Her ‘satır’ında kadın gücü var

53 yaşındaki Türkmen Doğan, ‘İnsanlar et alamıyor’ diyor ve ekliyor: “Zor, gittikçe daha da zorlaşıyor. İnsanlar geliyor 5 liralık kıyma istiyor koyuyorsun teraziye fiyat sorduklarında cevap vermekte zorlanıyorsun. Tepki gösteriyorlar niye bu kadar diye. Bu son aylarda ne kırmızı et doğru düzgün gidiyor, ne de tavuk. İnsanlar alamıyor. 1 kilo et 50 lirayı geçti. İnsanlar nasıl alsın nasıl yesin?”

Yayınlanma: 01.12.2018 - 22:18
Abone Ol google-news

Fotoğraflar: Vedat Arık

53 yaşındaki Türkmen Doğan, Türkiye’deki sayılı kadın kasaplardan. 13 yaşında annesini kaybedince ailenin en büyüğü olarak kardeşlerine de ebeveynlik yapan Doğan, 90’lı yılların başında eşi ve iki çocuğuyla beraber Sivas’tan İstanbul’a gelerek Ümraniye’ye yerleşmiş. İlkokul mezunu olan Doğan, 21 yıl önce bulaşıkçılık yaparak başladığı iş hayatına, kasap olarak devam ediyor. Ailede çalışan ilk kadın olan Doğan, kendisinden sonra ailesindeki diğer kadınların da çalışmasına öncülük ediyor. Doğan, “Bizim oralarda kadınların çalışmasına izin verilmezdi. Hevesin, hırsın olunca erkekler yapar diye bir şey yok. Kadın da yapar. Yeter ki isteyelim, yapamayacağımız başaramayacağımız hiçbir şey yok” diyor. Ümraniye’de 11 yıldır işlettiği kasap dükkânında ziyaret ettiğimiz Doğan, evkadınlığından kasaplığa uzanan öyküsünü anlattı...

-İstanbul’a gelince kasap olacağınız hiç aklınıza gelir miydi?

Hiç aklıma gelmedi, gelmezdi. Ama çalışma hevesim hep vardı. Biz 7 kardeşiz. En büyükleri benim. 13 yaşında annemi kaybettim. 4 kardeşimin hem annesi hem babası oldum. Bizde hiç kimse çalışmadı, izin verilmezdi. Ailede ilk çalışan bendim. Çalışmaya kızım ortaokula, oğlum ilkokula giderken başladım. Eşim de o zamanlar Çorlu’da çalışıyordu. ‘Çalışacağım’ diye kendisini aradığımda izin vermemişti. Bizde hiç kimse çalışmamış, ilk çalışan ben olacağım. Tabii eşimi ikna ettim, sabah gidip bulaşık yıkayacağım, öğlen evde olurum’ demiştim. Öyle ikna edip başlamıştım. Zordu tabii benim için ama şimdi ‘iyi ki çalışmışım’ diyorum. Benden sonra da herkes işe başladı, hepsi çalıştı.

-Ailede de öncü olmuşsunuz herkese ..

Evet, öncülük yaptım. Herkes öğrendi benden, ben sonuçta hiçbir yere çıkmamıştım bilmiyorum. Köyden gelmişim yerleşmişiz oraya bir yere gitmiyorum. O zamanlar da imkânlar yoktu tabii. Ben çalışınca onlar da yavaş yavaş çalışmaya başladı.

-Daha önce nerelerde çalıştınız?

21 sene önce bulaşıkçılık yaparak başladım çalışmaya. Daha sonra aşçılık, dönercilik öyle ilerledi. 11 senedir de kasaplık yapıyorum.

Ustam izin veriyordu

-Kasaplığı öğrenmeniz, ilerlemeniz nasıl oldu?

Çalıştığım yerde et işi yapıyorlardı, şimdilerde ünlü olan bir dönerciydi. Hevesim vardı, oradan öyle bakarak öğrendim. Bulaşık yıkarken onu bırakıyordum, gidiyordum etle uğraşıyordum, kemik sıyırıyordum. Sağ olsun ustam da izin veriyordu. Hep ‘Yap şunu, yaparsın edersin’ derdi. Öyle öyle öğrendim, ilerledim. Sonra aşçı oldum. Şimdi de kasap. Deneye deneye, izleyerek bu işi öğrendim.

-Erkek kasaplardan farkınız ne sizce?

Kadınlar gelip et, kıyma istedikleri zaman soruyorum ne yapıcaksın, hangi yemekte kullanacaksın diye ona göre veriyorum. Bu durum onların da hoşuna gidiyor. Köfte yapacaksa ayrı, yemekte kullanacaksa ayrı, ona göre eti veriyorum. İnsanlar da memnun oluyor tabii.

-Buradaki kasaplarla aranız nasıl, yadırgadılar mı sizi?

Başlarda evet, illa ki yadırgadılar. Kasaplar çok birbirine gitmiyorlar öyle ‘merhaba merhaba’ sadece... Öyle bir sıcaklık yok. Özellikle bu ekonomik krizde şimdi kimse kimseye selam dahi vermiyor. O duruma geldik.

Kadınlara özel kahvehane

-Mezbahaya siz mi gidiyorsunuz?

Mezbahaya ben gitmiyorum. Etçim var, ona söylüyorum haftada iki gün, pazar gecesi ve çarşamba gecesi et getiriyor. Balıkesir hayvanının etini kullanıyorum, istediğim eti getiriyor.

-Et fiyatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zam geldikçe zorlanıyoruz fiyat belirlerken. İki sefer zam geliyorsa ben bir kere yapabiliyorum. Her defasında yapamıyorsun, müşterilerden tepki alıyoruz. Zor, gittikçe daha da zorlaşıyor. İnsanlar geliyor 5 liralık kıyma istiyor, koyuyorsun teraziye fiyat sorduklarında cevap vermekte zorlanıyorsun. Tepki gösteriyorlar niye bu kadar diye. Bu son aylarda ne kırmızı et doğru düzgün gidiyor, ne de tavuk. İnsanlar alamıyor. 1 kilo et 50 lirayı geçti. İnsanlar nasıl alsın nasıl yesin? Kışın her sene tavuk düşüyordu bu sene hiç düşmedi, tam tersi sürekli tavuğa zam geliyor.

-Emekli olmayı düşünüyor musunuz?

Lokanta biraz daha otursa burayı bırakabilirim. Artık yoruldum ama burayı da bırakmak istemiyorum. Lokantanın etlerini buradan temin ediyoruz. Burası büyük avantaj bizim için. Çalışmadan yapamam benim bir şeyle uğraşmam gerekiyor çünkü alışmışım. Erkekler emekli olunca kahveye gidiyor. Emekli olursam kadınlara özel kahve açacağım. Biz de gidip oturalım kahvemizi içelim oyunumuzu oynayalım. Yaparım. Onu da düşünüyorum.

‘Annem hep destek oldu’

Türkmen Doğan’ın kızı Gülseren Doğan ise biyoloji mezunu. Fransa’da yüksek lisans yapan Gülseren Doğan, uzun süre kendi işi ile ilgili özel sektörde çalıştı. Ancak mutlu olamadı. Ardından annesinin desteği ile lokanta açtı ve şimdilerde Ümraniye’de bu lokantanın işletmeciliğini yapıyor. Lokantayı teyzesi ile işlettiğini anlatan Doğan, “Sabahları işe giderken çok zorlanırdım. Annem hep sabah 07.00’de işe gitmek için hazırdı. Bana bir gün, ‘Ben kaç yıldır çalışıyorum, buraya gelirken hiç şikâyet etmedim, çünkü işimi çok seviyorum. Gel istersen başka şeyler yapalım, senin de mutlu olabileceğin. Kendine küçük bir yer aç, mutlu olabileceğin işi yap’ dedi ve lokanta açmaya böyle karar verdim. Annem hep destek oldu” diyor.

‘21 senedir hiç izin yapmadım’

-Tek mi çalışıyorsunuz burada?

Tek çalışıyorum, eşim yardım ediyor. Kızım arada geliyor. 6 ay önce teyzesiyle ona lokanta açtık, onlara da yardımcı oluyorum. Sabah gidiyorum 3 saat oradayım, sonra buraya geliyorum. Akşam saat 8’de kapatıp yine gidip saat 11’e kadar onlara yardım ediyorum. 21 senedir aralıksız çalıştım hiç izin yapmadım. Pazar günü bile çalışıyorum. Cenaze oluyor, düğün oluyor ben gidemiyorum. Çünkü bırakacağım kimse yok. Burayı açmak zorundayım, öyle bir zorunluluğum var. Zor benim için hele bir kadın olarak daha da zor.

‘Kadın yeter ki istesin’

-Müşterileriniz tepkisi nasıl?

Görünce şaşırıyorlar, bilemiyorsun tepkilerini de. Kadınlar genelde biraz daha ılımlı oluyor ama geçenlerde bir müşterim geldi kadın, ‘Sen niye yapıyorsun bu işi, bu iş erkek işi’ diyor. ‘Hayır’ dedim kadınlar da yapabilir niye erkek işi olsun. Bunda bir şey yok ki ne güzel kadın da yapabilir zor değil. ‘Ben sevmiyorum kadınların böyle erkek işi kasaplık yapmasını’ diyor. Hevesin hırsın olunca erkekler yapar diye bir şey yok. Kadın da yapar. Kadınların yapamayacağı iş değil, yeter ki iste ve uğraş, bir de hevesin olsun.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler