Kafa koparan valiye Danıştay zırhı

Danıştay Birinci Daire, Artvin Cerattepe’de Mehmet Cengiz’in şirketinin sahibi olduğu madene karşı yapılan çevreci eylemlerle ilgili “...bakır üretiminin önündeki engellerin kafasını koparacağız” diyen Trabzon Valisi Yücel Yavuz’la ilgili yapılan şikâyette, soruşturma izni vermeyen İçişleri Bakanlığı’nın kararını onadı. Soruşturma izni verilmemesi kararının iptali talebini reddeden Danıştay, valinin bu sözlerinin hiçbir kişi ve kurumu hedef almadığı, tüzel kişiliklerin tehdit suçunu işleyemeyeceğini öne sürdü.

Trabzon’da 29 Ağustos 2016’da düzenlenen ‘Madenlerin Ekonomiye Katkısı ve Artvin’de Madencilik’ konulu panele katılan Vali Yücel Yavuz, “Milletin a... koyacağız” diyen Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Artvin Cerrattepe’deki maden projesiyle ilgili olarak, “Türkiye’de bakır üretiminin arttırmanın önündeki tüm engellerin kafasını koparacağız, bu kadar açık ve net” dedi. Yeşil Artvin Derneği adına avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu, Vali Yavuz hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede Vali Yavuz, Cengiz Holding’in “Cerattepe Bakır Madeni, Kırma Eleme Tesisi ve Teleferik Hattı” projesine yönelik ÇED olumlu kararının iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’ne açılan davanın taraflarını ve mahkemeyi tehdit etmek, görülmekte olan bir davada yargı görevini yapanları etkilemeye çalışmak, adil yargılama hakkını engellemeye çalışmakla suçlandı.

Soylu izin vermedi

Yargıtay Başsavcılığı, yasa gereği Trabzon Valisi hakkında soruşturma yürütmek için İçişleri Bakanı’ndan izin istedi. Bakan Süleyman Soylu, 21 Mart 2017’de soruşturma izni vermeyerek, dilekçeyi işleme koymadı. Avukat Eminağaoğlu, bakanlığın işleme konulmama kararının iptali talebiyle Danıştay Birinci Daire’de dava açtı. İptal davasını 26 Eylül 2017’de reddeden Danıştay, kararını taraflara ancak 5 ay sonra gönderdi.

Kararın gerekçesinde, Vali Yavuz’un “Türkiye’de bakır üretiminin önündeki tüm engellerin kafasını koparacağız” şeklindeki sözlerinin, konuşma metninin bütünü dikkate alındığında açıkça hiçbir kişi, kurum veya kuruluş hedef alınarak yapılmadığının görüldüğü öne sürülürken, “Kaldı ki, tüzel kişiler tehdit suçunun mağduru olamaz. Bu bağlamda şikâyetçi derneğin ve mahkemenin tehdit edildiğinden söz edilemez. Konuşmanın anılan davayı etkilemek amacıyla yapıldığı yolunda konuşma içeriğinde bir ifade bulunmadığı anlaşılmıştır” dendi.