'İmralı, elverişli koşullara sahip bir mekan'
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, yurt dışındaki bazı cezaevleriyle karşılaştırılınca İmralı'nın onların yanında çok elverişli koşullara sahip bir mekan olarak göründüğünü kaydetti.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla medya yöneticileriyle bir araya geldiği sohbet toplantısında, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve çalışmaları hakkında bilgi verdi. Üskül, 1992 yılında, denetim amacıyla kurulan ilk komisyon olma özelliği taşıyan komisyonun, 14 AKP, 4 CHP, 3 MHP, 1 DTP ve 1 DSP'li olmak üzere 23 üyesiyle faaliyet gösterdiğini, 16-17 kişilik kadrosu olan komisyona başkan olduğunda 2 uzman yardımcısı bulunduğunu, şimdi ise bu sayının 4'e yükseltiğini ancak bunun da yetersiz olduğunu kaydetti.
Bütçesi olmayan komisyonun önceki dönemlerinde çok önemli işler gerçekleştirdiğini, özellikle Sema Pişkinsüt'ün izlerinin bulunduğunu dile getiren Üskül, kendi dönemlerinde ise ihlallerle ilgili başvuru sayısında önemli artış yaşandığını ifade etti. Bunun, ihmallerin artmasından veya komisyonun bilinirliğinin artmasından kaynaklanabileceğini belirten Üskül, ikinci seçeneğin ağır bastığı görüşünde olduğunu bildirdi.
En çok yargıyla ilgili başvuru yapıldığını, bunların da genellikle doğrudan kararlar ve ceza infazlarıyla ilgili olduğunu belirten Üskül, başvuru konularına göre başlıkları; protesto, askerlik mevzuatından kaynaklanan sorunlar, cezaevleri, emekli sorunları, eski hükümlülerin sorunları, gayrimenkul sorunları, gazi-şehit-dul ve yetimlerin sorunları, göçmen sorunları, Güneydoğu sorunları, güvenlik soruşturması, işçi sorunları, gözaltı-işkence ve kötü muamele, kayıplar, özürlülerin sorunları, üniversiteler ve YÖK, yardım talebi, yargıya ilişkin sorunlar, yurt dışındaki Türklerin sorunları, yabancıların sorunları ve yabancı ülkelerle ilgili sorunlar olarak sıraladı.
Hevesle çalışabilmeleri için yazdıkları raporların dikkate alındığını görmeleri gerektiğini dile getiren Üskül, bunu da yavaş yavaş görmeye başladıklarını söyledi. Üskül, en çok Adalet ve İçişleri bakanlıklarıyla ilgili işler yapıldığını ifade ederek, Adalet Bakanlığından yanıt alındığını ancak şimdiye kadar İçişleri Bakanlığından raporlarla ilgili hiç yanıt almadıkları bilgisini paylaştı. Başvurularla ilgili çalışma şeklini anlatırken, konunun yargıya intikal edip edip etmediğine baktıklarını, yargının işine karışmamaya, müdahale etmemeye özen gösterdiklerini belirten Prof. Dr. Üskül, idareden istedikleri her türlü bilgiyi alabildiklerini, buna örnek olarak da ilk kez bir subayın, susma hakkını kullansa da komisyona gelmesini gösterdi.
Hayal kırıklığı
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, siyasete atıldıktan sonra kendisini en çok zorlayan konunun ya da hayal kırıklıklarının sorulması üzerine, büyük bir hayal kırıklığı yaşamadığını ancak yeni Anayasa yapılmasının başarılamamış olmasının kendisini rahatsız ettiğini belirtti. Üskül, şunları söyledi: ''Yazık oldu. Çok önemli bir fırsattı, değerlendiremedik. Toplumun bir bölümü, ne yapılırsa yapılsın AK Parti'ye karşı, devirmek istiyor. Bu Türkiye gerçeği... Toplumun yüzde 25-30 kesimi için tek hedef AK Parti'nin yok edilmesi... İşe göre değerlendirme yapılmasını tercih ederdim. Kendimle ilgili olarak da bunu zaman zaman görüyorum. AK Parti'ye girdiğim için, AK Partili olduğum için eleştiriliyorum. Biri bu ülke için doğru bir şey yapıyorsa onu desteklemek lazım.''
Bir gazetecinin, ''anayasa hukuku açısından Türkiye'nin, 1970'li yıllara geri döndüğü'' değerlendirmesi üzerine Üskül, daha kötü bir şekilde dönüldüğünü, Adalet Partisi döneminde de buna benzer gelişmeler yaşandığını ancak bugün için durumun daha da sertleştiğinin görüldüğünü ifade etti. Üskül, yeni Anayasa çalışmaları konusunda öz eleştiri istenmesi üzerine, biraz acele edilmiş olabileceğini ancak AKP'nin en mükemmel Anayasa'yı da getirse buna ya esastan, olmazsa yöntemden karşı çıkılacağını anlattı.
Fransa'ya heyet
Üskül, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarıyla ilgili yapılan tartışmalarla ilgili de kendisine göre İmralı'ya gidilmede Adalet Bakanlığı'nca geç kalındığına işaret etti. Komisyon olarak yasaya göre alt komisyon oluşturulması gerektiğini belirten Üskül, komisyon oluşturulduğunda her gün toplanılamadığını, alt komisyonu kuracak üyelerinin olmadığını kaydetti. Üskül, zaman zaman başkanlık yetkilerini zorlayarak da olsa konulara müdahil olmaya çalıştıklarını söyledi. Yabancı ülkelerle ilgili sorunlar konusunda nasıl bir çalışma şekli olduğunun sorulması üzerine Zafer Üskül, Avusturya, Almanya, Fransa gibi ülkelere ziyaretler gerçekleştirildiğini ve bazı ülkelerde, Türkiye'den insan hakları komisyonu gelmesinin şaşırtıcı bulunduğunu anlattı. Üskül, ''Bence onları şaşırtmak bile önemli...'' dedi.
Ülkeler arasında koşulların eşit olduğunu dile getiren Üskül, ''Bu bir denetleme değil, karşılıklı fikir ve deneyim alışverişidir. Soranlar ve çözümleri de ortaktır'' diye konuştu. Üskül, Belçika'da ziyaret ettikleri cezaevinde çok sıkı disiplin kuralları uygulandığını, Avrupa'da ziyaret ettikleri bir hapishanenin havalandırmasının ise helikopterle mahkum firarlarının yaşanması nedeniyle tamamen tellerle kapatıldığını kaydederek, ''İmralı onların yanında çok elverişli koşullara sahip bir mekan olarak görünüyor. Ben gitmedim ama fotoğraflardan gördüğümüz kadarıyla...'' diye görüş bildirdi. Üskül, İmralı için 5 milyon dolar harcandığı bilgisinin gerçeği yansıtmadığını, bölgede sadece cezaevi için değil başka mekanlar için de çalışma yapıldığını belirterek, cezaevi için 1,5 milyon lira harcandığını bildirdi.
Çocuk cezaevlerinde cinsel taciz
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, toplam 3 bin çocuğun kaldığı çocuk cezaevleri konusunda da yeni bir model yaratılması gerektiğine işaret etti. Bu cezaevlerinde cinsel taciz vakalarının ''inanılmaz'' boyutlarda göründüğüne dikkati çeken Üskül, çocukların koğuşlarda değil, kendi odalarında yatacağı bir düzenin oluşturulması gerektiğini söyledi. İhlallerle ilgili başvuru şartı aranmadan çalışma başlattıklarını belirten Üskül, bugüne kadar hazırladıkları 27 raporla ilgili süreçten tamamına yakınına, başvuru yapılmadan başlandığını anlattı. Üskül, Diyarbakır'daki olaylarda hayatını kaybeden gençle ilgili başvuru gelmediğini bildirerek, Lice'de hayatını kaybeden Ceylan Önkol için olay anında devreye girdiklerini ve şu anda savcı ve jandarma karakolundaki görevliler hakkında soruşturma açıldığını ifade etti.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Jose Mourinho'dan genç futbolcuya övgü!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği