İkinci Ergenekon davasının 45. duruşması tamamlandı

İkinci Ergenekon davasının 45. duruşması başladı. Duruşmada tutuklu sanık İbrahim Özcan savunmasını tamamladı. Tutuklu sanıklarından İbrahim Özcan, çapraz sorgusunda Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın sorularını yanıtladı.

İkinci Ergenekon davasının 45. duruşması tamamlandı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.03.2010 - 07:46

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu tutuklu 33 sanık katıldı.

Tutuklu yargılanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Oğuzhan Sarıoğlu, Hüseyin Keskin, Muzaffer Öztürk, Cengiz Köylü ve Oğuz Bulut ise duruşmaya gelmedi.

 

İbrahim Özcan'ın savunması

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı İbrahim Özcan savunmasını tamamladı.
Duruşmada Özcan, iddianamede kendisiyle ilgili hukuki değerlendirmeler bölümünde yer alan iddialara değindi. Özcan, bu bölümdeki ''Kuvayı Milliye Derneği'nin kurulmasında etkin rol oynadığı'', ''Örgütün amaçları doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması için teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği'', ''Örgüte eleman kazandırdığı'', ''Örgüte kazandırdığı elemanların profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği'', ''Yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat topladığı'', ''Legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya içerisinde yer aldığı'' iddialarını kabul etmedi.

''Ben örgüte hangi elemanı kazandırmışım, hangi geliri temin etmişim, kimin için istihbarat toplamışım?'' diye soran Özcan, avukatların, savcıların ve hakimlerin isim ve telefonlarının kendisinde bulunmasının amacının istihbarat toplamak olmadığını söyledi. Tutuklu sanık İbrahim Özcan, şöyle devam etti: ''Hem demokratik tepkini kullanıyorsun hem örgüt oluyorsun. O zaman bugün bütün derneklerin, sendikaların yaptığının altında başka bir zihniyet aramak lazım. Ben ne Kuvayı Milliye ne de başka bir derneğe üye değilim. 40 yıldır kirada oturuyorum. Savcı bey, senin dediğin gibi mafya işlerim olsa kirada oturmam. Savcıya kalsa büyük mafyayım, arsa alıp satıyorum. 14 yıldır aynı telefonu kullanıyorum.''

Bir telefon görüşmesinde, silahlı eğitim için dağa çıktığını söylediği iddiasına ilişkin de Özcan, bunun bir terör eğitimi olmadığını, Kayışdağı'nda ava gittiğini söyledi. Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan 3 iddianamenin, pimi çekilmiş el bombası olduğunu ve bunların mahkemenin kucağına atıldığını savunan Özcan, ''Bu bombaları ya millete atarsınız ya da bu iddianameleri hazırlayanlara atarsınız, bunların yargılanmasını adalete hesap vermesinin önünü açarsınız ve tarihi görevinizi yapmış olursunuz. Ya da mahkemeyi uzatıp bombaları kucağınızda patlatırsınız. Bu da adaletin yok olması demektir. Siz yargıçların, bu sürece her ne pahasına olursa olsun (dur) diyeceğine inanıyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

Duruşmada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tarafından Özcan'ın daha önce alınan ifadeleri okundu. İbrahim Özcan, emniyet ifadesinde, Alparslan Arslan'ı, Muzaffer Tekin'in ofisinde gördüğünü söylediğinin yer aldığını belirterek, ''Ben Alparslan Arslan'ı Muzaffer Tekin'in bürosunda görmedim. Tekin'i sevmem, ama bürosunda Arslan'ı görmedim. Alparslan'ın Kadıköy'deki bürosuna gittim. Burhan diye bir ortağı vardı. Alparslan'ı, Hüseyin Görüm'ün İçerenköy'deki bürosunda gördüm. Zaten Kadıköy'de, Tekin ile Alparslan Arslan'ın bürosunun mesafesi 100 metre falan'' dedi. Tutuklu sanık Özcan, Şile'de yapıldığı belirtilen toplantıda da Arslan ile Tekin'i görmediğini söyledi.
 

Savcı Pekgüzel, Özcan'a, Kadıköy ve Kartal ağır ceza mahkemelerinde 4 ayrı gasp suçundan yargılandığını belirterek, ''Bunlar adli suçlar, siyasi suçunuz yok. Arkadaşlarınıza, sol görüşten dolayı cezaevinde yattığınızı söylemişsiniz'' dedi.

Özcan da adam yaralama suçundan idamla yargılandığını ve 10 yıl 8 ay ceza aldığını ifade ederek, cezaevinde mavi gömlek giymeyi reddedince zindanda kaldığını, aldığı cezalardan dolayı cezaevinden 15 yılda çıkabildiğini anlattı.

Gasp suçlarından dolayı hiç mahkemeye çıkmadığını kaydeden Özcan, siyasi suçlu olmadığını vurgulayarak, ''12 Eylül döneminin kalan dosyalarını insanların üzerine yıktılar. Ben 42 gün emniyette işkence gördükten sonra dosyama neler katılmış bilmiyorum. Dosyalarımı o yüzden arıyorum, bulamıyorum. Şubede 42 gün kalın, her şeyi söylersiniz. Benim o zaman hayatımı gasp ettiler. Ben gaspçı falan değilim'' diye konuştu.

Birinci Ergenekon davası sanıklarından Hüseyin Görüm ile bir hafta Paşakapısı Cezaevinde kaldığını, daha sonra 1998'de bir cenazede karşılaştıklarını anlatan Özcan, son 3-4 yıldan beri de görüşmediklerini kaydetti.

Özcan, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin kuruluşu aşamasında birkaç defa Ankara'ya gittiğini, görüşleri uymayınca da ayrıldığını dile getirdi. İbrahim Özcan, 2005'ten beri de Toplumsal Dönüşüm Yayınlarında çalıştığını söyledi.


Muzaffer Tekin'in avukatından cezaevinde ziyaret

Pekgüzel'in, birinci davanın sanığı Alparslan Arslan ile nerede tanıştığını sorduğu Özcan, Arslan'ı Hüseyin Görüm'ün ofisinde gördüğünü, Muzaffer Tekin'in ofisinde görmediğini kaydetti.

Savcı Pekgüzel, Özcan'a, Alparslan Arslan ile çok sayıda görüşmesi olduğunu, Arslan'ın kendisini 21 kez, kendisinin de Arslan'ı 24 kez aradığını belirterek, neler konuştuklarını sordu. Özcan da Arslan ile konuşması olmadığını, Hüseyin Görüm'ün kendi telefonundan Arslan ile görüşmüş olabileceğini kaydetti.

Pekgüzel'in, bu konuyla ilgili Silivri Cezaevindeyken Muzaffer Tekin'in avukatı Selin Deviren Tahtabiçen'in kendisini ziyaret edip etmediğine ilişkin sorusuna karşılık da Özcan, Tekin'in avukatının ziyaretine geldiğini belirterek, ''(Seni CIA, MOSSAD mı gönderdi?) diye tepki gösterdim. Tekin'in avukatı olduğunu söyledi. Bana, emniyet ve savcılık ifademde, (Arslan'ı Tekin'in ofisinde gördüğümü) söylediğimi belirttiğimi, böyle bir ifadem olup olmadığını sordu. Böyle bir ifade vermediğimi söyledim'' şeklinde konuştu.

Savcı Nihat Taşkın'ın, ''Hakimlik ifadenizde, emniyet ve savcılık ifadeniz size okunmuş ve kabul etmişsiniz. Burada itiraz ettiğiniz konular var'' şeklindeki ifadesi üzerine de Özcan, ''Savcılık ifademi siz aldınız. Ben oturamıyordum. İkide bir kalkıyordum, rahatsızdım. O an nereye bir paragraf yerleştirildiğini fark edemezdim. Benim onu hatırlamam mümkün değil. Sağlık durumum nedeniyle hakimlik ifademi dinlemem mümkün değil'' dedi.

Taşkın'ın, birinci davanın sanığı Rasim Görüm'ün, Muzaffer Tekin ile tanışıklığına ilişkin kendisinin verdiği beyanlara da itiraz edildiğini belirtmesi üzerine Özcan, Rasim Görüm'ü, Hüseyin Görüm'ün Maltepe'deki konteynerinde gördüğünü, Muzaffer Tekin'in de orada olduğunu söyledi.

Özcan, başka bir soru üzerine de Tekin'in ofisine bir kez tek başına, 2-3 sefer de Hüseyin Görüm ile gittiğini, birinci davanın sanığı Mehmet Zekeriya Öztürk'ü de bu ofiste bir kere gördüğünü anlattı.

Savcı Taşkın'ın, ''Ofiste gizli toplantı yapıldığını söylüyorsunuz'' demesi üzerine de Özcan, bunu özel, gizli bir toplantı olarak ifade etmediğini, kendisinin nezaket gereği, konuşulurken odadan çıktığını ve ne konuşulduğunu bilmediğini dile getirdi.
Taşkın'ın, ''Resmi göreviniz olmasa da devlet kurumlarında muhbir, haber elemanı olarak görev yaptınız mı?'' sorusuna da Özcan, ''Hayır'' cevabını verdi.

Savcı Pekgüzel daha sonra Özcan'a, aralarında Muzaffer Tekin, Hüseyin Görüm, Zekeriya Öztürk, Kuddusi Okkır ve kendisinin bulunduğu bazı fotoğrafları göstererek, bunların nerelerde çekildiğini sordu.

Özcan da fotoğrafların Anıtkabir, Şile'deki toplantı, Türk Ortodoks Patrikhanesi ve Maltepe'deki konteynerde çekildiğini söyledi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, çapraz sorguya ara vererek, duruşmayı yarın saat 09.00'a bıraktı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler