Hakim Richard Berman da Mehmet Hakan Atilla'ya 'hayır' dedi

New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde 27 Mart’tan bu yana Zarrab davasından tutuklu olarak yargılanan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın kefalet başvurusu hakim Richard Berman tarafından reddedildi.

Amerika’nın Sesi’nden Can Kamiloğlu’nun haberine göre; Hakim Berman, bu sabah yapılan duruşmada Reza Zarrab davasında yargılanan Atilla’nın savcılığın kefaletle serbest bırakılmasına yaptığı itirazı haklı buldu. Atilla’nın tutuklu olarak yargılanmasına hükmetti.

Savcı 'kaçma şüphesi var' diyerek itiraz etmişti

New York Güney Bölgesi Savcılığı Atilla’nın mahkemeye kefaletle ilgili yaptığı başvuruya karşı çıkmıştı. Atilla’nın iddianamenin düşmesiyle ilgili yaptığı başvuruya da savcılık itiraz etti.

 Hakim Berman, 7 Eylül’de yapılacak duruşmada iddianamenin Atilla’nın düşmesi talebini değerlendirip karara bağlayacak.

 Savcılık, mahkemeye geçtiğimiz hafta sunduğu 115 sayfalık itiraz dilekçesinde, Atilla’nın çok ciddi kaçma riski taşıdığı için kefaletle serbest kalamayacağını belirterek tutukluluğunun sürmesini istemişti. Atilla’nın aynı davada yargılandığı Zarrab gibi onlarca yıl hapis cezası alabileceği ve hakkında çok ciddi suçlamalar olduğu belirtilmişti.

Halkbank'taki yetkilerini kullanarak  İran ambargosunu delkemkle suçlanıyor

Savcılık Atilla’nın, Halkbank’taki pozisyonunu kullanıp ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları deldiğini kaydetmişti. Savcılık, kefalete yaptığı itirazda Atilla’yı, Amerikan ve uluslararası bankacılık sistemini yıllarca aldatıp büyük çaplı dolandırıcılığın içerisinde olan sofistike bir uluslararası bankacı olarak tanımlamıştı. Atilla’nın mahkemeye sunduğu kefalet başvuru dilekçesinde hakkındaki suçlamaları basitleştirmeye çalıştığı ancak bu suçlamaların Amerikan ulusal güvenliğini ve Amerikan bankacılık sistemini ciddi bir biçimde tehdit eden, onlarca yıl hapis cezasıyla sonuçlanabilecek çok ağır suçlamalar olduğu kaydedilmişti.

"ABD’ye bağlayan hiç bir şey yok. ABD’de ailesi yok, malı mülkü yok"

 Savcılık Atilla'nın, Türkiye ile derin ve köklü bağlantıları olduğunu belirterek, Atilla vatandaşı olduğu Türkiye’ye kaçarsa bir daha ABD’ye iade edilemeyeceğini iddia etmişti. “Atilla’yı, bu davadaki suçlamalardan dolayı yıllarca alacağı hapis cezasından başka ABD’ye bağlayan hiç bir şey yok. ABD’de ailesi yok, malı mülkü yok, işi yok bağlantıları yok” diye itiraz etmişti.

 Atilla’nın mahkemeye sunduğu kefalet paketinin yetersiz ve kendi verdiği sözlerden başka hiç bir şey içermediği de savcılık tarafından dile getirilmişti. Atilla’nın yaptığı kefalet başvurusunda kendisini bir milyoner değil sıradan bir kişi olarak tanımladığı ama sahip olduğu mal varlığı ve birikiminin kaçması halinde kendisine yetebileceği belirtilmiş, “Atilla milyoner olmasa da kaçma şansı bulduğunda kendisini idare edebilecek maddi güce sahip” ifadesi kullanılmıştı.

 Atilla’nın, mal varlıklarını güvence olarak gösterdikten sonra karşılığında alacağı 2 milyon dolarlık tahvili mahkemeye kefalet olarak gösterme talebinin ise kabul edilemez olduğu vurgulanmıştı. Mahkemeye kefalet için sunulan pakette yer alan iki milyon dolarlık tahvil karşılığındaki teminatının da Atilla’nın kaçma riskini hafifletmeyeceği iddia edilmişti.