Kamerada arıza yok, kayıtlar silindi

Birinci Ergenekon dava dosyasına gönderilen bilirkişi raporunda Danıştay'a silah baskın yapılan mayıs 2006 tarihinde daha önce açıklandığının aksine güvenlik kameralarının arızalı olmadığı, ancak kayıtların silindiği belirtildi. Mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan Selim Akkurt'un tahliyesine karar verdi.

Kamerada arıza yok, kayıtlar silindi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.04.2010 - 08:06

Silivri’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen Danıştay'ya saldırı dosyasıyla birleşen 1. Ergenekon davasının dün 144. oturumu gerçekleştirildi. Mahkemeye, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan gönderilen yazıda “Cumuriyet Gazetesi'ne bomba atılması ve Danıştay'a saldırı öncesinde temin edilmiş herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı” kaydedildi. Danıştay’ın güvenlik kameralarına ilişkin, Naip Hakim Hüsnü Çalmuk tarafından görevlendirilen TÜBİTAK çalışanlarından Teknik Bilirkişi Doktor Hayrettin Bahşi’nin hazırladığı rapor da mahkemeye ulaştı. Raporda 3 Mayıs 2006 ile 17 Mayıs 2006 tarihleri arasında, güvenlik kameralarına ait harddisk ve DVD'yi inceleyen bilirkişinin raporunda, Soruşturma sırasında 16 Mayıs 2006 akşamı arıza olduğu gerekçesiyle harddisklerin alındığı ve saldırı gününde güvenlik kamerası olmadığı açıklanmasına karşın “Söz konusu harddiskte herhangi bir arıza bulgusuna rastlanmamıştır” denildi.

Harddisklerde silinmiş bazı dosyalar bulunduğu kaydedilen raporda, Arslan'ın saldırıdan bir gün önce keşif yaptığı 16 Mayıs 2006 tarihine ilişkin şu saptamalar yer aldı: “Bu dosyaların önemli bir kısmı geri döndürülemez şekilde silinmiş olup, söz konusu dosyaların sadece isimlerine erişilmiştir. Silinmiş dosyaların çok büyük bir bölümünün 16 Mayıs 2006 tarihinde saat 19.47-19.50 tarihleri arasında silindiği ve bu silinmenin geri döndürülemez şekilde yapıldığı tespit edilmiştir.”


Orijinal değil

Geri döndürülebilen dosyalar içinde Danıştay'daki kamera sisteminin kurulduğu 23 Aralık 2005'ten önceki tarihlere kayıtların olduğuna dikkat çekilen raporda, güvenlik şirketinin gönderdiği harddiskin daha önce başka yerde de kullanılmış olabileceği, şirketin orijinal hard diski göndermemiş olabileceği kaydedildi. Kamera görüntülerinin kopyalandığı DVD'deki dosyaların az olduğu kaydedilen raporda “Bir kamera yaklaşık olarak bir günde 40'a yakın dosya üretmektedir. Firma tarafından teslim edilen DVD'de gün başına her kamerada yer alan dosya sayısı 6'dır. Bu durumda her güne ait dosyaların büyük bir bölümünün DVD'de yer almadığı sonucuna varılmıştır” denildi.


Üzerinde işlem

Harddiskin 16 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay'dan firma tarafından geri alındığı, ancak şiketin gönderdiği DVD'de 22 Mayıs ve 6 Haziran 2006 gününe ait kayıtların olduğu belirtilen raporda “Firma tarafından o tarihte harddiskte bir işlem yapıldığı sonucuna varılmıştır” ifadesine yer verildi. Danıştay binasında 8 kameranın bulduğu anlatılan raporda 16 Mayıs 2006 tarihine ilişkin kameralarda herhangi bir görüntünün mevcut olmadığının altı çizildi. Raporda yukarı katlardaki bir bölgeyi gösteren 2 No.lu kamera, binanın arkasını gösteren 3 No.lu kamera, servis araçlarının gösterildiği 6 no.lu kamera, ve nizamiye kapısının göründüğü ancak giriş kapısının görünmediği kamera kayıtlarındaki bazı dosyaların geri getirilemeycek şekilde silinmiş olduğu anlatıldı.


Bilinçli silme

Raporda “DVD'de olup da harrdiskte aynı isimle geri döndürülemez şekilde silinmiş olan bazı dosyalar olduğu belirtilerek “Bu işlemin bilinçli bir silme olabileceği ve silme tarihlerini de saklamaya yönelik olabileceği değerlendirilmektedir” denildi. Geri döndürülen dosya isimlerinden çıkarılan tarih ve zaman bilgisi ile kamere kaydınını gerçek kayıt tarihi ve zaman bilgisini tamamen farklı olduğu anlatılan raporda “Silinmemiş olarak bulunan bazı dosyaların firma tarafından verilen DVD'de yer almadığı” saptamasına yer verildi. Yazıda, kurtarılan görüntülerin daha rahat seyredilebilmesi için uygun formata dönüştürüldüğü ifade edildi.


Cihaner dosyası geldi

İkinci davanın tutuksuz sanığı Mahir Akkar tarafından çekildiği iddia edilen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Danıştay davasının karar duruşmasına ait görüntüler ve bunlara ilişkin bilirkişi çözümünün yapıldığı belirtildi. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, iddia edilen Ergenekon örgütüyle ilintili olduğu iddiasıyla Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in de yargılandığı 22 klasör halindeki dava dosyasını CD'lere aktararak mahkemeye gönderdi. Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayeti dosyasında yer alan 32 sayfalık rapor ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapor da dosyaya konuldu.


Küçük: Abartıldım

Duruşmada söz alan tutuklu tanık emekli tuğgeneral Veli Küçük, 28 aydır tutuklu olduğuna dikkat çekerek “Bir savaş veriyorum normaldir ama hakkımdaki kuvvetli suç şüphesi nedir bir açıklayın” diye konuştu. “Ben Türk milliyetçisiyim” diyen Küçük şöyle konuştu: “Ben Ermeniler 'Azerbaycan topraklarından çekilsin' dedim diye buradayım. Dünya Azerbaycanlılar Kongresi'ne başkan seçildiğim için buradayım. Amerika'nın istediği gibi İran'da Azerileri ayaklandırsaydım burada olmazdım. Böyle bir gücüm var mı? Abartıldım, böyle bir gücüm yok. Ben onun için buradayım. Bana kuvvetli suç şüphesini söyleyin. Vatan için buradayım, bunun için çarpışacağım. Veli Küçük'ün suçunu söyleyin. Ben de buna göre harbine devam edeyim.”

Küçük şöyle devam etti: “Bana deyin ki ’Senin hala açıklık kazanmamış telefon görüşmelerin var, şöyle bir şüphen var’. Örgüt yöneticiysem, kime bağlıyım, kim bana bağlı? Bana ‘10 bin kişiye kalpan giydirip Meclis'e gidecekmişsin’ deyin. ‘Danıştay’a saldırmışsın’ deyin. Danıştay'ay saldıranlar mertçe söylüyor. ‘Gittim şu nedenle vurdum’ diyor. Alparslan Arslan ‘ben yaptım’ diyor. Arslan kamu görevi yapan bir avukat. Arslan beni arasa dese ki ‘benim şöyle bir sıkıntım var. Gözümü kırpmadan çağırırdım, çay içerdim. Danıştay’a saldırmış mı olacaktım?”

Bir gazetede aleyhinde haberler yayımlandığını anımsatan Küçük, 1991'de Ağrı'da Alay Komutanı olduğu sırada Turgut Özal’ın ölümünden bile sorumlu tutulduğunu belirtti. Küçük şöyle konuştu: “Bu şaklabanlığa bir son verin. Ben bir çiftçi ailenin çocuğuyum. Altı delik ayakkabı ile 14 yaşında askerin karavanasını yemeye başladım. Benim revirdeki dosyam 200’ü buldu. Hastalıklara sığınmıyorum, ‘ameliyat olacaksın’ diye tuturdular, ‘olmam’ dedim. Askeri mekteplerde bize öğretilen bir şey vardı. ‘Cepheden geri gönülmez. Ya şehit ya da malul olursun’ denildi. Buradan geri gitmem.”

 

Akkurt tahliye edildi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada mahkeme heyeti, suç vasfının değişme ihtimalini dikkate alarak, tutuklu sanıklardan Selim Akkurt'un tahliyesini kararlaştırdı. Başka suçtan hükümlü olan Akkurt, bu tahliye kararına rağmen cezaevinden çıkamayacak.