Kaç-Ak Saray'ın ilk konuğu Papa

Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus, Türkiye'ye geldi.

Yayınlanma: 28.11.2014 - 13:05
Abone Ol google-news

 Papa ve beraberindeki heyeti taşıyan İtalya havayolları Alitalia'nın kendisine tahsis ettiği ve üzerinde Türkiye ve Vatikan bayrakları bulunan özel uçak ile Esenboğa Havaalanına geldi. Papa, uçakta yaptığı açıklamada "Türkiye, sınırındaki çok sayıda mülteciye kucak açmış bir ülkedir" dedi. Papa Franciscus için havaalanında askeri kıta hazır bulundu. Papa'yı Ankara ziyareti boyunca kendisine eşlik edecek olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu karşıladı.

PAPA TÜRKİYE'DE FOTO GALERİ

Karşılamada, Vatikan'ın Ankara Büyükelçisi Antonio Lucibello, Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Mehmet Paçacı, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, sanatçı Serra Yılmaz ve öteki yetkililer de bulundu.

Papa Franciscus, uçaktan inişte ilk olarak Bakan Çavuşoğlu ardından diğer karşılama heyetiyle tokalaştı. Papa kendisi için hazır bulunan askeri kıtayı da selamladı.

Bu sırada Papa ile aynı uçakta gelen basın mensuplarının da uçaktan inerek görüntü aldığı görüldü.

İnce belli bardakta Türk çayı

Daha sonra Papa Franciscus ile Bakan Çavuşoğlu, Şeref Salonu'na geçerek burada bir süre sohbet etti. Sohbet sırasında Papa'nın ince belli bardakta Türk çayı içtiği ve konuşmaların sanatçı Serra Yılmaz tarafından çevrildiği öğrenildi.

Görüşmenin ardından Şeref Salonu'ndan çıkan Papa Franciscus, kendisi için Cumhurbaşkanlığınca tahsis edilen Vatikan bayrağı flaması takılı ''SCV 1'' plakalı ''Passat'' marka araca bindi. Cumhurbaşkanlığı koruma araçları da Papa Franciscus'un aracına eşlik etti.

İlk durak Anıtkabir

Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus, ilk önce Anıtbakir'i ziyaret etti. Papa Franciscus, Esenboğa'dan ayrıldıktan sonra, geniş güvenlik tedbirleri altında Anıtkabir'e geldi.

Uzunluğu nedeniyle Aslanlı Yol'dan yürütülmeyen, bayrak direğinin önünden tören düzenine geçerek, mozaleye çıkan Papa Franciscus, üzerinde "Pope Francis" yazan kırmızı beyaz karanfillerden oluşan ve iki teğmenin taşıdığı çelengi, Atatürk'ün mozolesine koydu.

Çelengin önünde yaklaşık bir dakika dururak dua eden Papa Franciscus, daha sonra protokoldeki yerine geçerek saygı duruşunda bulundu.

Papa Franciscus, mozoleden ayrılırken, merdivenlerde beraberindeki heyetle hatıra fotoğrafı çektirdi. Buradan Misak-ı Milli Kulesi'ne geçen Papa Franciscus, Anıtkabir özel defterini imzaladı.

Papa Franciscus, Anıtkabir özel defterine şunları yazdı:

"Dileğim odur ki iki kıta arasındaki doğal bir köprü olan Türkiye, sadece yolların kesişme noktası değil aynı zamanda tüm kültür, etnisite ve dinlere mensup kadın ve erkekler için diyalog ve birlikte yaşadıkları bir nokta olur."

Daha sonra Atatürk'ün eşyalarının ve silahlarının bulunduğu müze bölümüne giden Papa Franciscus, gezdiği müzede yetkililerden de bilgi aldı.

Papa Franciscus, müzedeki kısa ziyaretinin ardından Anıtkabir Komutanlığı'na geçti. Papa Franciscus'a Anıtkabir ziyareti sırasında sanatçı Serra Yılmaz, tercümanlık yaptı.

Üst düzey güvenlik önlemleri alındı


Papa'nın gelişi öncesinde Esenboğa Havalimanı girişinde araçlar kontrol edilerek içeri alındı. Büyükşeref Salonu çıkışında ve apronda Türkiye ve Vatikan bayrakları göndere çekildi.

Akreditasyon kartı olan basın mensuplarının görüntü alabilmeleri için apronda ve Şeref Salonu kapısı karşısında bir bölüm ayrıldı. Havaalanında, çevik kuvvet birimleri ile Şeref Salonu binasının çatısında keskin nişancılar görev alırken, ambulanslar da hazır bulundu.

Papa için Cumhurbaşkanlığınca biri zırhlı olmak üzere iki ayrı makam aracı hazırlandı.

Öte yandan konvoyun geçeceği yol güzergahlarında üst düzey güvenlik tedbirleri alındı. Üst geçitlerde polisler bulunurken, polis helikopterleriyle de havadan denetim yapıldı.

Yaklaşık 2 bin 700 polisin görev aldığı öğrenilirken, binaların çatılarında keskin nişancıların bulunduğu görüldü. Protokolün geçeceği yol boyunca Türk ve Vatikan bayrakları asıldı.

Papa Franciscus'u taşıyan araç ve konvoyun trafikte yavaş ilerlediği, protokol yoluna çıkan tüm yolların trafiğe kapatılarak boşaltıldığı, yol kenarında bazı vatandaşların cep telefonlarıyla görüntü almaya çalıştığı görüldü.

Kaç-Ak Saray'ın ilk yabancı konuğu

İlk ziyaretini Anıtkabir'e gerçekleştiren Papa Françis daha sonra Kaç-Ak Saray'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Papa Franciscus'u Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda resmi törenle karşıladı. Baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından Erdoğan ve Papa Franciscus, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda konuşma yaptı. Karşılama töreni ve görüşmede Başbakan Ahmet Davutoğlu da hazır bulundu.

 

Papa, Diyanet İşleri Başkanı'yla bir araya geldi

Türkiye'ye gelen Papa Franciscus, Diyanet İşleri Başkanlığı’na geldi. Papa ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Diyanet İşleri Bakanı Mehmet Görmez, "Dünyadaki tüm Müslüman kardeşlerinin hizmetinde olan diyanet işleri başkanlığımıza hoş geldiniz. Bu coğrafya dün olduğu gibi bugün de farklı dinlere dillere mezheplere anlayışlara ev sahipliği yaparak insani değerlerin egemen olduğu herkesin barış içinde yaşadığı medeniyeti temsil eder. Bu medeniyet herkesin aklını dinini mezhebini mukaddes kabul eder. Hiç kimsenin dilinden ırkından mezhebinden ve düşüncesinden dolayı hak mahrumiyetleri yaşamasını asla kabul etmez. Bütün ilahi dinlerin mensuplarını hiçbir ayrıma bırakmadan yaşatan ülkemizde, farklılıkların ötekileştirilmek istendiği bugünün dünyasında, Katolik dünyasının liderini Diyanet’te ağırlamanın önem taşımaktadır" dedi.

Görmez sözlerine şöyle devam etti: "O kutlu elçileriyle merhamet müjdesi indirdi. Karanlığın karşısında aydınlığı bahşetti. Bizi iman ve samimiyete, iffet ve adalete davet etti. Bu davet tüm insanlaraydı. Fakat biz insanlar, bu ilahi davetin kıymetini hakkıyla takdir edemedik. Tabiatın dengesini bozduk. Nihayet dünyayı kendi ellerimizle felaketlerin eşiğine getirdik. Açıkça ifade edelim ki bu hepimizin ortak vebalidir. Hangi dine mensup olursa olsun her vicdan sahibi insanın sürüklendiği bunalım karşısında, ağır yük altında kalmıştır. Rabbimizi unutarak konuşanlar kadar, onun adına konuşanlar, tanrı edasına bürünenler, konuşulması gereken yerde susanlar hep birlikte bu cürme ortak olmuşlardır.  Değerli misafirimiz, dünyamız bugün açlığın, hukuk ihlallerinin, kadın çocuk ticareti dahil kirli ticaretlerin, savaş ve insanlık suçlarının pençesindedir. Bütün bunlar olup dururken hangi insaf sahibi yürek masum olduğunu iddia edebilir? Aslında modern zamanların esas felaketi küreselleşmiş çıkarların halkları maddeperestlere mahkûm etmesidir. Her biri insanlığa bahşedilmiş ilahi nimetler olan doğal kaynaklarımız, nice masum insanın hayatına mal olmaktadır."

Görmez, "Suriye’de Irak’ta Arakan’da Orta Afrika’da Somali’de Müslüman toplumların tüm birikimleri hunharca yok ediliyor. Özellikle Müslüman coğrafyalarda şiddet sarmalı insanlığı ayaklar altına almakta, başka dinden olsun herkes büyük acılar yaşamaktadır. Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki, bir barış çağrısı olan İslam’ın mesajına aykırı yola saparak şiddet saçanlar, adları ne olursa olsun Allah’a isyan halindedirler. İnsan insana muhtaçtır ve emanettir. İnsan insanın kurdu değil yurdudur. Bu emanete sahip çıkmamak kabul edilemez bir aşırılıktır. Müslümanlar olarak böylesi bir kıyımı şiddetle reddediyoruz. Dünyanın geleceği için hayra yoramayacağımız bir başka husus ise, küresel medyanın yeni bir ırkçılık çeşidi olan Müslüman karşıtı söylemlerle dehşet senaryoları yaymasıdır. Bu yolla sadece İslam aşağılanmıyor, yeryüzünde yaşayan insanların aklı selimine haksız ediliyor. Anti semitizm tarihin sayfalarını nasıl utanç olarak kirlettiyse, Müslüman karşıtlığı da kirli sayfalar eklemekten başka netice vermeyecektir. İnanmak istiyoruz ki, bütün insan kardeşlerimiz, izan ve vicdan sahibidirler. Akıllarını aşağılamaya kalkan senaryolara aldanmayacaklardır. Bu kadim coğrafya, inanç din ve millet ayırmaksızın tüm insanlar için güven yurduydu. Hukuk ve adalet birikimine, medeniyetine burada hep sahip çıkıldı. Mescitleri olduğu kadar kiliseleri de dokunulmaz saydı" diye konuştu.

Papa Francis konuşmasında şu konular üzerinde durdu:

- Papaların görevi gereği, farklı ülkelere gittiğinde diğer dinlerin temsilcilerini de ziyaret ederler. Diyalog kurmak olmayınca bir Papa’nın ziyareti gerçekleşmemiş olur, bende seleflerim gibi bunu amaçlıyorum. Bu yüzden 2006'da bu aynı yerde gerçekleştirdiği buluşmayı da hatırlatmaktan memnuniyet duyuyorum.

- Ortadoğu'daki durum Suriye ve Irak'ta çok trajiktir. Çatışmalardan dolayı herkes acı çekmekte insani durumda dehşet vermektedir. Bebekler, anneler, yaşlılar göçmek zorunda kalmaktadır. Her türlü şiddeti kast ediyorum bunu söylerken. Aşırı ve köktenci bir grup sebebiyle, insanlık dışı şiddete bütünüyle maruz kalmış, acı çeken toplulukların durumu da özel bir kaygı kaynağıdır.

- İnsan hayatı yaradan Allah'ın armağanıdır. Mahkum edilmelidir, her şeye kadir olan sadece hayatın ve barışın tanrısıdır. Dünya ona tapınan herkesten, etnik dini kültürel ideolojik farklılıklar olsa da kardeş olarak yaşamalarını beklemektedir. Uygun çözümler bulmak üzere ortak çalışmaların izlenmesi gerektirir. Herkesin işbirliğinin gerektirdiği kaçınılmazdır.

- Bizler Müslümanlar ve Hıristiyanlar olarak paha biçilmez ruhani hazinelerin emanetçisiyiz. Kendi geleneklerimize göre yaşasak da ortak öğeleri biliyoruz. Merhametli tanrıya ihanet, atamız İbrahim’e uymak, dua etmek, oruç tutmak. İçtenlikle yaşanan bu öğeler hayatı değiştirebilir.

- İnsan varlığının kutsallığının her iki tarafça da tanınması, ortak bir merhamet dayanışma yardımlaşma gerektirir. Bu bağlamda çatışmaların etkisindeki ülkelerinden kaçan yüz binlerce insana yönelik yaptıklarından dolayı Müslüman ve Hıristiyan bütün Türk halkına duyduğum takdiri ifade etmek isterim. İki milyon kişi...

- Bu başkalarına hizmet için birlikte nasıl çalışılacağına somut bir örnektir. Cesaret ve destek için bir örnektir. Diyanet İşleri Başkanlığı’yla, papalık dinler arası komisyon arasındaki işbirliğini memnuniyetle öğrenmiş bulunuyorum. Umuyorum ki çalışmalarına devam ederler.

- Sayın Başkan... Yüreğimi sevinçle dolduran bu görüşme için size ve çalışma arkadaşlarınıza şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Her birinize yüklenmiş bulunduğum hizmet için, dualarını nedeniyle minnettarım. Ben de kendi adıma sizin adınıza daha fazla dua edeceğimi belirtiyorum. Tanrı hepinizi kutsasın.



İstanbul'daki temaslar

Papa Franciscus, Başkent'teki temaslarının tamamladıktan sonra 29 Kasım Cumartesi günü sabah saatlerinde İstanbul'a hareket edecek.

İstanbul'da Aya Sofya Müzesi ve Sultanahmet Camii'ni gezecek olan Papa Franciscus, Şişli'deki Saint Esprit (Kutsal Ruh) Katolik Kilisesi'ndeki ayine katılacak.

Papa, aynı gün Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret edecek ve Patrik Bartholomeos ile özel bir görüşme yapacak. Papa Franciscus ve Patrik Bartholomeos, daha sonra Aya Yorgi Patrikhane Kilisesi'nde dua edecek.

Papa Franciscus, ziyaretinin son günü 30 Kasım'da, tekar Fener Rum Patrikhanesi'ne gidecek ve Bartholomeos ile ortak bir deklarasyona imza atacak, birlikte öğle yemeği yiyecek.

İstanbul'daki temaslarının ardından Papa Franciscus, akşam saatlerinde Türkiye'den ayrılacak.

Papa Türkiye'ye geldi - VİDEO

 

 

 

 


Papa Franciscus, uçakta konuştu - VİDEO


 

Papa'nın Türkiye gezisi talihsizlikle başladı

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler