İmam da 'çapulcu' çıktı

Beşiktaş'ta direnişçileri Dolmabahçe İmamı camiye alarak polisin gazabından kurtardı.

İmam da 'çapulcu' çıktı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.06.2013 - 07:48

Direnişin ilk günkü merkezi Taksim ve Taksim’e açılan caddelerdi. Dün muharebenin iki merkezi vardı. Beşiktaş ve Ankara. O nedenle özellikle Taksim’de “Diren Ankara” ve “Diren Beşiktaş” sloganları çınlattı ortalığı. Sosyal medyada da hemen “Diren Beşiktaş” diye açılan hesaba saniyede yüzlerce mesaj yağmaya başladı.

Önceki gece Taksim’de halaylarla, sloganlarla protesto sürürken birden “Yetişin Beşiktaş’ta Çocuklar zor durumdaymış. Yardım isteniyor” diye bir vaveyla koptu. Kalabalık hızla o yöne doğru akmaya başladı. Ancak aynı anda Başbakan’ın “Toplumun baş belası” olarak gösterdiği sosyal medya aracılığıyla Beşiktaş’takilerden “uyarı” mesajları yağdı: “Her yandan gaz bombası yağıyor. Üstelik bu gazlar öncekilerden farklı, Allah’ın belası bir şey. Ağzımızdan, burnumuzdan kan geliyor. TOMA’lar ecel gibi üzerimize sürülüyor. Aman dikkat bu bir tuzak olabilir. Bütün gücünüzü buraya yığıp Gezi’yi boşaltmayın. Biz direniriz.”

Destek gitti gitmesine ama iki grubun birleşmesi o kadar da kolay değildi. Akaretler’de sıkışan grup ile Dolmabahçe önündeki grubun arasında büyük bir polis bloku vardı. Dolmabahçe’deki grup, saray ile askeri kışlanın duvarı arasında sıkışıp kalmıştı. Gece yarısı polis bütün gücüyle yüklenince Dolmabahçe bloku çöktü ve herkes can havliyle sığınacak bir yer aramaya başladı. En yakın sığınılacak yer Başbakan’ın cuma namazlarını kıldığı Dolmabahçe Camiydi. Yüzlerce kişi cami kapısında yığıldı. Cami imamı kapıları açarak göstericileri içeri aldı. Gençler “İmam da bizim gibi çapulcuymuş lan” diyerek naralar atmaya başladı. Yaralılar için camide revirler oluşturuldu.

Göstericilerin çoğu “okumuş-yazmış çocuklar” olduğundan aralarında çok sayıda doktor ve hemşire de vardı. Tweet mesajlarıyla ihtiyaç duyulan ilaçlar Taksim’deki diğer gruplar tarafından anında nöbetçi eczanelerden ve evlerden tedarik edilerek camiye ulaştırıldı. Polis de çok geçmeden caminin kapısına dayandı. Ama o arada Çarşı grubu da boş durmuyordu. İnönü Stadı’ndaki kepçelerden ikisini halk adına kamulaştırarak yardıma koştu. Arkasındanda da kamulaştırılan iki Tır enlemesine yola barikat olarak parkedrildi. Bu kez savunma sırası polislere gelmişti. Polis TOMA’ları çekilmeye başladı. Kepçeler kovalıyor, TOMA’lar kaçıyordu. Bu arada sosyal medya da espriler birbiri ardınca patlamaya çoktan başlamıştı:

“Arkadaşlar başbakan adayımız belli oldu: Öndeki kepçeyi kullanan arkadaş. Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi’ne görevi devralmaya gidiyor.”

“Yalnız başbakan adayımız kepçe kullanmakta biraz acemi. TOMA’ları ezeceğim derken bizi ezecek valla. Çabuk kepçe ehliyeti olan başka bir aday bulalım.”

“Boş ver lan. Şimdi ki başbakan da ata binmeyi beceremeyip düşmüştü. Ne oldu yani. Kaç senedir başımızda.”

 

Beyaz havlu çabuk keşfedildi

Beşiktaş’ta bir önceki gün de polisin şiddeti karşısında göstericiler sığınacağı evleri belirlemek amacıyla sosyal medyadan “Bizi evlerine alacaklar camlarına beyaz havlu assınlar” mesajı iletince yüzlerce evin camından, balkonundan beyaz havlular, mendiller sarkmaya başlamıştı. Eylemciler de bu sayede sığınacakları evleri kolaylıkla bulabiliyordu. Ancak polis de eylemciler gibi sosyal medyadan olan biteni takip ettiğinden “beyaz havlu muhabbeti”ni gecikmeli de olsa çaktı. Bu evlere baskın yapılarak göstericiler ve hane halkını gözaltına alınca bu mesajlaşma tedavülden hızla kaldırıldı. Onun yerini ışıkları söndürülen evlerden kapılar ve pencereler aralanarak “Hişşt gel çocuk gel” şeklinde davetler aldı. Alanda gaz bulutu arasında direnenlere bu evlerden tepsiler içinde sıcak poğaça, termosta çay, su, limonata, sirke ve Talcid servisi başladı. Altı günlük eylemlerden yorgun düşen polis çekilince eylemciler sokağı temizleyip Gezi’ye geri döndüler.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler