Haydarpaşa'ya ne olacak?
Anadolu'nun Avrupa'ya, insanların umuda açılan kapısının adı oldu yıllarca Haydarpaşa.Yeşilçam filmlerinin unutulmaz sahnelerine ev sahipliği yaptı. Herkesin aklına “ seni yeneceğim İstanbul” cümlesiyle kazındı. Bugün ise kendi geleceğinin nasıl olacağının cevabını bekliyor.
TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu “tartışmanın sadece Haydarpaşa üzerinden sürdürülmesi eksik olur. Çünkü proje kapsamında 1 milyon metrekareden büyük bir kamusal alanın betonlaştırılması, bölgedeki liman ve gar fonksiyonunun ortadan kaldırılması ve bazı bölümlerinin kamuya kapatılması anlamına geliyor. Buna ek olarak Yeldeğirmen’ i gibi çevre bölgelerin dağıtılması, burada yaşayan insanların başka yerlere dağıtılması ve kültürel ve sosyal yapının yok bozulması gündemde” diyor. 1908 yılında İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıçı olarak hizmete giren bu yüzyıllık eser İstanbul’un vazgeçilmez bir parçası oldu hep. Bir çok olaya tanıklık etti. Birinci dünya savaşında cephanelik olarak kullanıldı ve sabotaj sonucu alevler arasında kaldı. Ardından 1979 yılında meydana gelen deniz kazasında vitrayları hasar gördü. Aslına uygun olarak restorasyonu yapılan tarihi gar son olarak, hepimizin hatırlayacağı üzere 2010 yılının kasım ayında bir kez daha alevler arasında kaldı. Ama tüm bu süreler boyunca daima Anadolu'nun Marmara denizi ve İstanbul'a açılan kapısı oldu emektar gar. Bu sene şubat ayında ise yüksek hızlı tren projesi kapsamında yapılan çalışmalar sebebiyle seferleri iki seneliğine durduruldu. Bugünlerde bu tarihi gar Haydarpaşa Port projesiyle anılıyor. Aslında tartışma 8 yıl önce başladı. 2004 yılından beri de sivil toplum örgütleri, projeye "kamu yararı taşımıyor, doğal ve tarihsel değerleri yok ediyor, şehircilik ilkelerine, ulusal ve evrensel koruma hukukuna aykırı" diyerek karşı çıkıyor. Ancak geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi “Haydarpaşa Port Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı” na onay verdi. İhale sürecinin tamamlanmasının ardından ilk kazmalar vurulacak. İstanbul’un simgesel değerlerinden biri ve kent içi ulaşımın önemli bir unsuru olan Haydarpaşa Garı ve yakın çevresi, tarihi, kültürel değerleriyle aynen korunması gereken 1. grup kültür varlığı olarak tescil edilmiş ve bu özellikleri nedeni ile UNESCO tarafından İstanbul siluetinin vazgeçilmez bir varlığı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca bu alan, deprem bekleyen kentimizin Anadolu yakasında toplanma ve dağılım merkezi olarak kullanılabilecek nitelikte, deniz ve demiryolu bağlantısıyla bölgenin dünya ile temas kurabileceği tek alan olma özelliğini de taşımaktadır.
Peki bunca tartışmaya ve itiraza neden olan Haydarpaşa Port projesi nedir?
Haydarpaşa Port projesi 2004 yılında ilk gündeme geldiğinde bölgenin” Manhattan” gibi olması ve yedi gökdelen yapılması planlanıyordu. Kamuoyundan gelen tepkiler sonrası bundan vazgeçildiği açıklandı. Ardından Haydarpaşa Garı'nın otel yapılması gündeme geldi. Yine itirazlar yükselince planda tam olarak bundan vazgeçilmemişse de gar binasının giriş katı ulaşım amaçlı kullanıma devam edeceği söylendi. Geçtiğimiz günlerde İBB Meclisi'nin onayladığı Koruma amaçlı Nazım İmar Planı'na göre ise tarihi gar 'Kültürel Konaklama ve Turizm Alanı' olarak ayrıldı. Ancak ne olacağı konusunda yapılan net bir açıklama yok. Onaylanan plana uygun projeye göre, 1 milyon metrekarelik alan beton denizine dönüşecek.‘Salacak, Harem Otogarı, Harem Limanı, Devlet Malzeme Ofisi, TCDD’ye ait işletmelerle birlikte Haydarpaşa Garı, Et Balık’tan Kadıköy Moda’ya kadar olan kısım devasa bir turizm ve ticaret merkezi haline gelecek. Bunun dışında Haydarpaşa’ya halka kapalı olacak yeni bir kruvaziyer limanı yapılacak. "Ticaret ve turizm" merkezi olması planlanan bölgede, kültür, turizm alanları, , konaklama tesisleri gibi yapıların yanında dört adet dini tesis inşa edilecek.
Haydarpaşa Garı, Limanı ve yakın çevresi özgünlüğü ve çevresel değerleri nedeniyle İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 26.04.2010 gün ve 85 sayılı kararı ile “kentsel ve tarihi sit alanı” olarak tescil edilerek korumaya alınmıştır. Ancak yetkililer bu durumun yapılması planlanan proje açısından bir engel teşkil etmediğini söylüyorlar. İBB İmar Müdürlüğü yetkilileri, sit alanları konusunda Koruma Kurulu'yla aralarındaki anlaşmazlıkların giderildiğini ve plana nihai şeklinin verildiğini söylüyor.
Kamuoyu Tepkili
Çok sayıda meslek odası ve sivil toplum örgütünün bileşiminden oluşan Toplum Kent ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması, projenin kabul edilmesinin ardından toplandı ve durumu değerlendirdi.
Konuyla ilgili olarak Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Anadolu Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Saltık Yüceer ise bugün kimsenin projede aslında ne olduğunu tam anlamıyla bilmediğini söyledi. ” Her kafadan başka bir ses çıkıyor. Kültür ve turizm merkezi deniyor. Bir kısmı müze olacak deniyor. Bugünlerde halka soralım beraber karar verelim deniyor.”
TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu yapılmak istenen Haydarpaşa Port projesini şu ifadelerle anlatıyor “ Haydarpaşa Port projesi adı altında gerçekleştirilmek istenen dönüşüm çok geniş bir alanı kapsıyor. Tartışmanın sadece Haydarpaşa üzerinden sürdürülmesi eksik olur. Çünkü proje kapsamında 1 milyon metrekareden büyük bir kamusal alanın betonlaştırılması, bölgedeki liman ve gar fonksiyonunun ortadan kaldırılması ve bazı bölümlerinin kamuya kapatılması anlamına geliyor. Buna ek olarak Yeldeğirmen’ i gibi çevre bölgelerin dağıtılması, burada yaşayan insanların başka yerlere dağıtılması ve kültürel ve sosyal yapının yok bozulması anlamına geliyor. Ayrıca Haydarpaşa Garı ve Limanı’nda çalışan gar ve liman işçilerinin akıbetinin olacağı da belli değildir. Bu yüzden en başında beri söylediğimiz gibi tarihi, kültürel ve stratejik varlığımız Haydarpaşa Gar, Liman ve geri sahasının; bütün değerleri ve fonksiyonu ile birlikte korunup, toplumun eşit ve koşulsuz kullanımına açık olarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için layık olduğu özenle, evrensel koruma kuralları ve hukuku ışığında planlanması gerektiğini savunmaya devam edeceğiz. „
Onaylanan proje ile ilgili son itiraz tarihi olan 13 Ekim’den önce dava açacaklarını da söyleyen Muhçu, konuyla ilgili tüm meslek odaları ve demokratik kitle örgütlerini de davaya müdahil olmaya çağırdı.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'