Endişenin çeşitli halleri

Onur Ünlü, Emek Sineması eylemine polis saldırısını anlatırken "Paf diye su patladı üstümüzde. Sonra biber gazı. Sonra, polisten niye kaçıyorum ki diye düşündüm. Durdum orada" diyor.

Endişenin çeşitli halleri
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.04.2013 - 08:43

Çoğu sinemacı için malum gün. Emek sineması eylemi. Tam polisin saldırıya başladığı anlarda, tazyikli su, biber gazı havada uçuşurken herkes kendini korumanın derdindeyken kalabalığın içinden biri yapışıyor Onur Ünlü’nün koluna: “Abi biliyorum hiç sırası değil ama, Mimar Sinan Üniversitesi’ne söyleşiye gelir misin?” Tam da Onur Ünlü sahnesi gibi...

Olayların ertesi gününde İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışma bölümde yer alan yeni filmi “Sen Aydınlatırsın Geceyi”yi konuşmak için buluştuğumuzda sinirler hâlâ gergindi: “En son ana kadar durdum orada. Uğur Abi (Vardan), Cengiz (Bozkurt), Serkan (Keskin) oradaydık... ‘Paf’ diye su patladı üstümüzde. Sonra biber gazı. Sonra düşündüm bir an, polisten niye kaçıyorum ki. Durdum orada. Neden bu hale düşürülüyorsunuz ki, koca koca insanlarız.”

Sinemanın yukarı taşınmasına herkes gibi o da bir anlam veremiyor belli ki. “O binayı satarsın, alan alır. Ama sen adamsan böyle bir sinema var, orayı ayrı tutar projeyi de ona göre yaparsın. Orayı korursun. Devlet bunu da yapmayacaksa ne yapacak? Eylemde olan herkes bir sürü riskler alarak bu işi yapan insanlar. Gazeteci, sinemacı... Bir insana sinirlenirsin ama saygından dolayı laf söylemezsin; Erden Kıral’a gaz sıkılır mı ya!”

Cevat Çapan’ın Shakespeare’in sonelerinden derlediği kitabının ismi “Sen Aydınlatırsın Geceyi”. Yıllar önce Adam Yayınları’nın bastığı kitabı gördüğünden beri hep çok güzel film ismi olur diye düşünmüş. Bir önceki filmi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi” de Shakespeare’in “İnsan insandır” sözüyle açılıyordu. “Shakespeare’i kim sevmez. Onu sevmezsek kimi seveceğiz şu hayatta?”

Birtakım sıra dışı özellikleri olan insanların gündelik ve olağan sıkıntılarını, endişelerini anlatıyor film. Bu film de Euripides’in “İnsan endişeden yaratılmıştır” sözüyle açılıyor. İnsanların süper güçleri olsa bile özünün aynı kalacağını söylüyor. Ona göre film süper kahraman filmi değil. Zaten fantastik sinemayla da çok ilgilenmediğini söylüyor: “En son Mandrake ve Kızıl Maske’de kaldım. Karakterlerin birtakım olağanüstü özellikleri var. Benim derdim başka. İnsanın durduğu yerden emin olamamasının yarattığı sıkıntıyla ilgili. Ki bu temel sıkıntıdır. Hepimizin içi içini yer sürekli olarak. Her an endişe içindeyizdir. O endişenin çeşitli hallerini gösteren bir film yapmaya çalıştım.”

Filmleri bir yana, ana akım işi televizyon dizisi “Leyla ile Mecnun”dan da belli, Ünlü’nün derdi hikâyeden çok karakterle. Filmdeki karakterlerin çoğu da “Leyla ile Mecnun”daki oyuncular. Ali Atay, Cengiz Bozkurt, Ahmet Mümtaz Taylan... “Aslolan karakterdir. Hikâye kolaydır. Karakterler hikâyeyi kendi kendine yaratır. Karakterler birbirine değdikçe çatışma çıkar, o çatışma da hikâyeyi doğurur zaten. Doğalında gelişir. Tıpkı hayatta olduğu gibi.”
(“Sen Aydınlatırsın Geceyi” yarın saat 21.30’da Atlas Sineması’nda gösterilecek.)

 

‘Filmi kendimiz dağıtacağız’

Ana dağıtıma girmeyecek film. İsteyenlere ortak imkânları kullanarak ulaştıracağız. Türkiye’nin dört bir tarafına, kültür merkezleri, üniversiteler... Talepler de gelmeye başladı. ismail@eflatunfilm.net’e mail atabilir filmi almak isteyenler. Ücretsiz olmayacak ama o memlekette ne kadara satılıyorsa biletler o kadara satılacak. Biz de bir biletten ne kadar alınıyorsa o kadar alacağız. Ortalama bir şey. Esas benim istediğim, bizi bir sinema klübü çağırsın satsın biletleri, bize bizim payımız, kendi payıyla da oraya kamera, film alsın. Bizim filmimiz siyah - beyaz, bu tür filmlere arthouse diyerek üzerlerini çiziyorlar. Biz de bu şekilde daha fazla insana ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Semaver Kumpanya’ya perde aldık, ses sistemi kurduk. İlk orada göstereceğiz.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler