İnsanlığın 'ortak amentü'sü

Ut virtüözü Ara Dinkjian tüm insanların aynı şarkıyı söyleyebildiği bir dünya hayal ediyor.

İnsanlığın 'ortak amentü'sü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.03.2013 - 10:10

Ahmet Kaya’nın yorumladığı “Ağladıkça”, Sezen Aksu’nun “Sarışınım” ve “Vazgeçtim” parçalarını hepimiz biliriz. Bu parçaların gizli kahramanı Ermeni besteci, ut virtüözü Ara Dinkjian bugün Sezen Aksu ve Fahir Atakoğlu’yla birlikte bir konser verecek.

4. Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamındaki konser saat 20.30’da İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Oditoryumu’nda gerçekleştirilecek. Üçlünün konseri 18 Mart saat 20.30’da da Ankara Congressium’da tekrarlanacak. Mine Koşan, Kibariye ve Coşkun Sabah’a da besteler veren Dinkjian’la konser öncesi konuştuk:

- Müzikleriniz 12-13 dilde vücut buluyor. Farklı coğrafyalarda farklı sözlerle söyleniyor. Yaptığınız müziklerin sözlerine bakınca sizin duygularınızla ne kadar örtüşüyor?

Hiçbir zaman söz yazarına ne yazması gerektiğini söylemedim, söylemem. Zaten sanatın güzelliği de kişinin onu yorumlamasında saklıdır. Kendimi müziğim aracılığıyla ifade ediyorum. Söz yazarı da kendini bu şekilde ifade ediyor. Çıkan sonuç, benim özgün motivasyonumla örtüşmese bile söz yazarı da kendinden bir parça taşıyor o şarkıya.

- Müziğinizi bir şeye adamak gerekirse neye adarsınız? Mesela, kimsenin doğduğu topraklardan kendi rızası dışında ayrılmak zorunda kalmaması olabilir mi?

Benim müziğimin her bir parçası insanlık deneyiminin bir parçası. Bir müzik için tema her zaman çoktur. Örneğin bir kadına duyulan aşk, bir çocuğa duyulan sevgi, bir sevgiliyi kaybetmek... Bunlar dışında evet topraklarından uzak kalanlara da adıyorum.

- CD’lerinizden birinin adı “Amerika’da Ermeni Olmak”… ABD’de Ermeni olmak, müziğinize nasıl yansıyor?

Evet, ABD’de büyümüş bir Ermeni olduğum için müziğim Anadolu köklerimin işaretlerini, makamlarını ve melodik göstergelerini, Batı’nın değerleri ile birlikte harmanlanarak taşıyor. ABD’de yaşamanın güzel yanlarından biri de kim olduğunuz ve kim olmayı istediğinizle ilgili olarak kendinizi tamamen özgürce ifade edebilme şansınızdır.

- “Ezgileri direkt duyuyorum, üzerinde çalışmıyorum” diyorsunuz. Öyleyse peşinize düşen bu ezgiler ne anlatıyor size?

Şarkılar bana “göründüğünde” ben onların anlamını biliyor olmuyorum. Dürüst olmak gerekirse beynimi tamamen rahat bırakıyorum ve gelecek olan her şeyin gelmesine izin veriyorum. Sonrasında tekrar geri dönüp dinlediğimde şarkının tam olarak ne anlama geldiğini, neyle ilgili olduğunu o zaman açık bir şekilde anlıyorum.

- Evde babanızın değerli bir udu varmış, dokunmak yasakmış. O udu gizli gizli çalmaya başlamışsınız. Aileniz de yeteneğinizi keşfetmiş. Sayesinde üstadı olduğunuz o ut duruyor mu hâlâ?

Evet. İronik bir şekilde, Kudüs’te 2006’da babamın konserine eşlik ettiğimde, küçükken elime almamın yasaklı olduğu o udu çalmıştım. Tabii ki onu kırma korkusuyla!

- Müzisyen babanız doğduğu Diyarbakır toprağına özlem duyuyordu. Siz en çok neleri özlüyorsunuz?

Benim yaşamım kutsanmış gibi. Açlığı, korkuyu, baskıyı, önyargıyı, ırkçılığı ve savaşı yaşamadım çünkü. Dünyanın geri kalanıyla bu şanslı yazgımı paylaşabilmeyi çok isterdim.

- Bir arkadaşım müziklerinizde Ermeni kilise müziğini duyduğunu söylüyor, hatta enerjinizi en çok kiliseden aldığınızı söylüyor.

Ermeni kilisesinde 40 yıl boyunca kilise orgu çalıyordum, her ne kadar enerjimin kaynağının bu olduğunu söyleyemesem de Ermeni dini müziği beni etkiledi. Örneğin yakında çıkacak olan albümümde, bütün insanlığın aynı şarkıyı söyleyebildiği bir hayali dünyadan küçük bir parça ekledim ve bunun adını “Ortak Amentü” koydum.

- Sezen Aksu ve Fahir Atakoğlu ile aynı sahneyi paylaşacağınız konserle ilgili olarak neler söylemek istersiniz?

Sezen Aksu’yla ilgili olarak söyleyebileceğim şey şu: Sezen sizin şarkınızı söylerse hayatınızı değiştirir! Fahir Atakoğlu’yla 1994’te tanışmıştım. İnanılmaz yetenekli bir insan. Piyano, ut ve sesin ne kadar ayrı ayrı eşsiz ve bu sanatçıların ne kadar önemli olduğunu gördüm.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler