Hayal'in akıl sağlığı raporu istendi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın tutuklu sanığı Yasin Hayal'in adli tıp uzmanına muayene ettirilerek, gözlem altına alınmasını gerektirir akıl hastası olup olmadığı yönünde rapor aldırılmasına karar verildi.

Hayal'in akıl sağlığı raporu istendi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.07.2011 - 12:24

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal katıldı. Davanın tutuksuz sanıklarının gelmediği duruşmada, Hrant Dink'in eşi Rakel, kızı Delal ve kardeşi Hasrof Dink hazır bulundu.

Mahkeme heyeti, Yasin Hayal'ın avukatı Eda Salman'ın, müvekkilinin geçen celse duruşmada, kendisinin Pelitli halkı tarafından tehdit edildiği yönündeki iddiaları üzerine cezaevi müdürlüğüne yazılan yazılara verilen cevaplarda son 6 ayda kendisine avukat dahil hiç kimsenin ziyaret etmediğinin bildirildiğini kaydederek, müvekkilinin ruhsal durumunun hastaneye sevk edilerek tespitini istediğini hatırlattı.

Mahkeme heyeti, Hayal'in Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca adli tıp uzmanına muayene ettirilerek, gözlem altına alınmasını gerektirir akıl hastası olup olmadığı yönünde CMK'nın 74. maddesinin 1. fıkrası uyarınca rapor aldırılıp gönderilmesinin istenmesine karar verdi.

 

BTK'dan açıklama

BTK'dan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde bazı basın ve yayın organlarında, yargılaması devam eden bir davada olayın asıl faili yanında azmettiricilerinin de bulunabilmesi anlamında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin olay yeri ile ilgili olarak TİB'den baz sorgusu talebinde bulunduğu anımsatıldı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Başkanlığın, Anayasa'nın 22'inci maddesinde yazılı 'haberleşmenin gizliliği' ilkesini ihlal edeceği gerekçesiyle bu bilgileri vermediği, olayın failini azmettiren şüphelilerin bu nedenle bulunamadıkları şeklinde yayın yapılmakta olduğu görülmüştür. Söz konusu basın ve yayın organlarının objektif yayıncılık ilkeleri gereğince Başkanlığımızdan herhangi bir bilgi talebinde bulunmadan gerçekleştirdikleri bu haber ve yapılan yayınlar doğruyu yansıtmamaktadır.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının kayıtlarının incelemesinde; Başkanlığımıza 9 Mart 2010 tarihinde ulaşan, ekinde Müdahil Rahil Dink, Arat Dink, Delal Dink vekilleri Av. Fethiye Çetin ve 9 avukatın imzalarını taşıyan, istenen baz istasyon bilgilerine ilişkin baz numaralarını da kapsayan 3 sahifelik dilekçenin bulunduğu, İstanbul 14 Ağır Ceza Mahkemesinin 26 Şubat 2010 tarih ve 2007/428 sayılı yazısının gereği yapılarak baz istasyon bilgilerini havi PDF-EXCEL formatında düzenlenen 1 adet CD'nin, 1 Nisan 2010 tarih ve 110658 sayılı yazımız ekinde mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır.''

İtiraza ret

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada mahkeme heyeti, olaydaki şüpheli kişilerin tespiti amacıyla olay yerindeki baz istasyonlarından yapılan tüm görüşmelerin bildirilmesi için yazılan yazıya Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) ''özel hayatın ihlali'' gerekçesiyle yaptığı itirazı reddetti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal katıldı. Davanın tutuksuz sanıklarının gelmediği duruşmada, Hrant Dink'in eşi Rakel, kızı Delal ve kardeşi Hasrof Dink hazır bulundu.

Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Rüstem Eryılmaz, Yasin Hayal'in, bir önceki duruşmada ''Cezaevinde odasına kadar gelen kişiler tarafından tehdit edildiği'' şeklindeki beyanları nedeniyle Hayal'i cezaevinde son 6 ayda ziyaret eden kişilerin belirlenmesi için tutuklu ziyaretçi defterinin ilgili bölümlerinin fotokopilerinin gönderilmesi için yazılan yazıya cevap geldiği belirtilerek, Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevinden gelen yazıda, Hayal'e son 6 ayda ziyaretçi veya avukatının gelmediğinin kaydedildiği bildirildi.

Olay günü Saray Kumaşçılık önünde iki noktadan cep telefonuyla konuşan şüpheli kişinin tespiti için bu mevkiyi kapsayan baz istasyonlarından yapılan tüm görüşmelerin bildirilmesi amacıyla TİB'e ve üç GSM operatörüne yazılan yazılara cevap geldiğini belirten Eryılmaz, TİB'in, mahkemenin talebine ''özel hayatın ihlali'' gerekçesiyle itiraz ettiğini kaydetti.

Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, daha önceki duruşmada TÜBİTAK Başkanlığı tarafından gönderilen yazıda, Akbank'a ait olduğu belirtilen sabit diskler üzerinde yapılan incelemeye işaret ederek, söz konusu disklerin bu bankaya ait olup olmadığının belirlenmesini istedi.

Avukat Çetin, dosyaya yansıyan Hrant Dink'in öldürülmesi, olay yerinin krokisi ve güvenlik kamera görüntülerinden yaptıkları bir çalışmayla olay yerinde Ogün Samast haricinde 4 kişinin daha bulunduğunu tespit ettiklerini ileri sürdü.

Çetin, TİB Başkanlığından istenen cevapta, bu 4 kişinin tespit edilmesini amaçladıklarını belirterek, bu kişilerin tespitinin, olay yerinde cinayete karışan başka kişiler olup olmadığının belirlenmesi açısından çok önemli olduğunu söyledi.

Avukat Çetin, mahkemenin TİB Başkanlığından gönderilen cevabı kabul etmesi halinde, kendi taleplerinin tekrar değerlendirilmesi için dava dosyasının İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini istedi.

Bu sırada söz alan tutuklu sanık Yasin Hayal, önceki duruşmada Pelitli'den geldiğini düşündüğü bazı kişiler tarafından tehdit edildiği iddiasıyla talepte bulunduğunu hatırlattı.

Hayal, bu talebiyle ilgili olarak Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığında ifade verdiğini ve dönüşte cezaevi girişinde 3 kişi tarafından saldırıya uğradığını söyleyerek, saldırının güvenlik kameralarınca kaydedildiğini ve şikayetçi olduğunu kaydetti.

"Aleni olarak saldırıyorlar"

Tutuklu sanık Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Toygun da ''Sanık Yasin Hayal, geçen duruşmada rahatsız edildiğini belirten bir dilekçe vermişti. Cezaevinden gelen yazıda son 6 ay içinde herhangi bir ziyaretçisinin olmadığının belirtilmesi, Hayal'in iddialarını inandırıcı olmaktan uzaklaştırıyor'' dedi.

Tuncel'in avukatının sözünü kesmeye çalışan Yasin Hayal, rahatsız edildiğini yinelerken, avukatın sözlerine devam etmesi üzerine, ''Sus, dinle lan. Aleni olarak saldırıyorlar. Kamera kayıtları var. Biz uyduruk laf söylemiyoruz'' dedi.

Yasin Hayal'in avukatı Eda Salman ise müvekkilinin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk edilerek, ruhsal bozukluğu olup olmadığı ve herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığının tespitini istedi.

Avukat Salman'ın taleplerinin ardından söz verilen Hayal, kendisini gayet iyi hissettiğini ve sağlık yönünden bir sıkıntısı olmadığını söyledi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Eryılmaz, Yasin Hayal'e, ''Pelitli'den gelenler tarafından rahatsız edildiğini söyledin. Sorduk, ancak 6 aydır ziyaretçin olmadığını söylediler. Nasıl oluyor bu?'' diye sordu.

Hayal ise son saldırı olayının aleni yapıldığını, gizli kapaklı bir durum olmadığını söyledi.
Mahkeme heyeti, verilen aranın ardından, tutuklu sanıklar Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in tutukluluklarının devamına, Sanık Hayal'in cezaevine girişte saldırıya uğradığını bildirmesi nedeniyle, bu olayla ilgili soruşturma evrakının varsa görüntü kayıtlarının bildirilmesi için Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığına yazı yazılmasına karar verdi.

TİB Başkanlığına yazılan yazıya karşı kurum tarafından itiraz edildiğini hatırlatan mahkeme heyeti, talebin, olay yerine hitap eden baz istasyonundan yapılan görüşmelerin içeriğiyle ilgili olmaması, sinyal bilgilerine yönelik olması dolayısıyla TİB Başkanlığının itirazının reddine ve itirazın değerlendirilmek üzere dosyanın İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

Duruşma, eksikliklerin tamamlanması amacıyla ertelendi.

Davaya ilişkin basın açıklaması

Duruşma öncesi, Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ile öldürülen gazeteci Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi'nin de aralarında bulunduğu bir grup, Beşiktaş Meydanı'nda toplandı.

Grup adına açıklama yapan Hrant Dink'in arkadaşı Metin Eray, Dink'in öldürülmesinin üzerinden 4 yıldan fazla zaman geçtiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
''19. duruşma öncesi bir araya geldik, Ogün Samast ceza alınca 'işte adalet' diyenler, bu işi tezgahlayan ağabeylerinin peşini bırakacağımızı düşünmüş olmalılar. Yanılıyorlar. Bu dava böyle bitmez. Kimler soruşturuldu? Ne bulundu? Zaman acılarımızı küllendireceği yerde böylesi müsrif ve hoyrat kullanıldıkça yaramızı derinleştiriyor. 19. kez bir araya gelerek bu nöbeti inatla sürdürmek belki bize arkadaşımızı geri getirmeyecek ama inanıyoruz ki bu ülkede insanların yaşamlarıyla oynamayı alışkanlık haline getirenlerin pervasızlığı o denli korkusuzca sürmeyecek.''

Pankart ve dövizler taşıyan grup, basın açıklamasının ardından sloganlar eşliğinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine yürüdü.

Duruşmaya katılan avukatlar adına açıklama yapan Mersin Barosu Başkanı Mulki Özel, ''İstanbul Çocuk Mahkemesinin verdiği kararla Ogün Samast'ın ceza almasını takiben 'Evet artık ceza aldı, daha ne bekliyorsunuz?' gibi bir anlayış oluştu. Ancak bu olay bu kadarla kalmamalı. Hrant Dink'in canına kast eden saldırının gerisindeki bütün bileşenleri bilmek zorundayız. Bunun için Mersin Barosu beni görevlendirdi. Duruşmayı takip etmeye geldim'' şeklinde konuştu.

Paris Barosu adına duruşmayı takip eden Paris Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Olivier Guilbaud da barolarının 25 Temmuz'da İstanbul Çocuk Mahkemesinin Ogün Samast için aldığı kararı takip ettiğini söyleyerek, ''Cezanın ağırlığı, sanığın işlediği suçun yarattığı bilincin bir sonucu olarak görülmektedir. Ancak gerçek adalet, cinayetin arkasındaki azmettiricilerin adalet önüne çıkarılması ve cezalandırılmasıyla olacaktır. Burada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Hrant Dink davasıyla ilgili verdiği kararların uygulanmasını bekliyoruz'' diye konuştu.

Roth'un açıklamaları

Bu arada, duruşmayı izlemek amacıyla bir süre adliyede bekleyen Roth, duruşmanın geç başlaması üzerine adliyeden ayrıldı.

Ayrılmadan önce gazetecilere açıklama yapan Roth, Hrant Dink'i öldürenin cezalandırıldığını belirterek, ''Öldüren cezasını aldı, ancak ona öldürme emrini verenler ortada yok. Katil bu olayda buz dağının bir ucudur, ama biz buz dağının hepsini görmek istiyoruz. Davanın artık gerçekten başlamasını diliyoruz. Neden savcılık soruşturmayı derinleştirmiyor? Neden savunma kamera kayıtlarını tekrar tekrar inceliyor ve oradan farklı şeyler buluyor, çıkarıyor? Bu aslında savcılığın görevidir. Savcılığın bunu yapmasını bekliyoruz'' diye konuştu.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi olduğunu hatırlatan Roth, ''En yüksek mahkeme olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'yi suçlu buldu ve bu davada sorumluların yargılanmasını talep etti. Niçin bu yapılmıyor? Bu karardan sonra hangi adımlar atıldı? Türkiye, mahkemenin talebini göz ardı eder ve yerine getirmezse bu Türkiye'nin de göz ardı edilmesine yol açar'' şeklinde konuştu.

Hrant Dink'in bir arkadaşı, bir demokrat olarak burada bulunduğunu, Türkiye'nin iç işlerine karışmak gibi bir düşüncesi olmadığını vurgulayan Roth, davayı sonuçlanıncaya kadar takip edeceğini söyledi.

Roth, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener ile görüşememesiyle ilgili soruya karşılık da 22 Temmuz'da Şık ve Şener'i ziyaret edebilmek için başvurularını yaptıklarını, bu başvurunun Dışişleri ve Adalet bakanlıklarına gittiğini ve cezaevinde neredeyse iki saat beklediklerini kaydetti.

Claudia Roth, Şık ve Şener'i cezaevinde tekrar ziyaret etmeye çalışacağını açıkladı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler