Göksel: Orta Doğu'da Türkiye'ye sempati var

Lübnan'da BM'ye bağlı barış gücü UNİFİL'in eski sözcüsü, Orta Doğu uzmanı Timur Göksel, Orta Doğu'daki son gelişmeler ve Türkiye'nin bölgedeki rolü üzerine değerlendirmelerde bulundu. Göksel, Orta Doğu'da Türkiye'ye karşı bir sempati artışı bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin bölgede izlediği politikalarda güvenilir ve tarafsız olması gerektiğini söyledi.

Göksel: Orta Doğu'da Türkiye'ye sempati var
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.11.2008 - 09:02

Lübnan'da BM'ye bağlı barış gücü UNİFİL'in eski sözcüsü, Orta Doğu uzmanı Timur Göksel, Türkiye'nin Orta Doğu politikalarının doğru yönde seyrettiğini belirtti. Göksel, uzun bir süre ihmal edilen bölgeye gösterilen bu ilginin olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti.

Orta Doğu'da da bir değişimin söz konusu olduğuna işaret eden Göksel, "bölgede unutulan bir Türkiye'nin tekrar ortaya çıkmaya başladığını" söyledi. Bunda İsrail-Suriye aracılı görüşme sürecinin etkili olduğunu ifade eden Göksel, Türkiye'nin bu girişiminin bölgede genelde olumlu karşılandığını belirtti.

Türkiye'ye karşı özellikle Suriye'de büyük bir değişimin olduğunu kaydeden Göksel, bu ülkeyle olan ilişkilerin iyileştirilmesinin Türkiye'nin bölgedeki rolüne katkı sağladığını bildirdi.

 

Suudi Arabistan ve Mısır farklı bakıyor

Suriye'deki Türkiye'ye yönelik bu olumlu havanın diğer Arap ülkelerini de etkilediğini ifade eden Göksel, ancak Suudi Arabistan ve Mısır'ın bu konuda biraz "kıskançlık" gösterdiğini söyledi. Bu iki ülkenin Türkiye'nin bölgedeki artan rolüne farklı baktığına işaret eden Göksel, bölgede kendi rollerinin azalması gibi bir durumun ortaya çıkması halinde Suudi Arabistan ve Mısır'ın bunu bir tehdit olarak algılayabileceği uyarısında bulundu. Göksel, bölgede nüfuzunu artırması durumunda Türkiye'yi yakından izleyen bu iki ülkenin, bazı platformlarda Türkiye'yi diplomatik açıdan engelleyebileceğini belirtti.

Göksel, bu bağlamda Türkiye'nin bölgeyle ilgili izlediği politikalarda tarafsız kalmasının son derece önemli olduğunu kaydetti.

Türkiye'ye biçilen Doğu ile Batı arasındaki köprü rolünün fazla abartılmaması gerektiğini düşünen Göksel, köprü olabilmek için köprünün her iki ayağının da sağlam temellere dayanması gerektiğini ifade etti.

Orta Doğu'da Türkiye'ye karşı bir sempati artışı olduğunu, Türkiye'nin bölgede yavaş yavaş kabul gördüğünü ve dikkat çekmeye başladığını söyleyen Göksel, Türkiye'nin "Sağlam, güvenilir ve tarafsız bir postacı olması" gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin anlaşmazlık içindeki ülkeler arasında ortak nokta bulma yönündeki çabalarının önemli olduğunu ifade eden Göksel, ancak tüm bu çabaların Türkiye'nin Orta Doğu'da sorunların çözümünde büyük roller oynayacağı anlamına gelmeyeceğini de belirtti.

 

Türk dizilerinin büyük etkisi var

Bölgedeki günlük hayatta Türkiye'nin etkisinin giderek arttığına işaret eden Göksel, özellikle Türk dizilerinin bölge ülkelerindeki popülerliğinin inanılmaz boyutlarda olduğunu ifade etti.

Bazı TV kanallarında Türk programlarına, hatta maçlara bile yer verildiğini belirten Göksel, program ve dizilerin sokaktaki insan üzerinde büyük etki yarattığını kaydetti.

"Ben böyle bir şey yaşamadım" ifadesiyle etkileşimin boyutunu dile getiren Göksel, bölge halklarında Türkiye'yi örnek alma eğilimi oluştuğunu bildirdi.

Bunun bölgedeki bazı otokrat rejimleri rahatsız ettiğini belirten Göksel, Türk dizi ve programlarının Arap halkına hem Müslüman olup, hem de demokratik şekilde, kısıtlamalar olmaksızın yaşamanın mümkün olabildiğini gösterdiğini belirtti.

 

Lübnan'daki Türk biliğinini itibarı çok yüksek

Lübnan'daki BM gücüne bağlı UNİFİL bünyesinde görevli Türk birliğinin durumunun da "mükemmel" olduğunu söyleyen Göksel, bu son derece disiplinli birliğin güvenlik nedeniyle pek ortaya çıkmadığını, BM'nin inşaat kapsamındaki işlerini yaptığını kaydetti.

Birliğin halkla arasının çok iyi olduğunu, boş zamanlarında çevreye yardımcı olduğunu belirten Göksel, BM'nin Türk birliğine hayran olduğunu ve birliğin halk ve BM içindeki itibarının son derece yüksek olduğunu ifade etti.

İsrail-Suriye aracılı görüşmelerini de değerlendiren Göksel, sürecin geleceğinin İsrail'deki iç siyaset ve ABD seçimleriyle yakından ilgili olduğunu belirtti.

Süreçte bir yavaşlamanın kaçınılmaz olduğunu kaydeden Göksel, gerçek barıştan çok Suriye'nin Batı ile ilişkilerini düzeltme, İsrail'in ise bu süreci İran'a karşı silah olarak kullanma eğiliminde olduğuna dikkati çekti. Tarafların halen birbirini yokladığını ifade eden Göksel, iki tarafın sorunları çözebilecek döneme geldiklerini sanmadığını söyledi.

Orta Doğu'da pek çok gerginliğin ve tehdidin bir arada bulunmasına rağmen bugüne kadar savaş çıkmamasının dikkat çekici olduğunu belirten Göksel, bugün bölgede savaş başlatabilecek tek ülkenin İsrail olduğunu kaydetti.

Göksel, İsrail'in de bunu ancak ABD'yi ve Batı sempatisini yanına alması, ayrıca Arap dünyasından tepki görmemesi durumunda yapabileceğini ifade etti.

Orta Doğu'da liderlerin verdiği demeçlerin daha çok kendi kamuoylarını etkileme amacı taşıdığını belirten Göksel, ancak bölge liderlerinin iletişim çağında olunduğunun hala farkında olmadığını, bunun da gelecek için olası bir tehlike oluşturabileceğini söyledi.

 

Mali kriz uzarsa bölgede çalkantı çıkabilir

Dünyadaki mali krize de değinen Göksel, krizden petrol sahibi olmayan ülkelerin fazla etkilenmediğini kaydetti.

Göksel, bu ülkelerin küresel ekonomiye dahil olmadığını anımsatarak, zaten ekonomik sıkıntıları bulunan bu ülkelere son krizin ayrı bir yük getirmeyeceğini, ancak krizin uzun sürmesi ve petrol üreten ülkelerin üretmeyen ülkelere yardımı kesmesi durumunda bazı sıkıntıların başlayabileceğini belirtti.

Orta Doğu uzmanı Göksel, en kötü senaryoya göre, yardım kesilen ülkelerde iç sorunlar çıkabileceğini, bu durumda da Orta Doğu'da "çalkantı" beklenebileceğini ifade etti.
Göksel, krizin şu an için bölgedeki siyasi dengelere etkisi olmadığını da kaydetti.

Lübnan ile Suriye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasına yönelik atılan adımlara da değinen Göksel, bunun Suriye tarafından kağıt üzerinde Lübnan'ın egemenlik ve bağımsızlığının tanınması anlamına geldiğini ve bunun büyük bir "kazanç" olduğunu belirtti. Göksel, ancak son gelişmelere rağmen pratikte bir şeyin değişeceğine inanmadığını sözlerine ekledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler