Erdoğan'dan Mısır Yönetimi'ne 'gerekeni yapın' çağrısı
Başbakan Erdoğan, Mısır'daki yönetime, ''Halktan gelen değişim arzusunu hiç tereddüt etmeden karşılayın. Mısır'ın huzuru, güvenliği, istikrarı adına önce siz adım atın. Halkı tatmin edecek adımlar atın" diye seslendi.
Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın başında yurt içinde ve yurt dışında yaptığı ziyaretlere değinerek, değerlendirmelerde bulundu. Son günlerde bazı ülkelerde yaşanan olaylara değinen Erdoğan, AKP'nin her zaman hak ve özgürlüklerden yana olduğunu, dünyanın hiçbir yerinde zulme karşı sessiz kalmalarının mümkün olmadığını söyledi. Her zaman ileri demokrasiden yana olduklarını anlatan Erdoğan, ''AKP'nin rotasını her zaman millet çizmiştir. Bundan sonra da millet çizecektir'' diye konuştu.
Erdoğan'ın, Mısır ve bölgedeki bazı ülkelerde yaşanan olaylarla ilgili sözlerinden bazı başlıklar şöyle:
''Türkiye bölgesinde, barışın istikrarın olduğu kadar demokrasinin, evrensel hukukun hak ve özgürlüklerin hakim olabilmesi için güçlü bir irade ortaya koymaktadır. Biz, kendimiz için istediğimizi diğer kardeşlerimiz için de isteyen bir anlayışın temsilcisiyiz. Biz, kardeş halkların, komşu ülkelerin istikrarsızlık yaşamaması için, kardeş kavgasına sürüklenmemesi için bugüne kadar elimizden gelen çabayı sarf ettik.
İçindeki sorunları çözemeyen, iç karışıklıklardan kurtulamayan, kendi arasında uzlaşı sağlayamayan ülkeler aydınlık bir geleceğe de ulaşamazlar. Halkın haykırışına, son derece insani taleplerine kulak verin. Halktan gelen değişim arzusunu hiç tereddüt etmeden karşılayın.
Açık söylüyorum; istismarcıların, kirli odakların, Mısır üzerine karanlık senaryoları olan kesimlerin inisiyatif almasına fırsat vermeden; Mısır'ın huzuru, güvenliği, istikrarı adına önce siz adım atın. Halkı tatmin edecek adımlar atın. Bugünün dünyasında özgürlükler artık ertelenemez, göz ardı edilemez. Aylarca süren seçimlerin adı demokrasi olmaz. 24 saatte biz seçim bitiriyoruz, 24 saat...''
''Burslar 2002 yılına göre yüzde 750 arttı"
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 212 bin ilköğretim öğrencisine 107 lira burs verdiklerini bildirerek, bursları 2002 yılına göre yüzde 750 artırdıklarını söyledi. Kuveyt ve Katar'a resmi ziyarette bulunduğunu, iş konseylerinde iş adamlarıyla bir araya geldiklerini anlatan Erdoğan, Kuveyt'te İslam Dünyası Mümtaz Şahsiyet Ödülünü de ülke ve millet adına büyük bir gururla teslim aldığını belirtti.
Muğla, Kars, İstanbul, Erzurum, İstanbul, Ardahan, Batman, Ağrı, Burdur ve Denizli'de gerçekleştirdiği açılışlara ilişkin bilgi veren Başbakan Erdoğan, Ukrayna'ya yaptığı ziyarete de değindi. Erzurum'da 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları için yapılan 650 milyon lira bedelli tesislerin açılışını da yaptığını hatırlatan Erdoğan, şehir stadında üniversite oyunlarının resmi açılışını gerçekleştirdiklerini anlattı.
Açılışı, ''gerçekten muhteşem bir manzaraydı'' diye ifade eden Erdoğan, ''Erzurum için olduğu kadar ülkemiz için milletimiz için de gerçekten büyük bir gurur tablosuydu. Lapa lapa yağan karın altında statta, tam bir kardeşlik tablosu çizildi. Bir dayanışma coşkusu yaşandı. Hele hele 80 yaşındaki cirit ustası dedemiz ile 10 yaşındaki torunun belkide torunun at üzerinde stadı selamlarken oluşturdukları tablo, dadaşların coşkusu, ata barının ezgisi 80 ülkenin televizyonlarından canlı olarak yayınlandı'' diye konuştu.
O manzara karşısında gururlanmamanın, gözyaşlarına hakim olmanın mümkün olmadığını anlatan Erdoğan, 1. Dünya Savaşı'nda çok ağır bir mezalime maruz kalmış, Kurtuluş Savaşı'nda kilit rol oynamış, Doğu'nun en büyük, en canlı şehirlerinden olan Erzurum'un kendi dönemlerine kadar ihmal edilmiş bir şehir görüntüsü arz ettiğini belirtti.
Erdoğan, 8 yıl boyunca Erzurum'a yaptıkları her türlü yatırımı, üniversiat yatırımlarıyla farklı bir boyuta taşıdıklarını ifade ederek, kış oyunları sonrasında da gençliğe hizmet edecek tesisler yaptıklarını söyledi. Erdoğan, Erzurum'un uluslararası marka kent olma yolunda önemli bir sınavı başarıyla geçtiğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, bugün Kırgızistan'a yapacağı resmi gezi hakkında da bilgi verdi.
Eğitim
Konuşmasında eğitim konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, dün TRT'nin 14. kanalı TRT Okul'un açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlattı. TRT Okul'un Anadolu Üniversitesi ile birlikte 24 saat eğitim yayını yaparak, hem gençlerin eğitimi hem de yaşam boyu öğrenmeye önemli bir katkı sağlayacağını ifade eden Erdoğan, gerçekleştirilen yasal değişikliklerle artık yurt dışında okuyan öğrencilere de burs ve kredi verileceğini, yurt dışında yurt yapılacağını hatırlattı.
Milli Eğitim Bakanlığının başarılı ve ihtiyaç sahibi ilköğretim öğrencilerine eğitimlerine katkı olmak üzere sağladığı burs desteğinin 212 bin öğrenciye ulaştığını, bu öğrencilere 107 lira burs verildiğini bildirdi. Bursun 2002 yılında 12 lira 60 kuruş olduğunu hatırlatan Erdoğan, bursların 2002 yılına göre yüzde 750 oranında artırıldığına dikkati çekti.
''Direniş çağrısını yapanlar, seçimden umutlarını kaybetmiş görünüyor"
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Mahalle mahalle, sokak sokak direniş çağrısı yapanların seçimde başarı sağlayacaklarına dair umutlarını kaybetmiş durumda olduğunu'' ifade ederek, ''Halka, demokrasiye, sandığa inanan, kendisine güvenen partiler başkalarından medet ummazlar'' dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM Adalet Komisyonundaki CHP'li üyelerin istifası konusuna da değinerek, Anayasa ve İçtüzük uyarınca yeni üyeler seçilinceye kadar komisyonun çalışmalarına devam edeceğini söyledi. ''Mahalle mahalle, sokak sokak direnme'' çağrısıyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu bir açıklamaya yapmaya davet ettiğini anlatan Erdoğan, ''Ne yazık ki, CHP'den tatmin edici bir açıklamayı bırakın, zımmi olarak bunu destekleyen açıklamalar geldi'' dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Gerek bu açıklama, gerek bu açıklama karşısında Genel Başkanın suskunluğu CHP'nin kodlarının, CHP'nin genlerinin hiçbir değişime, hiçbir mutasyona uğramadığını gösteriyor. 1960 müdahalesi öncesinde, CHP aynı şekilde tahrik yoluyla, kışkırtma yoluyla, gençleri sokağa dökme yoluyla müdahalenin zeminini oluşturdu; müdahaleye çanak tuttu ve alkışladı. Bugün aynı şeyi tekrarlamak istiyorlar.
Türkiye'nin değiştiğine, aziz milletin ne kadar güçlü bir şekilde reyine sahip çıktığına inanmak, bunu görmek istemiyorlar. İşin daha da ilginç yanı şu: 'Mahalle mahalle, sokak sokak direnme' çağrısı yapanlar belli ki seçimde bir başarı sağlayacaklarına dair umutlarını kaybetmiş durumdalar. Seçimden başarılı şekilde çıkacaklarına inansalar böyle çağrıları asla yapmazlar. Bu bir umutsuzluk çağrısıdır, bu çaresizlik göstergesidir.
CHP'ye şunu net olarak hatırlatmak istiyorum. Türkiye 1950'lerin, 1960'ların Türkiye'si değil. Türkiye ileri demokratik standartlara ulaşmış, artık statükoyu, artık vesayeti sorgulayan; siyaseti şekillendirme gayreti içindeki çeteleri, mafyayı tasfiye etmiş, tasfiye eden bir ülke. Türkiye demokratik olgunluğa erişmiş bir ülke.
Millet, artık reyine, iktidarına sahip çıkıyor. En önemlisi de sandığa, demokrasiye sahip çıkıyor. Seçim dışında, sandık dışında, demokrasi dışında hiçbir yöntem milletin nezdinde itibar görmeyecek. Tam tersine millet tarafından eminim ki şiddetle telin edilecektir.
CHP eskiden beri kendi siyaset yapamadığı, rakipleriyle baş edemediği için ya birilerini göreve davet eder ya halkı sokağa davet eder. Halka, demokrasiye, sandığa inanan, kendisine güvenen partiler başkalarından medet ummazlar. Sadece millete ve demokrasiye inanırlar.
CHP artık bu kolaycılığı, bu sorumsuzluğu bir yana bırakmalı. Demokratik bir siyasi parti gibi davranmalı. Millete eline taş sopa alıp, sokak sokak direnme çağrısında bulunanlar bu ülkenin birliğine ve kardeşliğine kastetmenin bedelini elbette sandıkta çok ağır bir şekilde ödeyecektir.
Böyle bir çağrının herhangi bir milletvekilimiz, bırakın milletvekilimizi herhangi bir beldede bir belediye meclis üyemiz tarafından yapıldığında nasıl bir tepkiyle karşılanacağını sözlerin takdirlerine sunuyorum.''
''Şahsiyetli dış politika"
Türkiye'nin bölgede bütün taşları yerinden oynatacak, tarihin akışını değiştirecek roller oynadığını, ''şahsiyetli bir dış politika'' izlediklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Zalime 'dur' diyen Türkiye ezberleri bozmaktadır. Katile 'katil' diyen Türkiye tabuları yıkmaktadır. İnsanları yokluğa, ablukaya mahkum edenlere 'dur bakalım' diyen Türkiye, her fırsatta aklı ve hakikati aramaktadır. Türkiye, bölgesinde barışın, istikrarın, huzurun olduğu kadar demokrasinin, evrensel hukukun, hak ve özgürlüklerin hakim olabilmesi için güçlü bir irade ortaya koymaktadır.
Biz, kendimiz için istediğimizi diğer kardeşlerimiz için de isteyen bir anlayışın temsilcisiyiz. Biz, kardeş halkların, komşu ülkelerin istikrarsızlık yaşamaması, kardeş kavgasına sürüklenmemesi içini bugüne kadar ilimizden gelen çabayı sarf ettik. Bundan sonra da sarf edeceğiz.
İçindeki sorunları çözemeyen, iç karışıklıklardan kurtulamayan, kendi arasında uzlaşı sağlayamayan ülkeler aydınlık bir geleceğe de ulaşamazlar, dışarıdaki menfaatlerini de koruyamazlar. Bunun için Filistin'de ulusal uzlaşı çağrısı yaptık; bunun için Lübnan'da siyasi uzlaşıyı sağlamaya çalıştık; bunun için Irak'ta demokratik mutabakatın sağlanması için gayret gösterdik. Biz her zaman bölgemizdeki ülkelerin iç barışlarını, ulusal uzlaşılarını, birlik ve bütünlüklerini, demokratik gelişimlerini destekledik. Bunu önemli vurguladık. ''
Erdoğan, AKP Grubu'nun Türkiye içinde olduğu kadar, bölge olmak üzere tüm dünyada ''mazlumların sesi olarak tarihe ismini yazdırdığını'' kaydetti.
''Baskıyla ayakta kalan yönetim yok"
Başbakan Erdoğan, tarihte baskıyla, sindirmeyle, korkutmayla ayakta kalmayı başaran hiçbir yönetimin olmadığına işaret ederek, tarihin her döneminde er ya da geç insanlık onuru ve haysiyetinin bütün zincirleri kırdığını, bütün duvarları yıktığını, mazlumların ahının aheste de olsa çıktığını söyledi. Bu nedenle hak ve özgürlüklere hiçbir yönetimin kayıtsız kalamayacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Halkın demokratik taleplerine hiçbir iktidar duyarsız yaklaşamaz. Türkiye'de de demokrasi özlemi milletin hür sedasıyla dile gelmiş, 1950'de 'Yeter söz milletindir' haykırışıyla yankılanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti demokratik sistemi, halkın büyük özlemiyle hayata geçirilmiştir ve Cumhuriyetimiz her geçen gün daha ileri demokrasiye doğru yol almaktadır. Demokratik yönetimin hakim olması, değişime ve gelişime dayanan uzun soluklu bir süreç ister.
Demokrasi, halkın sesine, gönlüne, iradesine, taleplerine sahip çıkmayı, bunları yönetime yansıtmayı gerektirir. Halka gözünü, gönlünü, kulağını kapatan yönetimler bilesiniz ki uzun ömürlü olamaz. Halkın hiçbir özlemi, haykırışı, çağrısı karşılıksız kalmaz. Halka rağmen hiçbir iktidar ayakta duramaz. Devlet halk içindir, halkın varlığıyla, iradesiyle, desteğiyle ayaktadır. Bizim temel felsefemiz; 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışına dayanır.
Biz kendimiz için ne istiyorsak, dostlarımız, kardeşlerimiz için de aynı şeyi istiyoruz. Biz kendimiz için demokrasi, refah, adalet, özgürlük istiyorsak kardeş halklar için de aynısını istiyoruz. Biz kendimiz için nasıl huzur, güvenlik, istikrar, kalkınma, birlik, bütünlük istiyorsak kardeş ülkeler için de aynısını istiyoruz.''
''Seninle beraber gelen sadece kefen olacak"
Erdoğan, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e ''çok samimi tavsiye, çok içten bir uyarıda bulunmak'' istediğini belirterek, şunları kaydetti:
''Bizler faniyiz, kalıcı değiliz. Her birimiz ölecek ve geride bıraktıklarımızdan dolayı sorgulanacağız. Müslümanlar olarak hepimizin gideceği yer, 2 metreküp çukurdur. Hepimiz gelip geçiciyiz. Baki olan gökkube altında hoş bir sada bırakmaktır, saygıyla anılmaktır, rahmetle yad edilmektir. Bizler halk için varız, halkımız için bu görevleri yapıyoruz. Onun için diyorum ki yarın öldüğümüzde Hoca Efendi gelip şunu söylemeyecek; 'Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı, Başbakan, bakan niyetine demeyecek.
Trilyarderlere sesleniyorum; trilyarderler niyetine demeyecek. Ya? 'Er kişi niyetine', 'hatun kişi niyetine' diyecek. Seninle beraber gelen sadece kefen olacak, başka bir şey gelmeyecek. O kefenin kadri kıymetini bilelim. Hem vicdanımızın sesine, hem de halkımızın sesine, onların ya hayır duasına veya bedduasına hazır olalım.
Onun için diyorum; halkın haykırışına son verecek insani taleplerine kulak verin, kulak verelim. Halktan gelen değişim anlayışını hiç tereddüt etmeden karşılayın. Açıkça söylüyorum; istismarcıların, kirli odakların, Mısır üzerine karanlık senaryoları olan kesimlerin inisiyatif olmasına fırsat vermeden, Mısır'ın huzuru, güvenliği, istikrarı adına önce siz adım atın. Halkı tatmin edecek adımlar atın.''
Günümüz dünyasında özgürlüklerin ertelenemeyeceğini, gözardı edilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, ''Aylar süren seçimlerin adı demokrasi olamaz. 24 saatte biz seçim bitiriyoruz, 24 saatte... Temennimiz bu olayların büyük acılara sebep olmadan bir an önce son bulması, halkın meşru ve makul taleplerinin karşılanmasıdır. Onun için diyorum ki; Mısır bir medeniyet ülkesi, tarih, kültür zenginliğiyle dolu ülke...
Onun için Mısırlı kardeşlerimize de sesleniyorum: Tüm bu direniş sürecinde silahtan uzak ama tarihinize, kültürünüze de sahip çıkın. Buna, bu arada yara aldırmayın. Sadece özgürlüklere sahip olmanın haysiyetli mücadelesini verin. Bu sizin en demokratik hakkınızdır. Demokrasi ve özgürlük bir ulufe değil, insani bir haktır'' diye konuştu.
''Türkiye bu kritik süreçte Yunus ve Mısır halkının yanında"
Erdoğan, Mısırda ister asker, ister polis isterse sivil olsun bir tek canın yitip gitmesinin Türk milletinin canından can kopması olduğunu belirterek, ülkede bir tek kişinin bile burnu kanasın istemediklerini söyledi. Erdoğan, halkın da iktidarın da böyle bir sorumluluk anlayışı içinde, bölge halklarına yaraşır bir vakar ve ağırbaşlılık içinde Mısır'da her kesimi tatmin edecek, özgürlükleri, demokrasiyi en ileri standartlara taşıyacak bir değişimi omuzlamasının en büyük arzuları olduğunu kaydetti.
Türkiye olarak, kardeş Mısır ve Tunus halkının yanında olmaya, her iki halkla hüzünleri olduğu kadar sevinçleri ve umutları paylaşmaya devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, Mısır ve Tunus'ta reformların hayata geçmesi, sükunetin bir an önce sağlanması, birlik ve bütünlüğün kesinlikle bozulmamasının en büyük arzuları olduğuna söyledi.
Erdoğan, Tunus'ta da yeni hükümetin halkın talepleri doğrultusunda demokratik reformları hayata geçireceğini, en geniş siyasi katılım ve temsil sağlayacağını, etkili bir kalkınma planını hayata geçireceğini ümit ettiklerini, Türkiye'nin bu kritik süreçte Tunus ve Tunus halkının yanında olacağını bildirdi.
''Gençliğin korunmasını değil, alkolik olmasını arzu ediyorlar"
Erdoğan, heykel ve alkol tartışmasına değinerek sözlerini şöyle tamamladı: ''Bir heykel tartışmasını, alkolle ilgili bir düzenlemeyi dahi rejim meselesine taşıyanların, sokak sokak direniş çağrısı karşısında derin bir suskunluğa gömülmelerini milletimin hakemliğine bırakıyorum. Umarım CHP bir an önce hukuka ve demokrasiye saygı göstermesini öğrenir.
Bakınız şimdi ne söyleniyor: 'Alkollü hareket engellenemez.' Bir siyasetçi buna önderlik eder mi, buna sahip çıkar mı? İşte gençleri sokağa dökerek, ne yapıyorlar şimdi? 'Taksim'den meydana alkollü hareket engellenemez.' Biz bu ülkeyi bu tür anlayışlara teslim edemeyiz. Benim milletim bunu yapmaz, yapmadı zaten. Kendisini idare edemeyenin milleti idare etmesi, ülkeyi idare etmesi mümkün mü? Anayasamızda işte 58. madde çok açık net ortada. Kimse onu görmüyor.
Anayasanın gereğini yerine getirdiğimiz için 'Anayasanın gereğini yapıyor bu hükümet' demiyor kimse, farklı yerlere çekiyor. Bak orada gençliğin korunması var. Ama tam tersi bunlar gençliğin korunmasını değil, gençliğin alkolik olmasını arzu ediyorlar. Aramızdaki fark bu. Biz anayasamızın amir hükmü neyse, bunun gereğini yine yaparız, yapacağız.
Amerika'sında, AB'de orada neyse, aynısını yapıyoruz, yapacağız. Kaldı ki bu bir bağımsız kurulun şu anda hazırlamış olduğu genelgedir. Umarım CHP, erken uyananın bildiri yayımladığı, açıklama yaptığı bir parti olmaktan, belli politikaları olan ve bu politikalar doğrultusunda hareket eden bir parti haline gelir. Buna demokrasi adına emin olun en çok biz seviniriz.''
Ben başkanlık sisteminin faydalı olacağına inanıyorum
Başbakan Erdoğan MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında Başkanlık Sistemi açıklamalarını "tek adamlık hevesinin yansıması" olarak değerlendirmesi konusunda ise yanıt verdi.Erdoğan her liderin yalnız olduğunu ama partisi içinde takım ruhuyla hareket ettiğini söyleyerek kendi partisinde de takım çalışması sayesinde başarılar elde ettiklerini vurguladı.
Başkanlık Sistemi konusunun tartışılması gerektiğine değinen Erdoğan "Ben Başkanlık Sistemi'nin daha faydalı neticeler doğuracağına inanıyorum. Bu benim kanaatim. Sayın Bahçeli başka türlü düşünebilir. Bir başkası başka türlü düşünebilir. Onların düşüncesine de benim saygım var. Ama lütfen benim düşüncem de bu. Benim düşünceme de saygıları olsun. Dünyada uygulanan bir sistemi söylüyorum. Niye rahatsız oluyoruz bunlardan. Bunların tartışılmasından kimsenin gücenmeye hakkı yok. Bırakalım tartışılsın. Kimse bundan da rahatsız olmasın" dedi.
Erdoğan bu konuda bir takvimin olup olmadığı yönündeki soruyu böyle birşeyin söz konusu olmadığı şeklinde yanıtlarken halkın Başkanlık sistemini istemesi durumunda ise "Halk istediği zaman egemenlik kayıtsız şartsız milletin deyip o yola gireceksin" anlayışını benimseyeceklerini dile getirdi.
CHP'lilerin istifası
Başbakan Erdoğan, Yargıtay ve Danıştay'ın yapısını değiştiren yasa tasarısının görüşmeleri sırasında TBMM Adalet Komisyonu üyeliğinden istifa eden CHP'li milletvekillerine yüklendi.
Başbakan Erdoğan, CHP'ye yönelik sert eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
"Meclis'i terk edenler komisyonları terk edenler halk oylamasında halkı boykota çağıranlar siyasi iktidara tuzak kuran çetelere avukatlık yapanlar değil, çalışan mücadele eden dik duran AK Parti iktidarıdır. Başta ana muhalefet CHP olmak üzere muhalefetin artık seviyesi iyice düşen izan insaf ölçülerini iyice aşan, nezaketi saygıyı iyice terk eden üslubu hakkında görüşlerimi söylemek isterim. MHP ve BDP'nin üslubunu dikkate almıyoruz.
Cevaplama gereği de duymuyorum aynı üslubun CHP'de topyekün bir üsluba politikaya dönüşmesinden demokrasi adına kaygı duyduğumuzu belirtmek isterim. CHP'nin yeni genel başkanı nasıl bir üslup söylem kullanacağını ortaya koydu. Halkoylaması öncesinde bu üslup maalesef dibe vurdu, bizzat CHP seçmeni tabanından bile tepkiyle karşılandı."
Hizbullah dernekleri
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği ve AKP'nin Batman ile Van milletvekillerinin Hizbullah Dernekleri ile görüştüğü iddiasına da partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma ile yanıt verdi.
Erdoğan, "Her parti yasal dernekle oturur görüşür. Suç varsa karar verecek merci CHP genel başkanı değil, yargıdır savcıdır hakimlerdir. Biz bütün siyasi partiler gibi meşru ve yasal zeminde herkesle görüşürüz bunu bir ittifak işbirliği gibi lanse etmek bu iftirayı atanlara zarar verir" dedi.
Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin yapısını değiştiren yasanın, TBMM Anayasa Komisyonu görüşmeleri sırasında CHP Mersin Milletvekili İsa Gök'ün halkı "direnişe" davet çağrısını hatırlatarak şöyle dedi:
"Sokak sokak mahalle mahalle direnme çağrısı oldu. Ardında Adalet Komisyonu'ndan istifa ettiler. Seçim öncesinde yapılan bu tehlikeli adımların son derece anlamlı olduğunu ifade etmeliyim. Öncelikle Adalet Komisyonu'ndaki istifaların Anayasa ve içtüzük hükümlerince komisyonun çalışmasını engellemediğini hatırlatmak istiyorum. Mahalle mahalle sokak sokak direniş çağrısı ile ilgili Burdur ve Denizli'den tatmin edici bir açıklama istedim. Ne yazık ki tatmin edici bir açıklamayı bırakın bu açıklamayı destekleyen açıklamalar geldi."
El Cezire, grup toplantısını canlı yayınladı
Tunus ve Mısır'daki protestoları yakından izleyen ve Arap halklarının yakından takip ettiği El Cezire televizyonu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün TBMM AKP grubunda yaptığı konuşmayı canlı olarak yayınladı.
Erdoğan'ın Mısır'daki gelişmeleri de değerlendirdiği ve Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e reform çağrısında bulunduğu konuşma, başından itibaren Arapça simültane çeviri ile ekrana taşındı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'