'Hem eczacılar hem de biz birbirimize muhtacız'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ''Hem eczacılar hem de biz birbirimize muhtacız. Bu ihtiyaç olduğu müddetçe bizim birbirimizin dışında bir çalışma yöntemimiz de olmaz diye düşünüyorum. Benim tereddütüm yok. Eczacılarımız bizimle sözleşme imzalayacaklar'' dedi.

'Hem eczacılar hem de biz birbirimize muhtacız'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.01.2010 - 16:27

AKP İzmir İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, konuşmasında kentte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İki tesisin açılışını gerçekleştirdiklerini ifade eden Bakan Dinçer, burada basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Dinçer, eczacılarla anlaşma süreciyle ilgili bir soru üzerine, SGK olarak vatandaşlara etkin kaliteli ve kesintisiz hizmet sunmak istediklerini, hem sağlık-tedavi hizmetlerinde hem de ilaç hizmetlerinde bugüne kadar yaptıkları reform çalışmalarını aksatmayacak, insanların bu konuda sorun yaşamasını önleyecek her türlü tedbiri, önlemi alacaklarını söyledi.

Türk Eczacıları Birliği ile ilgili gelinen süreçte üzüldükleri noktalar olduğunu, birlik vasıtasıyla Türkiye'deki tüm eczacılarla sözleşmelerinin olduğunu, sözleşmede eczanelerin vatandaşlara kesintisiz şekilde hizmet sunmayı önerdiğini belirten Ömer Dinçer, şöyle konuştu: ''Altına imza attığımız bu sözleşmeye 4 Aralıkta yaptıkları eylemle uymadılar. O konuda bizim güvenimizi sarstılar. Biz şimdi yeni bir arayışa girdik. 'Halkımıza hizmeti kesintisiz sunabileceğimiz başka bir yöntem geliştirebilir miyiz?' diye baktık. Türk Eczacıları Birliği, bu hizmetin kesintisiz sunulacağına ikna etmesi gerekir. Bu konuda güvenimiz sarsıldı. Sahip olduğu gücü vatandaşımızın aleyhine kullanmayacağına, sözleşmelere taahhüt ettiği şekilde uyacağına dair güven tesis etmesi lazım. Bu noktada biz gelişme görmedik. Biz eczacılarla tek tek sözleşme yapmamız halinde hizmetin daha etkin ve daha sağlıklı gideceği kanaatini taşıyoruz. Vatandaşlarımız çok sakin durmalılar ve emin olmalılar ki biz onların ilaçlarını vaktinde, etkin bir şekilde sunmak için her türlü tedbiri alırız. Yöntemin değiştirilmiş olması Türkiye'deki ilaç sektörü, eczane sayısında etkisi olmayacak. Biz çalışma sistemimizi değiştirmiş olacağız. Herkes sağlıklı şekilde hizmetini almaya devam edecek ama Türk Eczacıları Birliği bize bu garantiyi nasıl verir bilmiyorum. Bu sarstığı güvenimizi tekrar nasıl kazandırır onu da bilmiyorum. Bunu başarabilirse bir takım şeyler düşünebileceğimi ifade ettim.''

 

'Bürokratik süreçlerin azaltıldığı iyi bir sözleşme'

Eczanelerle yapacakları sözleşmenin bürokratik süreçlerin azaltıldığı iyi bir sözleşme olacağını, Türkiye'deki bütün eczacıların buna imza atacağına inandığını dile getiren Dinçer, ''Hem eczacılar hem de biz birbirimize muhtacız. Bu ihtiyaç olduğu müddetçe bizim birbirimizin dışında bir çalışma yöntemimiz de olmaz diye düşünüyorum. Benim tereddütüm yok. Eczacılarımız bizimle sözleşme imzalayacaklar'' diye konuştu.
Bakan Dinçer, Türkiye'de ilaçla ilgili bir eksiklik duyulacak durumun bulunmadığını, piyasada ''bulunmayan ilaç''
diye bir şeyin olmadığını kaydetti.

 

Ağır ve tehlikeli işlerle ilgili yönetmelik

Bir gazetecinin, ağır ve tehlikeli işlerde çalışmayla ilgili yönetmelik ve kadınların özel günlerinde 5 gün izinli sayılması konusunda yönelttiği soruya Bakan Dinçer, bu meselenin yeni yapılmış bir düzenleme olmadığını, Türkiye'de düzenlemenin 1973 yılından beri olduğu cevabını verdi. Bu yönetmeliklerin bir kaç kez de değiştiğini, en son 2004'de hükümetlerinin değiştirdiğini, yeni çıkardıkları yönetmeliğin Türkiye'deki işçi sağlığı ve güvenliği konusunda daha rasyonel tedbirler öngördüğünü ifade eden Dinçer, şöyle devam etti: ''1973 yılından beri olmasına rağmen Türkiye'deki iş hayatında herhangi bir sorun çıkarmadığı halde ve işin üretimin aksaması yönünde herhangi bir engel teşkil etmediği halde bugün sanki bu sorun ortaya çıkacakmış gibi var sayılmasını anlamakta zorlanıyorum. Biz o maddeyi koruduk yönetmelikte, aslında çıkarılabilirdi. Korumamızın tek sebebi vardı. Kadınlara ait pozitif bir ayrımcılık ve hak sunuyordu. Onu çıkardığımız takdirde sanki bu kadınlara yönelik hakkı ortadan kaldıracağımız gibi bir algılama doğabilir diye endişe etmiştik. Diğeriyse ağır ve tedbirli işlerle ilgili modern dünyanın tanımları da değişmiştir. Şu anda biz hazırlayıp sunduğumuz iş güvenliği yasa tasarısında 'ağır ve tehlikeli işler' tanımını kaldırdık. Böyle bir tanımlama yok. Bu açıdan bütün işverenlerimize gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. Bu madde çalışma hayatımızda olumsuz sonuçlar doğuracak etki yaratmadı, bugünden sonra da yaratmaz. Ama eğer öyle bir sorun çıkaracak olursa, onu görürsem yönetmeliği de değiştiririz gerekirse. Herkes müsterih olsun. Sadece kendi iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili gerekli tedbirleri alsın, onun dışında biz her türlü destek ve yardımı yaparız.''

Bir başka gazetecinin, işçilerin bu konudan dolayı işlerini kaybetme korkusu içerisinde olduğunu ve işlerinde kalmaları için koruyucu maddenin konulması yönünde talepleri olduğunu hatırlatması üzerine de Bakan Dinçer, ''Koruyucu maddeye ihtiyaç olursa onu da yaparız'' dedi. Dinçer, emekli vatandaşların siyasi parti kurma girişimleriyle ilgili olarak ise, ''Partiyi kuracaklar sadece işçi emeklisi mi, Bağ-Kur emeklisi de var mı? Hepsi varsa en büyük iktidar adayı onlar olurlar. 9 milyondan fazla emeklimiz var. Onların ailesiyle birlikte hesaplayacak olursak hepsi net oy kullanırsa iktidara gelebilirler. En azından muhalefet partilerinden fazla oy alabilirler'' şeklinde konuştu.
 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler