"Hükümet aleyhinde dizi yapılabilir mi?
'Kadın' temasının işlediği '48'inci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Jüri basın toplantısında konuşan jüri üyesi Müjde Ar, Toplumun politik olarak sesini yükseltemediğini, her anlamda iktidarın kadının sesini kısmaya eğilimli olduğunu söyleyerek "Hükümet aleyhinde dizi yapılabilir mi? Sorunun cevapları burada" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından düzenlenen 48’inci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin tamamı kadınlardan oluşturulan Ulusal Uzun Metraj Jürisi, basın toplantısı düzenledi.
Hillside Su Otel’daki toplantıya jüri başkanı Müjde Ar, yönetmen Handan İpekçi, oyuncu Bergüzar Korel, yazarlar Ayşe Kulin, Yaşar Seyman, sanat yönetmeni Annie Geelmuyden Pertan, müzisyen ve oyuncu Şevval Sam, sinema eleştirmeni Melis Behlil, akademisyen Prof.Dr. Serpil Kırel ve gazeteci Çiğdem Anad katıldı. Toplantıya Büyükşehir Belediyesi ve AKSAV Başkanı Mustafa Akaydın tek erkek olarak katıldı.
"Siyasetten başlanmalı"
Jüri Başkanı Müjde Ar, kadına yönelik şiddet konusunda siyasetin medyadan daha büyük payı olduğunu düşündüğünü söyledi. Şiddetin insana değer verilen toplumlarda giderek azalırken, insanın değersizleştirildiği toplumlarda giderek tırmandığını aktaran Ar, "Şiddet, kadın ve erkeği ayırır. Güçsüze daha kolay uygulanır. Yasalar karşısında kolay boşluk bulur" dedi.
Kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin başlanacağı yerin medya değil siyaset dünyası olması gerektiğini kaydeden Ar, "Siyaset dilinin çok daha barışçı ve kibar olmasını diliyorum. Bütün siyasetçilere sesleniyorum. Siyaset dilinin espri içinde gülümsetecek şekilde olmasını diliyorum" diye konuştu.
"Habertürk iyi ki o manşeti atmış"
Gazeteci Çiğden Anad, kadın meselesine medyanın duyarlılığının son yıllarda geliştiğini kaydetti. Bir soru üzerine Habertürk gazetesinin sürmanşetten kullandığı fotoğrafa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Anad, "Biz aramızda tartışmadık ama ben doğru manşet attığını düşünüyorum. Kadın bu şekilde teşhir edilebilir mi? Kadın ölmüş. Yaşarken saygı gösterilmemiş, yasal düzenlemeler yapılmamış, yapılmış polis duyarsız kalmış, ölü bedeni üzerinden saygı tartışması yaratılıyor. Habertürk iyi ki o manşeti atmış" diye konuştu.
Söz konusu haber üzerinde etik ve ahlaki boyutu uzun tartışmalar söz konusu olabileceğini kaydeden Çiğdem Anad, "Bir gazeteci arkadaşım, ‘Karısına şiddet uygulayan kişiler tutuklu yargılanmalı’ dedi. Bence de doğru. Medyaya eleştirilerin yersiz olduğunu düşünüyorum" dedi.
"Genç arkadaşlarımızı yüreklendirmek isteriz ama ayrım yoktur"
Jüri Başkanı Ar, Altın Portakal’ın ulusal yarışmasına katılan 13 filmin 9’unun ilk yönetmenlik denemesi olduğunun hatırlatılması üzerine dün galası gerçekleştirilen 3 filmin 3’ünü de çok beğendiklerini söyledi. Bu ifadesinin tartışmalara neden olabileceğini, ama bunu söylemekte mahsur görmediğini belirten Müjde Ar, "Genç sinemacıların bir ayrımı olacak mı? Benim de filmlerim yarıştı. Festival filmlerini çok çok önemsiyorum. Festivallerin kazananları vardır, ama kaybedenleri yoktur. Genç arkadaşlarımızı yüreklendirmek isteriz ama ayrım yoktur" dedi.
"Bizim burada varlığımız bir tavır"
Müjde Ar, festivalin yarışma filmlerinde kadına yönelik açık şiddet konusunda tavır alıp almayacakları yönündeki soru üzerine, "Burada bulunmamızın bile bir tavır olduğunu düşünüyorum. Bizim burada varlığımız bir tavır açıkçası" diye karşılık verdi. Jüri üyesi yazar Ayşe Kulin ise, dün izledikleri filmler arasında bir tek filmde kadın sorunu olduğunu belirterek, "O bile farkındalık yarattı" dedi.
Bu yıl ‘Ve Kadın Dünyaya Dokundu’ ana temasının işlendiği Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne o filmden sonra "Hangi kadın dünyaya dokundu?" sorusunun sorulması gerektiğini belirten yazar Kulin, şöyle dedi:
"Dünkü filmde gördüm ki kadının dünyaya, etrafına sevgiyle dokunması gerekiyor. Hayvanlara dahi sevgiyle dokunabilen insan kazanıyor. Bir insan eşit olmadığını hissederse, ezilebileceğinin farkındaysa sevgisini yüreğinde kaybediyor. Dünkü film bana bunu verdi. İnsanların içine sevgiyi koyabilmemiz için hayatından şiddeti çıkartmalıyız."
Hükümet alehine dizi yapılabilir mi?
Türkiye’de televizyon dizilerinde kadının gösterimine ilişkin bir soru üzerine söz alan Müjde Ar, Türk televizyonculuğunun çeşitli sebepler ve baskılardan dolayı geldiği noktayı herkesin bildiğini söyledi. Toplumun politik olarak sesini yükseltemediğini, her anlamda iktidarın kadının sesini kısmaya eğilimli olduğunu anlatan Ar, "Hükümet aleyhinde dizi yapılabilir mi? Sorunun cevapları burada" dedi.
"Türk toplumu neden bu kadar edepsizliğe prim veriyor?"
Yazar Ayşe Kulin ise sadece dizilerin değil, yemek ve spor programlarında dahi sürekli kavga ve terbiyesizliğin özendirildiğini belirterek, "Diziler en azından kurgu. Türk toplumu neden bu kadar edepsizliğe, terbiyesizliğe prim veriyor?" dedi.
"Filmlerde gerçekten farklı bir şey yok"
Jüri üyesi Prof.Dr. Serpil Kırel ise kadın bedeniyle ilgili medya ve sinema dünyasının etik sorunları olduğunu söyledi. "Ne zaman erkeklik iktidar tarafından sıkıştırıldıysa çıkış kadın bedeni üzerinden oluyor" diyen Prof.Dr. Kırel, kadın bedeninin sunumuna ilişkin tartışmalara eşlik eden "Gerçek hayatta var, göstermeyelim mi?" sorusunun sorunlu olduğunu savundu. Prof.Dr. Kırel, "1000 kere gösterelim ve gerçek hayatta olmaya devam etsin. Dikkat eden kadınlarla ilgili başarı haberleri cimrice çıkıyor. Olaya sadece cinsiyetçi rejim açısından bakmıyorum. Cimrilik ve felaket haberlerindeki elibolluk arasında çok ciddi ilişki var" dedi. Bu noktada sinemanın da farklı olmadığını kaydeden Prof.Dr. Kırel, "Filmlerde gerçekten farklı bir şey yok. Kadın bedeni ya çıplaktır, ya seksidir, ya da yaralanmıştır" diye konuştu.
Akaydın'dan liderlere eleştiri
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ise Türkiye’de yaşanan sıkıntılarda özellikle siyasi kişiliklerin önemli rol oynadığı kanısında olduğunu söyledi. Kulin’in ’Terbiyesizleşme’ eleştirisine tamamen katıldığını dile getiren Başkan Akaydın, "Siyasi düzeye baktığınız zaman toplumun nereye gittiğini görüyorsunuz. ‘Şerefsizdir, namerttir, verseniz iki koyunu güdemez’ gibi alıntılar siyasi eleştirilerde var. Çok daha seviyeli, muzip ve zeki eleştiriler yakalanabilir" diye konuştu.
"Sinema farkındalık yaratmak açısından çok önemli bir kanal"
Oyuncu ve müzisyen Şevval Sam, televizyonun zorla evlere girdiğini ve çocuğunu televizyon karşısına bırakıp bulaşığı yıkamak zorunda kalan bir jenerasyonu daha da kirleterek ilerlediğini söyledi. Medyanın bir yandan şiddetin dilini sert kullanırken kadına yönelik şiddete daha fazla şahit olmaya başladığını dile getiren Sam, "Bunun arasındaki ayrımı iyi analiz etmek lazım" dedi. Şevval Sam, konuşması sırasında Başkan Mustafa Akaydın’ın jüri başkanı Müjde Ar’ın kulağına eğilip birşeyler fısıldaması üzerine "Konsantrasyonum dağıldı" diyerek tepki gösterdi. Başkan Akaydın, bu tepki üzerine ellerini bağlayarak arkasına yaslandı.
Sam, bu noktada bu ses daha fazla duyuluyorsa sanatın dönüştürücü bir şeyler yapması gerektiğini savundu. Bu kanayan yaranın sarılmak zorunda olduğunu kaydeden Sam, "Sinema farkındalık yaratmak açısından çok önemli bir kanal" dedi.
"Kadınların ilişkileri yapımcılarla daha zayıf"
48’inci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ulusal uzun metraj kategorisinde yarışacak 13 film arasında sadece bir kadın yönetmenin filmi bulunduğunun hatırlatılması üzerine Müjde Ar, "Piyasa koşullarıyla baktığınızda erkeklerin film yaparken daha kolay para bulduklarını görüyoruz. Kadınların ilişkileri yapımcılarla daha zayıf" dedi. Ar, bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın iyi projeyi her şekilde desteklemesinin önemli olduğunu kaydetti. Yönetmen Handan İpekçi ise sinemanın da erkek egemen bir alan olduğunu savundu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle ilgili pozitif ayrımcılık talep edilebileceğini söyledi.
"Filmi sansürlenmiş bir kadın oyuncunun kızı..."
Jüri üyesi oyuncu Bergüzar Korel ise, "Yeşilçamlı anne babanın çocuğu olarak buradayım. Zamanında filmi sansürlenmiş bir kadın oyuncunun kızı olarak buradayım" dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'