Erdoğan'a kendi sözüyle yanıt verdi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baykal, konuşmasında Anayasa değişikliği paketine ilişkin "Anayasa değişikliği ile geleceklerini güvence altına almak isteyen iktidar, son dönemini yaşıyor. Anayasa değişikliği paketi bir RTE projesidir" dedi.

Erdoğan'a kendi sözüyle yanıt verdi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.04.2010 - 10:45

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Gürültüye papuç bırakmadık, olayın arkasındaki partilileri, iktidarı kınadık" dedi.

Baykal'ın konuşmasından satır başları;

 

Samsun'daki saldırı

Baykal, konuşmasının başında Samsun'da geçtiğimiz hafta meydana gelen Ahmet Türk'e yumruklu saldırı hakkında "Bir yumruk ve iki polisin hayatı karardı" yorumunu yaparken
"Van’da bize yapılan saldırı sonrası bir tek kişi bize geçmiş olsun demedi. Ne zamana kadar biz bu saldırının iç yüzünü belgelerle ortaya koyana kadar. Sonra yarım ağızla bir şeyler söylendi. Ama resmi bir durum yine yok ortada. Daha sonra Samsun’da Sayın Ahmet Türk’e saldırı yapıldı. Biz hemen üzüntülerimizi geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Acı ve üzüntü verici bir olay. Siyasete hayata şiddetin bulaşmaya başladığını ortaya koyan bir tablo kendisini gösterdi. Kamuoyu bunu kaygıyla karşıladı. Bu konuya sahip çıkma eğilimi kendisini gösterdi. İktidar bir miktar telaşlandı. Bu olay yaşandı. Ama birileri çıktı dedi ki
"Bizim tepkimiz CHP gibi olmaz." CHP’nin tepkisi hukuka saygılıdır. Bizim canımız sıkıldı. Bize saldırı yapılması karşısında hukuk, kamuoyunu harekete geçirerek biz mi yanlış yaptık diye kendimize sorduk. Ama yanlış yapmadığımızı hemen karara bağladık. Demokraside böyle olayları caydırıcı adımlar atmak partilerin görevidir. Ama bir süre sonra orada iki polisin öldürüldüğünü gördük. Bu çok acı ve üzüntü verici bir olaydır. Uzun süredir Türkiye’de çatışma alanı dışında olan bölgelerde polislere karşı bir saldırının yapılmadığı görülünce bu olayı yorumlamak daha da güçleşmektedir.

Yaşını başını almış, devriye gezen bir polis. Devriye arabasının içinde, şiddet yok, çatışma yok. Yer Samsun. Şimdi oradaki bu masum polislerin görevini yapmakta olan polislerin, daha önce yaşanmış olaylarla hiçbir bağlantısı olmayan bu insanların, birden bire planlı bir saldırıya hedef olması kaygı verici bir tablodur. Bunu Türkiye’de yaşanan çatışma olaylarından bir başkası diye izah etmek mümkün değildir."
dedi. 

 

Kayseri'de Bakan Yıldız'a olay

Baykal, dün Bakan Taner Yıldız'a yapılan yumruklu saldırı hakkında ise, "Bakan'a yumruklu saldırı yapıldı. Biz nereye gidiyoruz? Bu nasıl manzaralar? Türkiye'de görmezlikten görebileceğimiz türden olaylardan birkaçı mıdır? Yoksa altında iktidarın içine girdiği teslimiyetçi ve kaygısız bir tablo değil midir? Alışılmış terör örgütü olaylarının dışında bir hesaplaşmanın olduğunu düşünüyorum. Karşılıklı saldırılar, hepimizi kaygılandırıyor" dedi.



Başbakan'ın sanatçılarla toplantısı

Baykal grup toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sanatçılarla yapacağı toplantıya değinerek "İşsizlik çözülmesi için, Başbakan'ın şarkıcıları toplamasını bekliyoruz." dedi.

Baykal, şöyle devam etti: "İşsizlik Aralık'tan Ocak'a kadar 13.5'dan 14.5'a yükseldi. 2009'un Ocak ayı işsizlikte bir zirvedir.  Başbakan "işsizlik sanal bir sorundur" diyor. 1 milyon 300 bin TOBB, üyesinin yüzde 80'i azami 3 kişi çalıştırıyor. TOBB üyesi işletmelerin yüzde 80'i 3 kişi çalıştırıyor. O üç kişiyi çalıştırırken kapanmamak için büyük bir meydan savaşı veriyor. Türkiye'de 100 binlerce işletmenin prim borcu var.  Şimdi Başbakan diyor ki bir kişi daha alıver. Kolaysa sen alıver!

Takipteki KOBİ sayısı 200 bin iken, bunların içindeki mikroişletmelerin sayısı yüzde 80'in üzerindedir. Hantal bir devlet yönetimi tablosuna geçmemiz ciddi bir şekilde sorun yaratır. Ama Türkiye'deki istihdam bakımından devletin harekete geçmesi gereken alanlar var. Büyümeyi hızlandıracak şekilde bir istihdam yoluna girmek en doğrusudur. "


Öğretmen atamaları

Baykal, öğretmen atamaları hakkında ise "Hükümet önce ellerinde diploma olan 200 bin öğretmenimizi hemen tayin etsinler. Üretimin artmasına en büyük katkıyı yapan öğretmenlerimizdir. En büyük açığı öğretmenlerle kapatabiliriz. Eğitimliler işsiz, öğretmensiz öğrenciler, bu girişimle çok mutlu olacaklardır" dedi.


Engelli yurttaşlar

Konuşmasında engelli yurttaşlara da değinen Baykal, "Engelli yurttaşlarımızın, engelli olması onun iş yapmasına engel değildir. Engellilerin en temel sorunlarının başında işsizlik geliyor. Onlar için istihdam ortamı sağlanmalıdır. 53 bin kadro, engelliler için ayrılabilecek kadro boşluktadır. Bu kadrolara derhal atama ihtiyacı vardır. Geçenlerde atama yapacağız dediler, ancak bu atamalardan yararlanan engelli kadrosu çok az oldu. Çeşitli engeller var, en önemlisi diploma engeli. O nedenle eğitim gerekçesiyle engelleniyorlar. İş başvurusunda bulunacak kişilerden 110 TL başvuru ücreti alınıyor. Bu da sınava girecek insanları zor duruma sokuyor" dedi. 


"İşsizlik olağanüstü art"

Baykal grup toplantısında işsizlik konusuna da değinerek, "Son üç ayda gübre fiyatları yüzde 40 arttı. Çiftçinin alın terinin, emeğinin karşılığını alamadığı bir gerçekleşti. Bu zulüm AKP iktidarının başlangıcından beri sürmektedir. Çiftçinin alım gücü düştükçe, esnaftan bundan etkileniyor. Giderek bir bunalıma doğru sürükleniyoruz.  Son bir yılda Türkiye'ye gelen spekülatif sermayenin yıllık karı dolar bazında yüzde 30 civarında" dedi.


Anayasa paketi

Baykal, konuşmasında Anayasa değişikliği paketi ile ilgili "Anayasanın alt yapısını hiçbir zaman unutmamalıyız. Herkese kararlılıkla anlatmalıyız. Önümüzde getirilen anayasa değişikliğinin aslıdna gereçkcesini de oluşturuyor. Çünkü bu tablo, iktidarın son dönemini yaşamakta olduğunu gösteriyor. İşktidarda bulundukları sürece bu yargı ile iyi kötü durumu idare ettiler. Her şey çok açık hesabı sorulmamış birçok olay var. Şimdi yeni bir döneme doğru gidiyoruz. İktidar için yargıyı kendileri için uygun konuma getirmeye çalışıyor. Yargıyı kendileri için ayarlamaya çalışıyorlar. İstedikleri 'Anayasa mahkemesini biz şekillendirelim, Yüce Divan'a gitmek durumunda kalırsak ona göre yargıç kadrosuyla karşı karşıya kalalım. Türkiye'de bugüne kadar 16 kez anayasa değişti. hiçbirisinde bir siyasi parti kendi girişimiyle anayasa değişikliği yapmaya kalkışmadı. Daima beraber davranma durumu mutlaka var. Çünkü bu anayasa." dedi.

 

"AKP kamyonunun freni yok!"

Baykal, şöyle konuştu: "İlk kez bir siyasi parti, anayasa konusunda işbirliğine ihtiyacım yok diyor,  dayatıyor. Anayasa değişikliği projesi bir RTE projesidir. Partilerin talebi yok ama Başbakan çıktı yola, peşine de taktı yürüyor. Bu anayasa anayasamızın 3 ilkesinden uzaktır. Bu anayasa değişkliği yapıldığı zaman yargı bağımsızlığından söz etmek mümkün olmayacaktır. AKP kamyonunun freni yok!  Yüklü bir araba, yokuş aşağı geliyor. Bir fren lazım. Cumhurbaşkanlığı o fren görevini yapamıyor. Bunu üzüntüyle tesbit ediyorum. Siyasi iradeyi sergileyecek bir cumhurbaşkanı arıyoruz.

Üniversiteler kıstırılmış, asker kendi derdinde, medya korku içinde, medyanın içişlerine müdahale eden bir Başbakan, şimdi yargı da emir kumandaya girecek. Bu çok büyük bir tehlike. Şu anda karşı karşıya olduğumuz manzara budur. Sen onların cübbesi altına giremezsin, onlar parlemantoya girse bile. Onların olduğu mekanda kendine yer arıyorsan onların karşısında anca yer alırsın. Hakim kürsüsünde değil. "

 

"29 soru, tek cevap istiyorsun"

Baykal, Erdoğan'a seslenenerek "29 soru tek bir cevap istiyor. 'Evet' dediklerim de var, 'Hayır' dediklerim de. " dedi. Baykal konuşmasına şöyle devam etti: "Parti olarak silahlansa da, partinin altını cephanelik yapsa da kapatmayı imkansız kılıyorsun. 

3 maddeye kesinlikle karşı olduklarını belirten Baykal, "Anayasa mahkemesi 17 üye seçecek. 14 tanesini Cumhurbaşkanı seçecek, 4 tanesini doğrudan kendisi tayin edecek, diğer 10 tanesi önerilen adaylardan seçecek. Ortaya çıkacak olan isimler toplanacak. Bütün bunlar iyi niyetten uzak, yargıyı siyasettin tekeline alma isteğidir. "

Baykal konuşmasında, Erdoğan'ın Başkanlık sistemi açıklamasına dikkat çekerek, "Einstein'ın izafiyet teorisini anlamak Başbakan'ın esprisini anlamaktan daha kolaydır. Başbakan'ın bir sözünü size hatırlatacağım. Başbakan, Başkanlık sistemi Amerikan emperyalizminin bize tavsiyesi demişti. Başbakan'ın Türkiye'ye Başkanlık sistemini dayatması imkansızdır. Önümüzdeki seçimden sorna bu Başbakanlık döneminin hesabını veren bir başbakan olacaktır. Önümüzdeki seçimlerde gerçeğe uyanacaktır. O gerçeği göstermekte bizim görevimizdir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler