga’da
geçirdi. İstanbul Kabataş Lisesi’ni bitirdi. Ankara Hukuk Fakültesi’nin ilk
öğrencilerinden oldu. Mezuniyetin ardından Başbakan İsmet İnönü’nün de
katıldığı bir törenle Maraş / Pazarcık savcılığına doğru yola çıktı. Onu orada
bekleyen “aydınlığa susamış halk” değil, devranın sürmesinden yana olan
mütegallibedir. Genç, heyecanlı ve hırçın savcı çatışır onlarla. Bunun bedeli
mesleğini kaybetmesi, karşılığında ise Yeşilkaya Savcısı romanını kazanmasıdır!
İŞSİZ
SAVCI
İlhan
Tarus 1940’lı ve 50’li yıllarda çoğunlukla işsizdir. Önemsiz telif gelirleri ve
memur olan eşinin maaşıyla geçinirler. Adalet Bakanlığı’na karşı açtığı davayı
kazansa da mesleğine dönemez. Bu
yıllarda işsiz, mutsuz, kırgındır ve sosyalist çevrelerin içindedir. Yaşamının
bundan sonraki dönemi çoğunlukla Ankara’da geçecektir.
Türkiye
Sosyalist Partisi genel başkanı Esat Adil, yakın arkadaşıdır. Bu partinin yayın
organı olan Gün dergisinde hikâyeleri yayımlanır. Sevim Tarı (Belli) da
arkadaşıdır; genç yaşta yaşamını kaybedecek olan şair ve DP karşıtı eylemlerin
öncülerinden Suphi Taşhan yakın dostlarındandır. Taşhanların Dikmen’deki bağ
evlerinde yapılan hararetli tartışmaları anımsıyor Cengiz Tarus. Kimlerdi
onlar?
Çocukluğunun
bulanık anıları arasında adları hatırlayamıyor ama kendi evlerinde kurulan
sofraların müdavimleri arasında Çetin Altan’ı ve eşi Kerime Hanım’ı, Cahit
Sıtkı Tarancı’yı, Orhan Veli’yi, Şerafettin Aydınlık’ı, Saffet Nezihi
Bölükbaşı’yı, Mehmed Kemal’i çok iyi anımsıyor.
Maltepe’deki
evlerinin kapı komşusu ise Fikret Otyam’dır. Ölene değin Otyam ve Mustafa Şerif
Onaran vazgeçemediği dostları olarak kalacaktır. Adnan Binyazar, ölümü üzerine
Varlık’ta şöyle yazacaktı: “Yu¨zu¨nde, her gerc¸ek yurtseverin, gerc¸ekleri
go¨rmeden gec¸emeyenlerin kırık anlatımını go¨rmu¨s¸u¨mdu¨r.”
SİYASAL
TUTUM
Keskin
gözlemciliği ile yaşamı izleyen Tarus otobiyografik yanı epey ağır basan romanı
Yeşilkaya Savcısı’nda, Ankara’nın pek bilinmeyen yanlarını anlattığı Saman
Pazarı’nda ve bunu izleyen romanı Var Olmak’ta siyasal tutumunu iyice
belirginleştirir. Yaşamının sosyalist çevrelerle kesiştiği döneme denk gelen bu
romanları ülkenin sosyal yapısına tutulan bir büyüteç gibidir de aynı zamanda.
Babasını
da bir şekilde kattığı Var Olmak’ta savaşın yanında, iktidar çekişmelerinin,
zenginliği pay edemeyen yerel güçlerin tarumar ettiği Biga’daki tütün
sömürüsünü o dönemle ilişkilendirerek gerçekçi bir şekilde anlatır:
“O zamanlar
memleketin canını sömüren imtiyazlı şirketler bu sebepten, Karabiga’da koca
koca tütün imalâthaneleri işletirlerdi. Mevsimi geldi mi kasabanın denizi
yelkenlilerle, motorlu gemilerle dolardı. Kerli ferli yabancılar, lâhana
dolması kalınlığında purolarını tüttürerek, sokaklarda dolaşmaya başlarlardı.
İngiliz Lordlarının, Amerikan milyonerlerinin aradığı tütün Karabiga
topraklarında yeşerirdi çünkü. Altın torbaları gürül gürül çıkardı iskeleye. O,
dünyaları satın alacak kırattaki şapkalılar, vızır vızır dolaşırlardı depoları,
dükkânları. Önleri sıra Ermeni, Rum simsarlar. Ceplerinde çek defterleri.”
Yaşar
Nabi Nayır, ölümü üzerine Varlık’ta (sayı: 687) hazırladığı dosyada Tarus’u
önemli hikâyecilerden saymıştır: “Sabahattin Ali, Sait Faik, Ümran Nazif’in
ardından ve böylece cumhuriyetten sonra yazmaya başlamış hikâyecilerimizin en
iyilerinden beşi ayrılmış oldu aramızdan. Gerçekçi bir yazardı Tarus. Kendi
bildiği, gördüğü, duyduğu gerçekleri, yurdunun küçük, silik insanlarınca
yaşanmış birtakım acı olayları anlatmaya çalıştı romanlarında, hikâyelerinde.”
YARIM
YÜZYIL SONRA YENİDEN
Nayır’ın
bu saptamasına ek olarak Konur Ertop da onu başka bir açıdan şöyle tanımlar:
“Kurtuluş savaşımızla ilgili Var Olmak ve Hükümet Meydanı romanları yakın
tarihi yeni gözle değerlendirme çabasının ürünleridir. Bu romanlar Anadolu'nun
kurtuluş yıllarındaki toplumsal durumunu, insanlarını, inançlarını, gerici ve
devrimci hareketleri iyi bir şeklide canlandırır. İçlerinden özellikle
birincisi sanatçının en sağlam eserlerindendir.”
İlhan
Tarus, Ankara’da, Cebeci Mezarlığı’nda, bütün kavgaların, hayal kırıklıklarının
uzağında, yakın dostu Fikret Otyam’ın tasarladığı mezarında yatıyor. Kitapları
yarım yüzyıl sonra yeniden yayımlanıyor, okunuyor; öfkesi hayatın içinde
isyancı bir damara bağlanıyor yeniden.
Var
Olmak / İlhan Tarus / H2O Kitap / 176 s.
Hükümet
Meydanı / İlhan Tarus / H2O Kitap / 240 s.
Vatan
Tutkusu / İlhan Tarus / H2O Kitap / 280 s.
Uzun
Atlama: Bir Endüstrileşmenin Romanı - Cumhuriyet’in Şeker Fabrikaları / İlhan Tarus
/ H2O Kitap / 256 s.
Kasabanın Ruhu / İlhan Tarus / H2O Kitap / 208 s.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği