'Evimizin basılıp aranmayacağından emin değiliz'

Güner, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin güven duygusu olmayan, ekonomisi felakete giden bir ülke durumuna geldiğini savundu.

Türkiye'de ekonomik sıkıntıların arttığını savunan Güner, ''İcra dosyası, kara liste, bankalara tüketici kredisi borcu, tutuklu ve hükümlü sayısı rakamlarını gördüğünüz zaman dudağınız uçuklar. Böyle bir ülkede huzur olmaz, böyle bir ülkede kalkınma olmaz'' ifadelerini kullandı.

Son dönemde bazı davalar çerçevesinde gerçekleşen tutuklamaları da eleştiren Güner, şunları kaydetti:
''Ne ben, ne siz, evimizin basılıp aranmayacağından emin değiliz. Türkiye'yi bu hale getirdiler. Eskiden kapı vurulduğu zaman, 'ya tanrı misafiri geldi ya postacı telgraf getirdi veya bakkal unuttuğumuz bir alışverişi getirdi' diyorduk. Şimdi öyle mi? Efendim buyurun... Nereye, savcılığa. Nereye, karakola. Türkiye o halde geldi. Güven duygusu olmayan. Ekonomisi felakete giden, çok uluslu şirketlerin, Keban'ın arazisini boydan boya aldığı, vatan topraklarının yabancılara satıldığı bir ülke.''

Türkiye'de dil bilen, üniversite mezunu dört gençten birisinin işsiz olduğunu kaydeden Güner, ''Üstelik, Türkiye'de yoksulluk artıyor. On iki milyon yurttaşımız sobasına atacak odunu, yiyecek ekmeği olmayan insandır, yoksulluk sınırındadır. Ülkede otuz beş kişi dolar milyarderi olmuştur. Bunlar bizim ekonomi anlayışımızın hoş göreceği anlayışlar değildir. Bölgeler arası dengeler olmalıdır. Sınıflar ve zümreler arasında milli gelir dağılımında denge olmalıdır'' dedi.

Türkiye'nin bölünme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu da savunan Güner, ''Uçurumun kenarına gelinmiştir. Hükümet bunu anlamıyor, anlamak istemiyor'' dedi.