"İsim benzerliği nedeniyle tutuklandım"
Aralarında üst düzey sorumluların da bulunduğu 33 sanıklı terör örgütü Hizbullah ana davasında sanıklardan Mehmet Ezme isim benzerliği nedeniyle tutuklandığını ileri sürdü. Bazı sanıkların savunmalarını hazırlayamamaları dolayısıyla mahkemedenek süre istemeleri üzerine, mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
Aralarında üst düzey sorumluların da bulunduğu 33 sanıklı terör örgütü Hizbullah ana davasına devam edildi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu 23 sanık ve avukatları hazır bulundu. 7'si tutuklu 2'si tutuksuz 9 sanık ise duruşmaya katılmadı. Dava kapsamında bir de gıyabi tutuklu bulunuyor.
Mahkeme heyeti, karar aşamasına gelen davayla ilgili olarak sanıklardan iddia makamının mütalaasına karşı savunma yapmalarını istedi.
Sanıklardan Mehmet Ezme, Diyarbakır'ın Balıkçılar semtinde 1999 yılında 13 cesedin bulunduğu evin kendisine ait olmadığını, evin dedesinin kardeşi Mehmet Ezme'ye ait olduğunu, isim benzerliği nedeniyle tutuklandığını ileri sürdü.
Sanık Mahmut Demir de 14 sayfalık yazılı savunmasını okuduktan sonra mahkemeye sundu.
Demir, savunmasında, terör örgütü PKK'nın İslam dinini yaşamaya çalışan Müslümanlara yönelik saldırılara başladığı dönemde Hizbullah ile tanıştığını belirterek, ''Köylere baskın yapan, bebek, kadın ve yaşlı demeden katliam yapan PKK, Hizbullah cemaatine mensup ailelere yönelik roketli saldırılar, köy baskınları yapmaya başladı. Bu dönemde gençleri korumak için, Allah'ın emrettiği Kur'an-ı Kerim'i öğrenmeye ve öğretmeye çalıştık'' dedi.
Sanık İsmail Kınay da örgütsel hiçbir bağlantısının olmadığını ileri sürdü.
Sanıklardan Mehmet Sudan ise Diyarbakır ve Batman'daki bazı camilerde kuran dersi verdiğini belirterek, şöyle konuştu:
''O dönemde camiler, resmi kurumlar gibi mesai ile açılıp kapanıyordu. Diyanet görevini yerine getirmeyince Diyarbakır ve Batman'da camilerde kuran dersi vermeye başladım. Ayrıca bazı camilerde kuran bilenlerin bilmeyenlere öğretmesini istedim. Bu konuyla ilgili sıkıntı veya işleyişi cemaat liderine rapor ettim, gelen talimatlar doğrultusunda hareket ettim. Ancak eylem talimatı vermedim. Zaten askeri ve kültürel yapılanmalar ayrı ayrıdır. Zaten cemaatlere bakıldığında başında ya imam ya da şeyh bulunur. Tek isim her şeyi yönlendirir ve talimat verir. Benim üzerime ifade veren kişiyi camide tanıdım. Kuran kursuna gelen kişi askeri kanada alınması durumunda camiyle ilişkisi kesilirdi, bunu da lider belirlerdi.''
Diğer sanıklar ise savunmalarını hazırlayamadıklarını belirterek, mahkeme heyetinden ek süre istedi. Mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
Ceza istemi
Cumhuriyet savcısı, önceki duruşmalarda mahkemeye sunduğu mütalaada, bazı sanıklar hakkında ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mevcut anayasal düzenini silah zoruyla yıkarak yerine şeri esaslara dayalı İslam devleti kurmayı amaçlama'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile ''terör örgütü üyesi olma'' suçundan 10'ar yıla kadar hapis cezası, 2 sanığın da beraatini talep etmişti.
Mütalaada, yargılama sırasında yaşamını yitiren sanıkla ilgili davanın düşürülmesi, hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan sanıkla ilgili dosyanın ayrı tutulması istenmişti.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'