"İki tarafın iradesinden memnunum"

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Cenevre'deki son üçlü görüşmede Kıbrıs'ta iki tarafın gösterdiği iradeden memnuniyet duyduğunu belirterek, Ekim'deki New York görüşmesine kadar gerekli ilerlemenin sağlanması halinde, sağlanacak bir anlaşmanın uluslararası yönlerini sonuçlandırmak için çok taraflı konferans düzenlemeyi tartışmaya başlayabileceklerini belirtti.

Yayınlanma: 12.08.2011 - 08:10
Abone Ol google-news

Ban, Kıbrıs müzakerelerinde ivmenin artması gerektiğine de işaret ederek, ''Görüşmelerde belirleyici bir ana eriştik, sürecin canlı tutulabilmesi ve iki tarafa da ortak yarar getirecek çözüm bulunabilinmesi için tüm çabaların sarf edilmesi gerekiyor. İki liderin çözüme bir an önce varmalarını bekliyorum'' dedi.
Genel Sekreter Ban, Kıbrıs müzakerelerinin son durumuna ilişkin bir değerlendirme raporu hazırlayarak BM Güvenlik Konseyi'ne sundu.

New York'ta geçen yıl Kasım ayında iki tarafın liderleriyle yaptığı üçlü görüşmenin ardından 3. değerlendirme raporunu yazdığını belirten Ban, iki liderle en son 7 Temmuz'da Cenevre'de görüştüğünü anımsattı. Cenevre'deki son üçlü görüşmede Kıbrıs müzakerelerindeki ilerlemenin ağır olduğuna yeniden işaret ettiğini ve iki liderle bu durumun üstesinden gelme yollarını tartıştıklarını kaydeden Ban, bu görüşmede iki liderin müzakerelerin hızını yoğunlaştırmaya, görüşmelerin yöntemini iyileştirmeye ve mümkün olan en kısa sürede çözüm bulmak için çaba sarf etmeye karar verdiklerini belirtti.
Genel Sekreter, raporunda, iki liderin New York'ta Ekim ayında yeniden görüşme kararı aldıklarını ve o görüşmede tüm konularda yakınlaşma sağladıkları yönünde kendilerinden bilgi edinmeyi beklediğini de kaydetti.
Ban, raporunda şunları kaydetti:

'Bu görüşmeler umut ettiğimizden daha uzun sürüyor, Eylül 2008'de kapsamlı görüşmelerin başlamasından bu yana neredeyse 3 yıl geçti ve bu dönemde iki lider 100'den fazla görüşme yaptı, ancak halen özlü konuların pek çoğu çözülemedi. Geçen yıl Kasım ayındaki New York görüşmesinin ardından iki taraf özlü meselelere dikkatle eğildi, bunun sonucunda ekonomi ve AB ile ilgili başlıklarda yakınsama sağlandı ve iki taraf da müzakere edilen kimi konularda uzlaştırıcı tekliflerde bulundu. Ayrıca taraflar son aylarda görüşme sıklığını da arttırdılar, ancak maalesef bunun kısıtlı sonuçları oldu. İlerleme halen çok ağır olmaya devam ediyor. Şu anki hızla bir anlaşmanın bir süre daha sağlanabilmesi olası görünmüyor. Görüşmelerde belirleyici bir ana eriştik, sürecin canlı tutulabilmesi ve iki tarafa da ortak yarar getirecek çözüm bulunabilinmesi için tüm çabaların sarf edilmesi gerekiyor. İki liderin çözüme bir an önce varmalarını bekliyorum.''
Ban, raporunda, 7 Temmuz'daki görüşmede, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Kıbrıs Rum lideri Dimitris Hristofyas'a, yeterli siyasi iradenin olması durumunda bir anlaşmanın mümkün olabileceğini bir kez daha söylediğini de ifade etti.

Sürecin durumu

Kıbrıs müzakerelerine ilişkin ikinci değerlendirme raporunu yayınlamasının ardından son 5 ayda müzakerelerdeki ivmenin yavaşladığını belirten Ban, bu son dönemde iki liderin 17 kez, temsilcilerinin ise 28 kez görüştüklerini anımsattı. Bu dönemde tarafların öneri sunmak için çaba sarf etmeye devam ettiklerini, ancak uzlaşmaya varma yönündeki yaklaşımın her zaman verimli olmadığını ya da sonuç veremediğini kaydeden Ban, önemli bir sürenin, yakınsama sağlama yerine tutumlara açıklık kazandırmayla geçtiğini ifade etti.
Ban, Mart ayının sonunda tarafların güvenlik konusunun iç yönlerini görüşmeye başladıklarını ve birleşik bir Kıbrıs'ta kolluk kuvvetleriyle ilgili düzenlemelere odaklandıklarını, bu konunun detaylarında anlaşmaya yaklaşıldığını, ancak konunun bazı önemli yönlerinde henüz uzlaşılmadığını kaydetti.
Mülkiyet başlığında iki tarafın da kendisinin sağladığı uluslararası teknik uzmanların hizmetlerinden yararlanmasından memnuniyet duyduğunu belirten Ban, ancak mülkiyet konusunda resmi müzakerelerin çok geciktiğini, tazmin ve takas gibi konularda temel anlaşmazlıkların devam ettiğini vurguladı. Toprak başlığındaki müzakerelerin de başlatılması gereğine işaret eden Ban, söz konusu müzakerelerin, haritalar konusunun sadece sürecin son aşamasında, çok taraflı bir görüşme öncesinde ele alınmasına ilişkin varılan uzlaşmaya zarar vermeden yapılabileceğini de yazdı.
Yönetim başlığındaki görüşmelerin sonucunda yurtdışında temsil ilkesi konusunda yakınlaşma sağlandığını belirten Genel Sekreter, iki tarafın, birleşik Kıbrıs açısından bağlayıcı olan uluslararası anlaşmalar konusunda da anlaşmaya vardıklarını vurguladı.
AB başlığıyla ilgili bu son dönemde başka bir konunun tartışılmadığını belirten Ban, bu kapsamda en önemli konunun, çözüm anlaşmasının AB hukukuna nasıl dahil edileceği meselesi olduğunu, ayrıca birleşik Kıbrıs'ın vatandaşlarının kimler olacağı konusunun da çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Ban, raporunda, Kıbrıs'ta son yapılan anketlerin, iki toplumun birleşik bir Kıbrıs olasılığıyla ilgili güvenlerini kaybetmekte olduklarını, ancak yine de çözüm yönündeki isteklerinde bir tereddüt olmadığını gösterdiğini belirterek, her iki tarafın iki önemli siyasi partisinin gençlik kollarının ortak mektup yazarak kendisinden Kıbrıs'ta liderleri hemen bir çözüm bulmaları yönünde cesaretlendirmesini istediklerini de bildirdi. Ban, bu kapsamda Eroğlu ve Hristofyas'ı barış sürecinde sivil toplumun çabalarını dikkate almaya çağırdı.

Genel Sekreter Ban, raporunda, iki liderle Cenevre'de yaptığı üçlü görüşmeyle ilgili detaylı bilgi verdi. Müzakerelerde ilerleme sağlanamamasından hayal kırıklığı duyduğunu iki lidere anlattığını ifade eden Ban, Ocak ayındaki ikinci üçlü görüşmenin ardından iki tarafın, düzenli şekilde çalışmalarına devam etse de önemli konulara girmediklerini kaydetti. Ban, iki lidere, enerjilerini detaylı bir şekilde tek tek sorunlarla uğraşmak yerine geniş kapsamlı bir anlaşma için harcamalarının önemini anlattığını belirtti.
Üçlü görüşmenin "yapıcı ve olumlu" bir havada geçtiğini, iki tarafın zorlukların bulunduğunu kabul ettiğini, aynı zamanda tüm başlıklara ilişkin tutumlarını ortaya koyarak önerilerde bulunduğunu kaydeden Ban, üçlü görüşmenin ileriye dönük bir yol bulunmasına önemli katkı sağlayacağına işaret etti.
Görüşmede iki liderle, müzakerelerin hızını önemli derecede artırma, yoğun müzakerelere geçme ve özlü meselelere odaklanma gereği üzerinde anlaştıklarını bildiren Ban, sürecin Kıbrıs tarafından sahiplenen ve yürütülen bir süreç olmasına rağmen, BM'nin daha fazla dahil olması yönünde de mutabık kaldıklarını vurguladı.
Cenevre'deki görüşmede iki liderin Ekim ayında New York'ta yeniden buluşma yönündeki davetini kabul ettiklerini de anımsatan Ban, bu görüşmede iki taraftan tüm özlü meselelerde yakınlaşmış olabilmelerini beklediğini, bu durumun Kıbrıs müzakerelerini sonuca yaklaştıracağını, ayrıca nihai ve uluslararası bir konferans düzenlemek için taraflarla çalışma yolunu açacağını vurguladı.

Gözlemler

Ban, raporun gözlemler bölümünde ise müzakerelerdeki tempoyu artırmak ve önemli sonuçlar almak için tarafların daha dinamik bir müzakere sürecine girmeleri gerektiğini, müzakerelerin yeni safhasının tüm özlü meselelerde kapsamlı bir yaklaşım içereceğini, hem müzakere başlıklarında, hem de başlıklar arasında önemli uzlaşmalara (al-ver süreci) yer vermesi gerektiğini belirtti.
Tarafların üzerinde uzlaşmaya varılan parametreler çerçevesinde çalışmaları gerektiğini kaydeden Ban, liderlerin ''suçlama oyunundan'' vazgeçmeleri, süreçle ve birbirleriyle ilgili olumsuz mesajlar vermemeleri, anlaşma için destek bulmaya çalışmaları, hassas bilgiler ve tutumları konusunda bilgi sızdırmamaları gerektiğini yazdı.

Sonuçlar

Genel Sekreter, raporun sonuçlar bölümünde, Kıbrıs sorununu çözmenin anahtarının, iki tarafın siyasi iradeyle ve kararlılıkla, aynı açık ve ortak amaçlar için, birleşik bir Kıbrıs hedefi yönünde çalışmaları olduğunu belirterek, Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesi için tek egemenliği ve uluslararası kimliği olan, iki eşit kurucu bölümden oluşan, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon olması gerektiğini vurguladı.
Bu kapsamda Cenevre'deki son görüşmede iki tarafın gösterdikleri iradeden memnuniyet duyduğunu belirten Ban, "Ekim'deki New York görüşmesine kadar gerekli ilerlemenin sağlanması halinde, (varılacak) anlaşmanın uluslararası yönlerini sonuçlandırmak için çok taraflı konferans düzenlemeyi tartışmaya başlayabileceklerini" de vurguladı.
Ban, Ekim 2011'de, müzakerelerin 3 yılı aşkın bir süredir devam ediyor olacağını belirterek, geçen zamanın çözümün yanında olmadığının iyi bilindiğini, bunun da adada yapılan anketlerle son derece açık şekilde doğrulandığını yazdı.
Genel Sekreter, raporun sonunda, ''Kıbrıslı Türk ve Rum toplumları, mümkün olan en kısa zamanda kendilerine yaşayabilir, iki taraf için de yararlı bir çözüm önerisi sunulmasını hak ediyorlar, liderler bunu layıkıyla başarmalılar'' ifadelerini kullandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler