Hayatı kazanan avukat
Emeğin 60 yıllık ceza avukatı, şair Müşür Kaya Canpolat’a hukuk dünyası onur ödülü verildi.
İstanbul Barosu’nun üyesi, çeşitli kademelerde baro yöneticiliği de içinde, ceza avukatlığında 60. yılını sürdüren Canpolat için, Barolar Birliği desteğinde verilen onur ödülü töreninde emeğin, DİSK’in çok sayıda kuruluşundan günümüze görev yapmış yöneticileri, barolarda, yönetimlerinde görev almış bilge hukukçular yanında, emek cephesinde sendikacılık, siyaset yapmışlarla, şair Müşür Kaya’nın edebiyatçı dostları buluşması yaşandı.
Müşür Kaya Canpolat, barolar içinde bir ilk, örnek olan, 60. yılını emekten yana ceza hukukçusu olarak sürdürüyor olması bağlantılı verilen, “Hayatı Kazanan Avukat” simgeli ödülünü alırken, şiirle emekten yana hukukçuluk, siyasal mücadele arasında sıkışmış yaşam öyküsünün, iç dünyasındaki sorumlu hukukçuluk ile şiir arasındaki akışkanlığın süreçlerine öncelik veriyor...
“Çukurova’da, Kadirli ilçesinde doğmuşum. Yıl 1932. İlkokul sıralarında şiir yazmaya başladım. Şiire duyarlı aile ocağının ve çevrenin bu yolu önüme çıkardığını düşünüyorum. Konuklarının karnını doyurmakla yetinmeyen bir baba, onlara Karacaoğlan’dan, Namık Kemal’den bir de senden şiir okumasını isterse... O sırada ağabey yaşındaki Yaşar Kemal de şiirler yazıyor ve Nâzım Hikmet’ten şiirler okuyor ve tek başına çetin bir direnme gösteriyorsa... Dağ yollarında topladığın kokulu menekşelere mi hayransın, yoksa sınıfın ortasında utanarak eline tutuşturacağın kıza mı? Karacaoğlan’dan öğrenmeye başlarsın doğa ile insan ilişkisini...”
Adana Lisesi’nde, İstanbul Hukuk Fakültesi’nde ve avukatlık mesleği süresince sürüp giden bir şiir sevgisi. Bugün, Yeni Adana sanat sayfalarında yayımlananları, Varlık, YAZKO, Toprak, Sorun, Anadolu Ekini, Karşı, Gurbet, Gençlik, Orkun, Havan, Fikirler dergilerinde, antolojilerde yayımlananlar izliyor. İlk kitap 1990 yılında ancak Anadolu Ekini yayınlarından “Sevgi Halleri” adıyla yayımlanabiliyor.
Müşür Kaya kendini şiire veremeyişine hep hayıflanmış. Şiire zararı olmayacağı düşüncesi ile seçtiği avukatlık mesleği engellerinden biri olmuş. Düz yazı ve düz mantık mesleği olduğu
için elinden şiiri kurtarmak her zaman güç olmuş. 1965 yılından sonra katıldığı TİP içinde siyasal yaşamın, emek cephesinden avukatlığın sorumluluklarıyla şiirin gerçek rakibinin “eylemler” olduğu gerçeği ile sonradan yüzleştiğinin altını çiziyor. 15 yıl hiç şiir yazamamış. DİSK, Barış Derneği, Baro, olağanüstü yargı önünde yargılananların, kendisi de içinde avukatı olarak küstürdüğü şiir ile barışmanın daha zor olduğunu bilmez olmadığını söylüyor. Yine de yazmaktan vazgeçmiyor...
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Müşür Kaya Canpolat adının kendisinde; “Emek safında mücadeleye adanmış bir ömrü, işçi sınıfının dostu seçkin hukukçusunu, örgütlü mücadeleye inanmış bir savaşçıyı, Çukurova’nın edebiyat zirvelerinden Toroslar’ın özgür havasından, Pir Sultan’ın, Yunus’un şiir pınarından beslenen soylu bir şairi, tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye ülküsünün hukuk, teorisi ve pratiğinin ilk isimlerinden meslek ustasını, dar günlerin, zor anların adamı, İstanbul Barosu’nun Müşür Ağabeyi, Türkiye Barolar Birliği’nin bilge danışmanı”nı anımsattığını söylüyor. Sunumunu, Müşür Kaya’nın ülkenin bağımsızlığı, ulusun, ülkenin ve emeğin özgürlüğüne, savaşsız, sömürüsüz bir dünyaya olan sarsılmaz inancın, insanına ait, son yılların en güzel bayrak şiiri olduğunu söyleyerek “Bayrağım” şiirini okuyarak
noktalıyor..
Adalete adanmış 60 yılın ödülünün sahibi İstanbul Barosu’nun Başkanı Mehmet Durakoğlu, Müşür Kaya’yı sola dair öykülerin meslekteki başkahramanı, darbe dönemlerinin duruşmalarında bir bilinçli direnişin simgesi olarak tanıdıklarıyla söze girdi. O öykü
lerle mesleğe, yaşama tutunmayı, eylem adamından adamlığı da, eylemi de öğrendiklerini söyledi. “Hiç kuyunun derinliğini anlatmadı bize, hep ipimizin kısa olabileceğini düşündürdü. Kriz zamanlarının sakin ve kararlı adamından, kararlı sükûnetler öğrendik. Hiç çıkmadı akıl çizgisinden...” vurgulamalarından sonra, herkesin bildiğini farklı anlatımında, “Şiiri, avukatlığın elinden kurtaran adam” olarak, hukuku, savunmayı edebiyat kültürüyle beslenmenin, direkt şiirle tanıştırmasının öğretmeni olduğunu söyledi. Sunumunu “Sıkışırsanız oturun yanı başına... Kalktığınızda farklı oluyor...” önerisi ile noktaladı.
Müşür Kaya Canpolat’a verilen 60. onur yılı ödülü ile birlikte konuklara dağıtılan “Hayatı Kazanan Avukat” kitapçığında yaşamöyküsüne ilişkin hazırlanmış yaşamının süreçlerine ilişkin, satırbaşlarının sorularıyla desteklenmiş değişik aralıklar, dönemlere ayrılmış sözlü tarih söyleşileri, kendisi için yazılan anılar, arkadaşları için yazdıkları, yaşam kesitlerine dönük şiirlerinden örnekler, yaşamına ilişkin anlamlı fotoğraflar, yayımlanmış makaleleri var.
Müşür Kaya şiirleri Hukuk fakültesini kazanınca memleketime vedamı da bir şiirle yaptım. 'Bir şehre Veda’dan Bir daha, bir daha İstemem gönlüme kâhya Yitip bitiremediği kahkaha Allahaısmarladık.
Yine sizi hatırlarım Talebelik sevdalarım Allahaısmarladık
‘Şiirin Akıl Çağı’ 1984 Noksansız olmalı “Hayat Bilgisi” ozanın Uzak tutmalı şiirden yanılgıları Sohbetlerde kalmalı yalan yanlış Özlü doğruları kaydetmiyorsa Kalemi kırılmalı yazanın ... Haber vermeli doğanın gizlerinde Nasıl kurtulur toplumun ve insanın yarını Bir ses mi geliyor “doğaüstü”nden Bir belirti mi var bilimin görmediği dizele hızlanmalı “bilinmez”in izinden ... Çağdaş karmaşası duygulanmanın şiirin hasında çözümlenmeli Ne kadarı aklın ve yüreğin payı Ne kadarı gerçek ne kadarı düş Ustası olmalı ozan bu denklemi kurmanın
Berber Aynaları 8 Ekim 2017 Kar dergisi Bir yabancı değil gibi aynada Kendinizle göz göze geldiniz mi Ne garip bakışma söyleşir gibi Başkasına hiç öyle güldünüz mü ... Aynada görünür sevdikleriniz Her biri yeniden anılmak ister Ey sevgi acemisi ne bu pişmanlık Sevdalar her yaşta yaşanılmak ister ... İnsan aynalarda tanır kendini Bu yüz kaybolacak daha o saat anlar Varlığı ve yokluğu aynı anda göstermez hiçbir sanat Berber aynaları kadar Babamın Sevgi Halleri Anadolu Ekini Nisan 1990 İlkin anasını babasını sevdi delicesine Doğayı onlarsız düşünmezdi ... Arkadaşlar edindi anadan babadan kıymetli Bir sevgi buldu sudan aziz baldan tatlı ... Karıları, çocukları, dostları Yetkin bir ağaçtan sevginin meyvasını tattılar ... Ayağı nereye değdiyse, eli nereye erdiyse Çiçekler dikmeye başladı babam ... Güvercinlere tutuldu yaşlılığında Uçardı gökyüzünde beyaz ... Yalın Hali Babam sevmeye ara vermedi insanları Başta kadınlar çocuklar yoksullar Bunları miras bıraktı oğullarına Yoksa gönül dolusu açar mıydı çiçekler böyle Ve uçurur muydu güvercinler bizi sonsuza doğru - Bu sevgi geçmişle sevişmek midir?..
|
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!