İklim değişimi bütün memeli türlerinin neredeyse yarısına zarar verdi

Nesli tehlike altında olan türler üzerinde iklim değişikliğinin sahip olduğu etki büyük oranda hafif alınmış. Daha önce yapılan çalışmaları inceleyen bilim insanları, iklim değişikliğinin, özellikle nesli tehlike altında olan memeliler ve kuşlar üzerinde dehşetli bir etkisi olduğu sonucuna ulaştı.

Nature Climate Change bülteninde yayımlanan çalışmaya göre, bunların arasında Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından tutulan “kırmızı liste“deki kuşların neredeyse dörtte biri ile memelilerin neredeyse yarısı bulunuyor. Çalışmada, gezegenin ısınmasından dolayı listedeki yaklaşık 700 türün etkilendiği aktarıldı.

Bilim Fili’nde yayımlanan habere göre, Avustralya’daki Queensland Üniversitesi araştırmacılarından James Watson, bulguların, iklim değişikliğinin Dünya üzerindeki pek çok tür için halihazırda bir tehdit oluşturduğunu gösterdiğini ve bu durumun gelecekteki belirsiz bir noktada yer almadığını belirtti.

Watson, biyoçeşitlilik üzerine yapılan çoğu iklim çalışmasının, iklim değişikliğinin günümüzden itibaren 50 ila 100 yıl sonra sahip olabileceği etkilere odaklandığını aktardı:

“Bu durum, iklim değişikliğini günümüzdeki bir sorun şeklinde düşünmediğimizden ve sürekli geleceğe yönelik tahminde bulunduğumuzdan dolayı, bilimsel bir sorun niteliğinde. Bulgulara baktığınız zaman, şu an büyük bir etki bulunuyor.”

IUCN halen, listedeki memelilerin sadece yaklaşık yüzde 7’sini ve kuşların yüzde 4’ünü iklim değişikliğinin tehdidi altında olarak listeliyor. Daha önce yapılan yaklaşık 130 çalışmayı inceleyen araştırmacılar, günümüzde iklim değişikliğinin geniş bir hayvan çeşitliliğini etkilediği ve bunların içinde her kıtadan hayvanın yer aldığı sonucuna ulaştı.

Özellikle büyük oranda zarar gören hayvanlar, yüksek miktarda özelleşmiş beslenme düzenlerine sahip olanlar ile yüksek irtifalarda yaşayan hayvanlardı. Ancak, geniş bir beslenme çeşitliliğine sahip olanlar bile çok büyük ölçüde gerileme gösteriyordu. Listede, pek çok kuş tipinin yanısıra bütün fil türleri, doğu gorilleri ve kar leoparları bulunuyor. Kemirgenler gibi oyuk kazabilen hayvanlar, doğal yaşam alanlarındaki değişimlere daha iyi uyum sağlayabiliyor.

İçlerinde primatlar ve filler veya durağan tropik iklimlerde evrimleşen keseli hayvanların da bulunduğu daha yavaş üreyen hayvanların, hızlı şekilde değişen bir çevrede gelişmeleri daha az muhtemel görülüyor. Araştırmacılara göre, bu hayvanların içinde yaşadığı çevrenin görece durağan olması, onların olağanüstü sıcaklıklar ve fırtınalara karşı daha hassas olduğu anlamına geliyor.

Çalışmanın baş yazarlarından biri olan ve Roma’daki Sapienza Üniversitesi’nde Küresel Memeli Değerlendirmesi programında çalışan Michela Pacifici, bu hayvanların gelecekte daha fazla zarar görmesinin beklendiğini aktarıyor:

“Bu türlerin birçoğunun, gelecekte iklimde meydana gelmesi beklenen değişimlerden çok olumsuz şekilde etkilenme olasılıkları yüksek.”

Watson’a göre; çalışma, üzerinde en fazla araştırma yapılmış taksonomik grupların bazılarında kayda değer bir gidişat bulunduğunu gösteriyor. Daha endişe verici olan şey ise, gezegenin ısınmasının, üzerinde daha az araştırma yapılmış olan bitkileri ve hayvanları nasıl etkilediği konusu. “İklim değişikliğinin, iyi bilinen çoğu grup üzerinde sahip olduğu etkiyi ciddi şekilde hafif aldık, yani bu diğer gruplar, sürüngenler, suda ve karada yaşayanlar, balıklar, bitkiler… İklim değişikliğinin halihazırda oluşturduğunu düşündüğümüz tehdit bakımından, durum çok ama çok daha kötü olacak.” Çalışmada, en fazla çalışmanın Kuzey Amerika ile Avrupa’da bulunan hayvanlar üzerinde yapıldığı belirtiliyor. Araştırmacılar, elde ettikleri bulguların, Afrika ve Asya’nın yanısıra, Güney Amerika’daki hayvanlara da “daha az genellenebilir” olmayabileceği konusunda uyarıyor.

Watson, bu çalışmanın araştırmacılar ile kanun yapıcılara, değişmekte olan gezegenin şimdiden hayvanlara zarar verdiğini ve bu iklim değişikliğinin gelecekte gerçekleşecek bir olay değil, şu an gerçekleşen bir mesele olarak ele alınması gerektiğini göstermesini umuyor.