HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Afrin Afrinlilerinse çık oradan. ÖSO'yu da IŞİD artıklarını da al çık

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında konuştu. Temelli, Zeytin Dalı hareketı hakkında "Bu kürsüden yaptığım bir konuşmada 'Afrin Afrinlilerindir' dedim. Hükümet sözcüsü de bu sözü alıp bize söylüyor. Eğer Afrin Afrinlilerinse sen çık oradan. O götürdüğün ÖSO'yu da IŞİD artıklarını da al çık. Bunlar Afrin'li değil. Afrinli olsa evine gider. Bunlar ganimete gidiyor" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Afrin Afrinlilerinse çık oradan. ÖSO'yu da IŞİD artıklarını da al çık
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.03.2018 - 12:46

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Temelli'nin konuşmasından öne çıkan kısımlar şu şekilde:

Faşizme karşı omuz omuza dayanışma yükselmektedir. Afrin'le dayanışma yükselmektedir. Savaşa karşı Nevruz alanında büyük bir dayanışma oluşmuştur. Kawa'nın heykelini yıkanlar onun yaktığı ateşin sıcaklığını çok daha yakından hissediyorlar. Kawa, Dehak'lara karşı özgürlük ateşidir. Nevruz vesilesiyle Kemal Kurkut'u da anmak istiyorum. Katledilen Kurkut'un annesine selamlarımı sevgilerimi iletiyorum. Kemal Kurkut'u unutmayacağız. Nevruz'da emek ve demokrasi güçleriyle Kürt halkı yan yana geldi. Barış mücadelesinin en güçlü tablosunu gösterdiler. 

"TÜRKİYE CEZAEVLERİNDE İŞKENCE VAR"

PM Üyesi Berat Kıran 20 Mart'ta gözaltına alındı. Aynı 12 Eylül günlerinde olduğu gibi işkenceye maruz kaldı. Biz bu senaryoları 12 Mart, 12 Eylül, 90'lardan biliyoruz. Bunu yapanlardan derhal hesap sormaya çağırıyoruz. İçişleri Bakanlığını göreve çağırıyoruz. Kimdir arkadaşlarımızı gözaltına alanlar?  Ceyhan M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bir açlık grevi söz konusu. Açlık grevinin sebebi şiddettir. Defalarca Adalet Bakanlığı'nı göreve davet ettik. Türkiye cezaevlerinde işkence var. Açlık grevine başlayanların hayati tehlikesi başlamıştır. Açlık grevi yaptıkları için ayrı bir şiddete maruz kalmaktadırlar. 

"ÖSO'YU DA IŞİD ARTIKLARINI DA AL ÇIK"

Bu kürsüden yaptığım bir konuşmada 'Afrin Afrinlilerindir' dedim. Hükümet sözcüsü de bu sözü alıp bize söylüyor. Eğer Afrin Afrinlilerinse sen çık oradan. O götürdüğün ÖSO'yu da IŞİD artıklarını da al çık. Bunlar Afrin'li değil. Afrinli olsa evine gider. Bunlar ganimete gidiyor. Sizin Afrin'den çıkmanız gerekiyor. Ama bununla da kalmayın. Madem bizim sözümüzü dinliyorsunuz Afrin halkının mağduriyetini de tazmin edin. Afrin'e vali atamaya kalkıyorlar. Nasıl bizim belediyelerimize kayyım atadılar Afrin'e de vali atıyorlar.

"SEÇMENİNDE ERDOĞAN YORGUNLUĞU VAR"

Diyor ki metal yorgunluğu var. Aslında seçmenleri için diyor. Onları metal olarak görüyor. Şimdi direniş zamanı diyor. Afrin de bunun başlangıcı diyor. Onlarda metal yorgunluğu yok senin seçmeninde Erdoğan yorgunluğu var. En kısa zamanda kurtulacaklar senden bakma seni alkışladıklarına.

"KÜRT MESELESİ TURNUSOL KAĞIDIDIR"

Her yere bu militarist siyaseti yaymaya çalışıyorlar. Bunun etkisinde kalanlar bu etkiyle aslında Kürt düşmanlığını yükseltmiş oluyorlar. Türkiye'de Kürt meselesi turnusol kağıdıdır. Siz Kürt sorununun çözümsüzlüğünden mi yanasınız? Yoksa siz çözümden mi yanasınız? Siz demokrasiden mi yanasınız o zaman bu sorun sizin için ayırt edici bir unsurdur. Kürt sorununun çözümü Türkiye'nin savaş siyasetinden kurtulması için en ayırt edici etmendir. 

"50 TANE AFRİN'İ FEDA ETMEYECEKSİNİZ"

Bugünlerde bir ilkeler modası var. Tamam harika ilkelerde buluşalım peki bu ilkeler ne? Altında ne var bu ilkelerin? Demokrasi meselesi varsa iyi. Kürt sorununun çözümünde demokrasiden yana değil de güvenlikçi politikalara gidiyorsanız samimi değilsiniz. Bunu bulacağınız yer insan hakları. Bunu bulmak için 50 tane Afrin'i feda etmeyeceksiniz. Size hatırlatayım 'Yurtta sulh cihanda sulh' diyeceksiniz. O zaman demokrasi meselesinin altına ilkeleri yazarsınız.

"TÜRKİYE YOLSUZLUK ŞAMPİYONU"

Bir tarafta savaş siyaseti diğer tarafta yolsuzluk ekonomisi. Bu ikisi birbirini besleyen unsurlar. Yolsuzluk yükseldikçe baskı ve şiddet artar. Bu ekonomilerin bir arada olması bizi şaşırtmıyor. Türkiye'de yolsuzluk yapılabilir bir iklim var. Hem AB hem OECD araştırmalarında Türkiye yolsuzluk şampiyonu. Bu tür şeylerde birinci olmayı biliyorsunuz seviyoruz. Neden diye baktığımızda yürütülen iktisat ve ekonomi politikaları bunu açıklıyor. 

"5 SENE İÇİNDE DOLARDA %115 DEVALÜASYON OLMUŞ"

Dolar 4 liraya geliyor. Algı, ciddiye almayın diyorlar. Arkadaşlar 5 sene içinde dolarda %115 devalüasyon olmuş. Bize en yakın ülke Brezilya. Kırılgan ekonomiler içinde sayılıyor Türkiye. Bence artık saymasınlar. Çünkü artık kırıldı Türkiye. Bakan çıkıyor açıklıyor bunun bize zararı yok. Bunu biliyoruz sizin zaten tuzunuz kuru. Ama çiftçi zor durumda. Çiftçi bize bir şey olmuyor mu diyecek? Asgari ücretli satın alma gücünü yüzde 7-8 yitirmiş durumda. Evet size bir şey olmuyor ama işçiye emekliye, esnafa çok şey oluyor.

"TOSUN GİTTİ URUGUAY'A"

Çiftlikbank...Tosun gitti Uruguay'a 500 milyon diye duyduk. Daha da fazla olduğu 1 milyar olduğu çıktı. Bi ara 6 sıfırı atmıştı ya biri bunu alıp bu soygunun arkasına ekleyin boyutunu anlarsınız. Ülkeyi kendi çiftliği zanneden bir zihniyet yönetiyor. O yüzden bu vakalarla karşılaşıyoruz. Ama söyleyeyim sen Uruguay'da yapamazsın gel bu işten vazgeç.

"ÇALIŞMA YAPIYORUZ DEDİĞİ SAVCILARA TALİMAT"

Eğer bu ülkede yargı liyakat esasıyla çalışsaydı, bağımsız olabilseydi İzmir milletvekilimiz Müslüm Doğan Çiftlikbank ile ilgili soru önergesi verdi. Hiçbir savcı okumamış. Kimse ilgilenmemiş. Çünkü onların işi gücü HDP ile ilgilenmek. Biraz bizim yakamızdan düşün de hırsızlarla ilgilenin. Bu gidişat ülkeyi felakete sürüklemektedir. Siz Erdoğan'ın konuşmalarından kendinize vazife çıkarıyorsunuz başka da bir şeyle ilgilenmiyorsunuz. Tıpkı Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğrencilerde olduğu gibi... Beğenin beğenmeyin savaş karşıtı öğrenciler eylem yapıyor. Savaş yanlıları da var. Savaş taraflısı olmak suç. Savaş karşıtlığı yasal bir eylem. Bunu neden yapıyorsunuz? Çünkü Erdoğan çıkıyor komünist, vatan haini gençlerle ilgili çalışma yapıyoruz diyor. Çalışma dediği savcılara talimat. 'Bu komünistlere okuma hakkı vermeyeceğiz'  Bu sizin hafızanızda var. 28 Şubat'ta Kemal Dürüst söylüyor bunu. Türbanlı öğrencilerin okuma hakkını gasp ederken böyle diyor şimdi de Erdoğan. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler