Enflasyon Şubat'ta da yükselecek
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, vergi ayarlamalarının yansımaları, işlenmemiş gıda fiyat artışları ve baz etkileri nedeniyle yıllık enflasyonun Şubat ayında da belirgin bir yükseliş göstereceğine ve bir süre hedefin üzerinde kalacağına dikkat çekti.
Küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğunu ve toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Kurul, faiz oranlarının uzun bir süre düşük düzeylerde tutulması gerekeceğini teyit etti.
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayınladı. Toplantı özetinde yılın son çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürdüğüne işaret ettiği vurgulanarak, Kurul'un toplam talep koşullarındaki orta vadeli seyrin temel belirleyicisinin küresel büyüme görünümü olacağı yönündeki değerlendirmesini koruduğu vurgulandı. İktisadi faaliyetin kademeli bir şekilde toparlanacağı öngörüsü altında ekonomideki kaynak kullanım oranının bir müddet daha düşük düzeylerde kalacağı ve enflasyona düşüş yönünde destek vermeye devam edeceği tahminine yer verilen toplantı özetinde vergi ayarlamalarının yansımaları, işlenmemiş gıda fiyat artışları ve baz etkileri nedeniyle yıllık enflasyonun Şubat ayında da belirgin bir yükseliş göstereceğine ve bir müddet hedefin üzerinde kalacağına dikkat çekildi.
2009 yılının ilk çeyreğinde küresel krizin etkilerinin derinleşmesiyle toplam talepte gözlenen keskin düşüşün, anılan dönemde temel fiyat göstergelerinin değişim oranlarının tarihsel olarak düşük düzeylerde gerçekleşmesine neden olduğu vurgulanarak, bu doğrultuda, temel enflasyon göstergelerinin de baz etkisi nedeniyle yıl ortasına kadar sınırlı bir artış göstereceği, ancak yıl boyunca hedefin altında seyretmeye devam edeceği
öngörüsünde bulunuldu.
Ilımlı toparlanma sürüyor
Toplantı özetine göre son dönemde açıklanan veriler, iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma sürecinin devam ettiğini gösterdi. Aralık ayında sanayi üretimi yıllık yüzde 25.2 gibi yüksek oranlı bir artış kaydetti. Bu gelişme ilk bakışta çok hızlı bir canlanma gibi görünmekle beraber, Kurul'un daha önce de vurguladığı gibi üretimde görülen bu hızlı artışta takvim etkisi ve bir önceki yılın aynı ayındaki düşük üretim düzeyi önemli rol oynadı.
Mevsimsellikten arındırılmış veriler, sanayi üretimindeki yükseliş eğiliminin aylık ve çeyreklik bazda sürdüğünü, ancak bu artışların ılımlı bir toparlanma seklinde gerçekleştiğini gösterdi. 2010 yılı Ocak ayına ilişkin kapasite kullanım oranı da imalât sanayi üretiminde ivmelenmeye işaret etmedi.
İç talepte kademeli artış
İç talep kademeli bir artış eğilimi sergiledi. Üretim ve ithalat verileri özeltüketim talebinin son çeyrekte dönemlik bazda artmakla birlikte düşük düzeylerini koruduğuna işaret etti. Sermaye mallarına ilişkin üretim ve ithalat verileri, özel yatırım talebindeki toparlanmanın son çeyrekte sürdüğüne işaret etti. Yatırım talebinin kriz öncesi dönemlere kıyasla düşük düzeylerini uzun bir müddet koruması öngörüldü.
Dış talep belirsizliği
Dış talebe ilişkin belirsizlikler sürdü. Kurul, altın hariç ihracat miktar endeksinin işaret ettiği toparlanma hızının kriz öncesi dönemin oldukça altında olduğu vurgulandı. Öncü göstergeler bu eğilimin Ocak ayında da
sürdüğüne işaret etti.
İşsizlik hala yüksek
İstihdam koşullarında bir miktar iyileşme gözlenmekle beraber, issizlik oranları halen yüksek seviyelerde seyretti. Üretimdeki ılımlı toparlanmaya paralel olarak 2009 yılı Kasım döneminde istihdam yıllık yüzde 3.5, tarım dışı istihdam ise yüzde 2 oranında arttı.
Şubat enflasyonuna da vergi artışı yansıyacak
Ocak ayında tüketici fiyat endeksi yüzde 1.85 oranında arttı. Yıllık enflasyon 1.66 puan yükselerek yüzde 8.19 oldu. Yıllık enflasyondaki bu artışta kamu fiyat ve vergi ayarlamaları etkili oldu. Bu gelişmelerin tüketici enflasyonu üzerindeki doğrudan etkisinin yaklaşık 1.9 puana ulaşacağı hesaplandı. Bu etkinin 1.7 puanı Ocak ayında gerçekleşirken, tütün ürünlerindeki fiyat artışlarının gün ağırlıklı olarak yansıtılması nedeniyle Şubat ayında da yaklaşık 0.2 puanlık bir etki görüleceği tahmin edildi. Vergi ayarlamalarından arındırılarak bakıldığında ise enflasyonun ana eğiliminin düşük düzeylerdeki seyrini sürdürdüğü görüldü.
Faizin uzun süre düşük tutulması gerekecek
İzlenen para politikasının desteği ile kredi piyasasında olumlu gelişmeler sürdü. Temmuz 2009 Enflasyon Raporu'ndan bugüne kredi koşullarındaki sıkılığın azalma eğiliminde olduğu görüldü. Bu dönemde finansal koşullardaki sıkılığın azalmaya devam etmesi ve kredi faizlerinde süregelen düşüş eğilimi, para politikasının genişletici etkisini güçlendirdi. Bununla birlikte, küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğunu ve toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Kurul, faiz oranlarının uzun bir süre düşük düzeylerde tutulması gerekeceğini teyit etti.
Erken sıkılaştırmada tereddüt edilmeyecek
Kurul, beklenmeyen bir durumun ortaya çıkması ve genel fiyatlama davranışlarında bozulma gözlenmesi halinde, para politikasının Enflasyon Raporu'ndaki baz senaryoda öngörülen duruşa kıyasla daha erken sıkılaştırılmasında tereddüt edilmeyeceğini vurguladı. Küresel iktisadi faaliyete ilişkin her iki yönlü riskler de önemini korudu. Kurul, küresel gelişmeleri ve bunların yurt içi enflasyon görünümüne yansımalarını dikkatle takip edecek, enflasyonun orta vadede hedeflerle uyumunu sağlayacak şekilde gerekli tedbirleri alacak.
Faizin tek hanede kalması mümkün
Küresel krize karsı alınan mali tedbirler sonucu özellikle gelişmiş ülkelerde bütçe açıklarının yüksek boyutlara ulaşması, uzun vadede enflasyon beklentileri ve dolayısıyla uzun vadeli küresel piyasa faiz oranları üzerinde yukarı yönlü bir risk oluşturdu. Son dönemde ABD'de uzun vadeli faizlerde kayda değer artışlar gözlenmeye başlandı. Sağlam bankacılık sistemi ve basiretli maliye politikası gibi güçlü yönleriyle öne çıkan ekonomiler bu özellikleri taşımayanlardan ayrışacak, söz konusu risklerin yansımalarına karsı daha dayanıklı olacak. Bu çerçevede Kurul, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip etmeye devam edecek. Orta Vadeli Program (OVP)'da yer alan hedeflerin vergi ve fiyat artışlarından ziyade kurumsal ve yapısaliyileştirmeler yoluyla sağlanması halinde, tahmin ufku boyunca politika faizinin tek hanede kalmasının mümkün olduğu düşünüldü.
EMTİA fiyatları önemli bir risk
Kurul üyeleri, petrol ve diğer emtia fiyatlarının olası seyrinin önemli bir risk unsuru olmaya devam ettiği değerlendirmesinde bulundu. Küresel ölçekte kamu otoritelerinin aldıgı dengeleyici tedbirler sonucu bollaşan kısa vadeli likidite, emtia fiyatlarını spekülatif hareketlere maruz bırakabildi. Bunun yanı sıra, Çin ve Hindistan gibi ülkelerde gözlenen hızlı büyüme eğilimi ve bu ekonomilerin dünya emtia talebi içinde artan ağırlığı da petrol ve diğer emtia fiyatları üzerinde baskı oluşturdu.
Mevcut durumda Türkiye'de talep koşullarının halen zayıf olması, yukarı yönlü maliyet şoklarının yurt içi fiyatlara geçişini sınırladı. Bu nedenle Kurul, özellikle yurt içi kaynak kullanımının düşük seyretmeye devam edeceği kısa vadede, maliyet yönlü nispi fiyat artışlarına tepki vermeyecek. Bununla birlikte, emtia fiyatlarında gözlenen artısın küresel büyümedeki kalıcı ve güçlü bir toparlanma ile birlikte gerçekleşmesi ve bunun enflasyon beklentilerini bozması halinde, enflasyonu orta vadeli hedeflerle uyumlu tutacak şekilde parasal sıkılaştırmaya gidilecek.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği