"Hapishanede cinsellik hak değil ödül olur"

AKP Mersin Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, evli mahkumlara cinsel birliktelik hakkı tanınması yönündeki talep tartışmalarına, "Böyle bir hak yok. Olsa olsa belki ödül olabilir" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.12.2008 - 17:42

Kars'ta yerel yayın yapan Serhat TV'de konuşan Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, bu tür olayların gündeme gelmesinin medyanın çok hoşuna gittiğini ve çok yaygın bir biçimde abartarak konuyu gündemde tuttuklarını ileri sürdü. İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na gelen iki başvuruyla ilgili yaptığı açıklamaların "çekiştirildiğini" söyleyen Üskül şunları söyledi:

 "Komisyona iki başvuru geldi. Bunlardan bir tanesi, 'Ben yeni evliyim, eşim ve ben çocuk sahibi olmak istiyoruz ama çocuk sahibi olamıyoruz. Bu bizim aile düzenimizi bozacak hale geldi nerdeyse. Lütfen yardımcı olun'. Bir başkası da, 'Yani biz de insanız, bizim de ihtiyaçlarımız var. Bunun karşılanması için yardımcı olun'.
Şimdi bunun üzerine biz bütün başvurulara cevap vermek durumundayız. Yasamıza göre 60 gün içinde diğer başvurulara nasıl cevap veriyor isek, bunlara da cevap vermemiz lazımdı. Ne yaptık? Ben bir araştırma yaptırdım, başka ülkelerde bununla ilgili nasıl bir yaklaşım sergileniyor, bu olabilir mi olamaz mı? Şunu gördük; dünyada bazı ülkelerde bu uygulamalar yapılıyor fakat sınırsız, herkese böyle bir hak verilmiş değil.

Hatta, bu bir hak değil. Çünkü bir haktan söz ediyor isek, bunun herkese uygulanması lazım. Hak çünkü geneldir. Her birey aynı haklardan yararlanır. Böyle bir hak yok. Olsa olsa belki bu bir ödül olabilir. Doğrudur, insanların ihtiyacı var ama sen mahkumsun, mahkum olmak demek belli hürriyetlerinden kısıtlanmış olmak demek. Sen dışarıdaki insanlar gibi her özgürlükten yararlanamazsın. Yararlansaydın mahkum olmazdın. Mahkum olduğuna göre sınırlanacaksın. Böyle ama işin bir başka yönü daha var. Eğer bu ihtiyaçlar belli ölçülerde ve belli bir kısım mahkum için giderilebilirse belki hapishanelerdeki o cezalandırmadan beklenen amaç yani ıslah etme, topluma kazandırma amacı daha kolay gerçekleşebilir.

İkincisi cezaevlerindeki cinsel tacizler, tecavüzler belki önlenebilir. Başka ülkelerdeki uygulamalara baktığımız zaman o amaçlara hizmet ettiği görülmüş ve uygulama yapılıyor. Ama çok ülkede de böyle bir uygulama yoktur. Bizim cezaevlerimizde, tevkif evlerimizde, hapishanelerimizde olması gerekenden çok fazla insan var. Sayı çok fazla. Dolayısıyla bir yer sıkıntısı var. Gidiyorsunuz 20 kişinin kalacağı yerde 30 kişi kalıyor. Böyle bir sorun var. İkincisi bu asla her türlü suçu işleyene tanınacak, her cezayı alana tanınacak veya hapishane içindeki iyi halli, kötü halli olduğuna bakılmadan herkese tanınacak bir hak değil. Böyle bir şey söylemedik. Dedik ki, bunu bir araştıralım, inceleyelim. Benim basına yaptığım açıklama aslında bu. Ama bunu oradan çektiler, buradan çektiler."
 

"Cemevleri'yle ilgili sorunu yerel yönetimlerle çözülür"

 Türkiye'de Alevilerin Cemevleriyle ilgili talepleri olduğunu anımsatan Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Üskül, bu konuda ben bir çok belediyenin olumlu bir yaklaşım içinde olduğunu bildiğini dile getirdi. Cemevleri'yle ilgili sorunların yerel yönetimler tarafından çözülmesi gerektiğine inandığını anlatan Üskül,
 "Geçen yıl 2007'de seçim döneminde Mersin'de bir Cemevi ruhsat alamıyordu. Alınmasına katkıda bulunduk. Sorunları çözüldü. Bir çok başka illerde de belediyelerimizin bu konuda yardımcı olduklarını biliyoruz. Bu konuda da tabi ki önümüzdeki dönemde de eksik kalan şeyler varsa yapılacaktır.
Din dersi konusunda Anayasamızda bir hüküm var. Din Kültürü ve Ahlak Dersi mecburi bir ders. Şimdi sıkıntı şurada; özellikle Aleviler diyorlar ki,
'bu ders Din Kültürü ve Ahlak Dersi olarak verilmiyor, belli bir inancın uygulamalarının da öğretildiği bir ders halinde veriliyor. Biz çocuklarımızın bu dersi almasını istemiyoruz.' Milli Eğitim Bakanımız da şunu söyledi, 'Tamam haklısınız böyle bir sorun var ama biz, dersin içeriğini değiştirdik. Yeterlidir, yetersizdir bu ayrı bir mesele ve tartışılabilir. Gerekiyorsa yeniden dersin içeriği gözden geçirilebilir.' Ama bana göre, Türkiye'de yaşayan, Türkiye'de okuyan bütün gençlerimiz bütün dinleri öğrensinler. Dinlere, farklı inançtan insanlara hoşgörüyle bakmayı öğrensinler. Bir kültür edinsinler, din kültürü edinsinler. Ama tabi ki siz bir Hıristiyan'a Müslümanlığın kurallarını uygula diyemezsiniz. Alevi bir ana - baba çocuğuna İslam'ın kurallarının öğretilmesini istemiyorsa bunu zorla yapamazsınız. Zaten bu doğrultu da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı da var. Dolayısıyla bana göre burada yapılması gereken Din Kültür ve Ahlak Dersi içeriğini yeniden gözden geçirmek gerek. O dersi gerçekten olması gerektiği gibi bir hale getirmeli. Ama bu arada da ben çocuğuma dini öğretmek istiyorum. Devlet bu konuda bana yardımcı olsun diyen velilere de bu çocuğun dini inançla ilgili bilgileri öğrenmesini sağlayacak dersin olması lazım."

Sivas'taki Madımak Oteli'nin müzeye dönüştürülmesi konusunda da görüşlerini aktaran Üskül, "Madımak Oteli gerçekten bir simge haline geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığımız zaten baştan itibaren o mekanın bir müze haline getirilmesi görüşünü benimsemiş durumda. Ama o mekanın alınması, kamulaştırılmasıyla ilgili bir takım sorunlar çıktı. O nedenle de bu düşüncenin uygulanması hemen mümkün olmadı. Ben o konuda bir sorun çıkacağını zannetmiyorum. Bugün değilse yarın, yani önümüzdeki günlerde bu gerçekleştirilecektir" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler