G-8 Dışişleri Bakanları Toplantısı

İtalya'nın Trieste kentinde düzenlenen G-8 dışişleri bakanları toplantısının ilk oturumunda, silahsızlanma, artmakta olan korsanlık eylemleri, Afrika, İran, Orta Doğu ve Kuzey Kore'yle ilgili sorunlar, Afganistan ve Pakistan'da istikrarın sağlanması konuları ele alındı.

İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, öğle saatlerinde Regione Sarayı'nda konuk bakanlarla birlikte düzenlediği basın toplantısında, görüşülen konulara ilişkin bilgi verdi. Basın toplantısında İran'la ilgili meselelerin ön plana çıkması dikkati çekti. Frattini, İran'da seçim sonrasında yaşanan olaylarla ilgili olarak barışçıl protesto gösterilerinin şiddete başvurularak bastırılmasının G-8'leri kaygılandırdığını belirterek, "İran'ın egemenliğine saygılıyız, ama şiddete derhal son verilmeli. Hayatlarını kaybetmiş insanlar için derin üzüntü duyuyoruz" dedi. Frattini, İran'ı ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel insan haklarına riayet etmeye çağırarak, "Gazetecilerin sınır dışı edilmesi de hepimizi ciddi biçimde kaygılandırmaktadır" diye konuştu.

Toplantıda İran'ın nükleer santral kurma faaliyetlerinin de ele alındığına değinen Frattini, "İran'ın nükleer programı konusunda G-8'ler olarak, kapıyı diyaloğa açık tutuyoruz. Ama zaman sınırsız da değil. Diyalog için uzatılan elin kabul görüp görmediğini önümüzdeki aylarda değerlendirmek durumundayız" ifadesini kullandı. Frattini, İsrail-Filistin arasındaki sorunun çözümü için ise "iki halk, iki devletin şart olduğunu" belirtti. Taraflar arasındaki müzakereler için gerekli koşulların bir an önce oluşturulmasının şart olduğuna işaret eden Frattini, bu konuda Batı Şeria'da yeni Yahudi yerleşim merkezleri oluşturulmasına son verilmesinin ve İsrail'in güvenliği açısından Filistinli grupların silahlı eylemlere son vermelerinin büyük önem taşıdığını kaydetti.

İtalya Dışişleri Bakanı Frattini, korsanlık sorununun Aden körfezinden Doğu Afrika sahillerine kadar yayıldığına dikkati çekerek, "Aden körfezi bölgesindeki ülkelerde sahil güvenlik birimlerinin formasyonu için uluslararası bir işbirliği ağı oluşturulması gerekmektedir" dedi. Frattini, G-8 dışişleri bakanları olarak, Orta Doğu Dörtlüsü'yle de bir araya geleceklerini, Afganistan ve Pakistan'da istikrarın sağlanması konusunun iki ayrı oturumda ele alınacağını da ifade etti.

Türkiye - Ermenistan ilişkileri

G-8'lerin değerlendirmelerini özetleyen deklarasyonun, "Kafkaslar" başlığını taşıyan son paragrafında, "Ermenistan ve Türkiye'nin ilişkileri normalleştirme çabalarını takdirle karşılıyoruz" ifadesine yer verildi.

G-8'lerin Kafkaslar konusundaki genel yaklaşımı ise şu üç cümleyle özetlendi: "Bölgede istikrarı sağlamaya yönelik çabalarımızın süreceğini ifade ediyoruz. Bunu sağlama amacıyla BM, AGİT ve AB tarafından sürdürülen çalışmaları destekliyoruz. Bölgedeki tüm aktörleri, mevcut sorunları barışçıl biçimde çözümlemeye ve insani yardım programlarını desteklemeye çağırıyoruz."

Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Yukarı Karabağ sorunu konusunda Minsk Grubu'nun çabalarının da övüldüğü deklarasyonda, "Bölgesel işbirliğini kararlılıkla destekliyoruz. Bu çerçevede, Ermenistan ve Türkiye'nin ilişkileri normalleştirme çabalarını, AGİT'in Minsk Grubu'nun eşbaşkanlarının Dağlık Karabağ sorununa barışçıl çözüm arama çabalarını takdirle karşılıyoruz. Kafkaslar, tüm halklar için barış ve refah alanı olabilecek bir bölgedir" ibaresine yer verilmesi de dikkati çekti.

Ahmet Davutoğlu Trieste'ye geldi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, G-8 Dışişleri Bakanları Toplantısı için İtalya'nın Trieste kentine geldi. Davutoğlu, havalimanında Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Uğur Ziyal tarafından karşılandı. Bakan Davutoğlu, G-8 toplantısı çerçevesinde yapılacak "Afganistan ve Bölgesel Boyutu" konulu toplantıya katılacak. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun 24 ülkenin bakan ve bakan yardımcıları düzeyinde katıldığı toplantı sırasında ikili görüşmeler yapması da bekleniyor.

Görüşlerimizi paylaşma fırsatı buldum

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İtalya'nın Trieste kentinde G-8 dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde düzenlenen ''Afganistan ve Bölgesel Boyutu'' konulu toplantıyı değerlendirdi. Davutoğlu, Trieste'de yaptığı açıklamada, ''İki hafta önce Afganistan ve Pakistan'a kapsamlı bir ziyarette bulunmuştum. Buradaki toplantıda, Afganistan ve Pakistan ziyaretime ilişkin gözlemlerimizi, özellikle Afganistan konusundaki görüşlerimizi muhataplarımla paylaşma imkanı buldum'' dedi.

Trieste'deki toplantıda ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Senatör George Mitchell başta olmak üzere ikili görüşmeler yapma olanağı bulduğunu da belirten Davutoğlu, ''Ortadoğu'da son derece olumlu bir psikolojik atmosfer var. Ama bu atmosferin fiili adımlara da dönüşmesi lazım. Bu bölgenin kaderi bizim için çok önemlidir. Bölgenin yeni savaşlara, yeni kayıplara tahammülü yok. Tansiyonun düşürülmesinde, tüm tarafların sürecin parçası haline getirilmesinde büyük fayda mülahaza ediyoruz'' diye konuştu. Davutoğlu, Senatör Mitchell ile yaptığı ikili görüşmenin içeriğini şu cümlelerle özetledi: ''Senatör Mitchell, özellikle son aylarda bölgeye sık sık ziyarette bulundu. Son olarak Suriye'yi de ziyaret etmişti. O ziyaretinde ele alınan konuları ve sağlanan ilerlemeleri burada benimle paylaştı. İntibalarını aktardı. Ben de kendi görüşlerimizi aktardım. Bizler, komşumuz Suriye'nin uluslararası toplumla çok yakın ilişki içerisinde olmasına büyük önem veriyoruz. Senatör Mitchell'a ABD'nin yakın dönemde Suriye'ye bir büyükelçi atama kararını memnuniyetle karşıladığımızı belirttim. Türkiye olarak, tansiyonu düşürücü her türlü adımı desteklemekte olduğumuzu ifade ettim. Kendisi de, bizim katkılarımız nedeniyle teşekkür etti.''

Davutoğlu, Türkiye'nin bölgede tansiyonu düşürücü her türlü girişimi desteklediğini belirterek, ''Bizim temennimiz, bölgede sadece psikolojik değil, fiili olarak da iyi işleyen süreçlerin devreye girmesidir. Bunu sağlayabilirsek, bölgemiz sükunete kavuşur. Türkiye bu konuda her türlü çabayı göstermiştir, göstermeye de devam edecektir'' diye konuştu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ''Afganistan ve Bölgesel Boyutu'' konulu toplantının bugünkü oturumunda sınır güvenliği konusunun ele alındığını ifade ederek, Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımını muhataplarına aktarma olanağı bulduğunu belirtti.
Davutoğlu, ''Türkiye'nin bu konuda yaptığı ciddi çalışmalar var. Türkiye-Afganistan-Pakistan üçlü mekanizmasının en önemli unsurlarından biri de sınır güvenliği ve bu konuda güvenlik güçleri arasındaki işbirliğidir. Türkiye olarak bizler sınır idaresinin, aynı zamanda insani boyut içeren ekonomik projelerle desteklenmesinden yanayız. Afganistan-Pakistan arasında, tamamıyla ayrılmış doğal bir sınır yok. Arada kültürel ve ekonomik süreklilikler var. Trieste'de bu çerçevede görüşlerimizi aktarma imkanı buldum'' dedi.
 

Türkiye-Ermenistan ilişkileri

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, G-8 ülkelerinin dışişleri bakanlarının Trieste'de yayımladıkları deklarasyonda Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkileri normalleştirme çabalarına değinilmesini ''müspet'' diye niteleyerek,şunları söyledi: ''Deklarasyonda, Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine destek beyan edilmesi elbette olumlu bir şeydir. Aynı zamanda Minsk Grubu'nun Azerbaycan ile Ermenistan arasında dağlık Karabağ sorunu çerçevesinde yürüttüğü temaslara değiniliyor. Bu süreçlerin birlikte yürümesi, bölgeye kalıcı barış imkanı sağlar. G-8'lerin açıklamasının bu bütüncül bakışı yansıtmış olması da olumludur.'' Davutoğlu, ''Tabii ki zorlukların farkındayız. Bir takım sıkıntılarla karşılaşılabilir. Bunlar sancılı süreçlerdir. Herkesin bu süreçlerin başarıya ulaşması için elinden geleni yapması, muhtemel gerginliklerden uzak kalınması herkesin menfaatinedir'' diye konuştu.

AGİT'in Minsk Grubu'nun özellikle son üç ayda ciddi bir tempo yakalamış olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, ''Azeri ve Ermeni yetkililer birçok kez bir araya geldiler. Tarafların gösterdiği samimi çabayı taktir ediyoruz. Ve bunların somut ilerlemelere dönüşmesini bekliyoruz'' dedi. Davutoğlu, Rusya'nın Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorunun çözümü için ''dışarıdan reçete'' dayatılmaması gerektiği yönündeki yaklaşımı konusunda ise, ''Sorunu elbette Azerbaycan ve Ermenistan çözecektir. Ama Minsk Grubu, her iki ülkenin birlikte kabul ettikleri bir süreçtir. Bu, AGİT çerçevesinde ortaya çıkmış, belirli bir geçmişi olan bir süreçtir. Bu noktada herkese düşen, dışardan reçete değil, pozitif katkılarla bu süreci teşvik etmektir. Uluslararası toplumun pozitif katkı vermesi önem taşıyor'' şeklinde konuştu. Bakan Davutoğlu, önümüzdeki hafta Moskova'ya yapacağı resmi ziyarette Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel sorunlar hakkında yoğun bir görüş alışverişinde bulunacağını da kaydetti.

Toplantının son günü

İtalya'nın Trieste kentinde düzenlenen G-8 dışişleri bakanları toplantısının son gününde, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kanadalı mevkidaşı Lawrence Cannon ile görüştü.
Bugün yapılan ikili görüşmede, Türkiye-Kanada ilişkilerinin seyri üzerinde duruldu ve iki ülke arasındaki ilişkileri daha ileri düzeye taşımak için atılabilecek adımların değerlendirilmesi yapıldı.

Kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Davutoğlu'nun Kanada Dışişleri Bakanı Cannon ile yaptığı görüşmede, 1915 olayları da gündeme geldi. Bakan Davutoğlu'nun konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Cannon'a "yapıcı bir tutum içerisinde olmalarının önemini" hatırlattığı öğrenildi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD'nin Afganistan temsilcisi Richard Holbrooke ile bir araya geldi. G-8 dışişleri bakanları toplantısının düzenlendiği Regione Sarayı'nda yapılan ikili görüşmede, Afganistan ve Pakistan'a ilişkin sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.
Edinilen bilgilere göre, görüşme sırasında Ankara'nın Afganistan başta olmak üzere bölgede oynadığı rolden övgüyle söz eden Holbrooke, "Türkiye'nin bölgeye yaptığı yardımları ve oynadığı pozitif rolü takdirle karşılıyoruz" dedi.

Davutoğlu'nun da Holbrooke'a Türkiye'nin bölgeye yaptığı yardımlar hakkında bilgi vererek, özellikle eğitim alanında ve ekonomik kalkınma konusundaki katkılar üzerinde durduğu öğrenildi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun iki hafta önce Pakistan ve Afganistan'a yaptığı ziyaretten edindiği izlenimleri, ikili görüşmede Holbrooke'a ayrıntılı biçimde aktarma olanağı bulduğu da kaydedildi.

İtalya'nın Trieste kentinde düzenlenen G-8 ülkeleri dışişleri bakanları toplantısı, ev sahibi İtalya'nın Dışişleri Bakanı Franco Frattini'nin düzenlediği basın toplantısıyla sona erdi. Frattini, Trieste'deki toplantıyla belirlenen değerlendirmelerin L'Aquila'da Temmuz ayında yapılacak liderler zirvesine rapor halinde sunulacağını kaydetti.

İran AP ve G8'İ kınadı

İran, cumhurbaşkanı seçimi ve sonrası gelişmelere ilişkin açıklamalarından dolayı Avrupa Parlamentosu (AP) ve G8 ülkelerini kınadı. Dışişleri Bakanlığı, G8 ülkelerinin dışişleri bakanlarının İtalya'daki toplantısında İran'ı eleştiren açıklamalarını ''bağımsız bir ülkenin içişlerine karışma'' olarak değerlendirdi.

Açıklamada, ''İran'da son 30 yılda 30 kadar seçim yapıldığı hatırlatılarak, adil ve demokratik bir ortamda yapılan seçimlerin, demokrasi iddiasındaki Batı toplumlarında görülmediği'' belirtildi. ''G8 ülkelerinden beklenen, çok ve ciddi kendi sorunları ile uluslararası meselelere eğilmekti'' denilen açıklamada, müdahaleci politikaların kabul edilemeyeceği kaydedildi.

Açıklamada AP Başkanı Hans-Georg Pöttering'in seçim ve sonraki süreçteki gelişmelere ilişkin ifadeleri de sert bir dille eleştirildi. ''AP'nin aceleye getirilen sorumsuz ve müdahaleci tutumunu kınıyoruz'' ifadesinin kullanıldığı açıklamada, ''Hiç kimseye İran'ın içişlerine karışma hakkı verilmeyeceği'' belirtildi.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi: ''İnsan hakları ihlali, temel özgürlükler ve bireysel haklar konusunda gerçekten hassas iseler, siyonist rejimin vahşice saldırıları karısında inleyen Gazze halkının yanında yer alır, bu konuda seslerini çıkarırlardı''.

İran'ın içişlerine karışılmaması çağrısının yinelendiği açıklamada, ''İlgili tüm uluslararası kurum ve kuruluşları, ortak insani değerlerin korunması ve halklar arasında karşılıklı saygı esasına dayalı ilişkilerin geliştirilmesi için işbirliğine davet ediyoruz'' ifadelerine yer verildi. Tahran yönetimi, seçimlere ilişkin açıklamalarından dolayı ABD ve Avrupa ülkelerine tepkisini dile getirmiş, ''bağımsız bir ülkenin içişlerine karışmanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu'' bildirmişti.