Gene korona huzursuzluğu...

Türk televizyon kanallarında moderatörler “İsveç mucizesi”nden söz ederken köşe yazarları “İsveç’in başarı öyküsü”nü ballandırırken bizler kışı atlatabilecek miyiz korkusuyla yaşıyoruz.

Yayınlanma: 04.10.2020 - 06:00
Gene korona huzursuzluğu...
Abone Ol google-news

Bahardaki korona huzursuzluğu yaz aylarında kayboldu ama sonbaharla gene depreşti. Epidemiyolog Ander Tegnell bile huzursuz. Adını koymadan baharda sürü bağışıklığı politikasını başlatan epidemiyoloğun yüzünden düşen bin parça. Bahar aylarındaki rekor ölümler sırasında bile yüzü bu kadar karamsarlık dağıtmıyordu. Ne tuhaf, o sırada dünya basını İsveç’I yerden yere vurmasına rağmen. Hâttâ New York Times, temmuz başında İsveç’in başarısız korona politikasını “Paryalar ülkesi” başlığı ile eleştirirken bile epidemiyolog bildiğini okumaya devam etmişti. 

BBC, Times, Guardian, Deutsche Welle ve diğer medya kuruluşları da İsveç’in korona politikasını eleştirmişti. Bütün bunlar yazılmamış gibi, ağustos ayında basının bakışı değişmeye başladı. Ölüm vakaları iyice azalıp hatta bazı günler vakasız atlatıldığı için, bu kez İsveç mucizesinden söz edilmeye başlandı.

İnsanların balık hafızalı olduklarından, geçmişi hemen unuttuklarından çok söz edilir. Tabii ki herkes böyle değil. Birkaç okurdan ve arkadaşımdan, “İsveç mucizesi”nden söz eden haber ve yorumlardan sonra mailler aldım. “Mucize”yi merak ediyorlardı... Siz de merak ediyor olabilirsiniz. Önümüzdeki aylara da ışık tutacağı için korona ile ilgili Cumhuriyet’te yayımlanan 8 yazımdan birkaç noktayı hatırlatayım. 

Prof. Björn Olsen, bahar aylarında Dagens Nyheter gazetesinde yayımlanan makalesinde, 2013’te devleti olası bir pandemiye hazırlıklı olunmadığı yolunda uyardığını ama epidemiyolog Tegnell’in, bu uyarıyı “Hazırız” diyerek geçiştirdiğini yazdı. O sırada hiçbir hazırlık yapılmadığı, kurumlar arasında iletişimsizlik olduğu ortaya çıkmıştı. 24 Mayıs’taki “Yeni liberalizmle gelen çöküş” başlıklı yazımda, insanın unutulduğunu, ekonomiden başka bir şey konuşulmadığını, demokrasiyi geliştirme adına belediyelere geniş yetki alanları bırakıldığını, bu yüzden işlerin sarpa sardığını yazmıştım. Savunma Bakanlığı’na bağlı FOI araştırma enstitüsü ülkedeki durumla ilgili hazırladığı raporu 1 Temmuz’da açıkladı. Raporda, devlet yönetim sistemindeki çok merkezliliğin korona krizinden daha ciddi bir sorun olduğuna işaret edildi.

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Son üç günde gelen haberler durumun vahametini anlatıyor. Ölü sayısı yaklaşık 6 bin. Yarısı yaşlı bakım evlerinden. Meğer nisan başında sosyal hizmetler müdürlüğü yaşlı bakım evlerinde korona semptomu görülen yaşlıların kanlarındaki oksijenin ölçülüp gerekirse oksijen verilecek aygıtların kullanılması yolunda bir yönerge hazırlamış. Bakım evlerindeki personel, bu tür aygıtların bulunmadığını, bulunsa bile kullanacak personel olmadığını bildirmiş. Bunun üzerine yönergeden bu madde çıkarılmış. Norveç ise bütün yaşlı bakım evlerini çok kısa bir zaman diliminde gerekli teçhizatlarla donatarak ölümleri önlemiş. İstatistiki yanıltmalar da ayrı bir âlem. Dr, prof’lardan oluşan 9 kişilik bir grup vaka ve can kayıpları sayılarıyla ilgili açıklamaları ve tabloları inceleyip geçen cuma Dagens Nyheter’de yazdılar. Özetle şöyle: Halk sağlığı merkezi, Dünya Sağlık Teşkilatı’na (DSÖ) hergün son 24 saatte kendilerine ulaşan vaka ve ölü sayılarını bildiriyor. Ancak İsveç’te ölümler günü gününe merkeze iletilmediğinden, DSÖ’ye bildirilen sayılar hep eksik kalıyor. Eksikleri tamamlamak ise üç haftayı bulabiliyor. 

Dolayısıyla son birkaç günlük istatistiklere bakınca İsveç, grafiklerde her zaman komşu ülkelere göre daha az ölüm vakasıyla karşılaşmış gibi görünüyor. Aslında daha sonra bütün ölümler istatistiklere yansıtılıyor ama son günlerin sayılarına göre haber oluşturulduğundan “mucize”den söz edilebiliyor. Tuhaftır, bahar aylarında, aileden biri virüs kapsa bile diğer aile üyelerinin işlerine gitmesi gerektiği söyleniyordu. Tegnell üç gün önce yeni uygulamayı açıkladı. Bundan sonra bir kişide virüs saptanırsa çocukları dışında bütün aile evde karantinada kalacak. 

Önümüzde huzursuz, uzun bir kış var.

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler