Karadeniz'de balık türü azaldı
Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semih Engin, literatürde Karadeniz'de 161 balık türünün yaşadığı söylense de yaptıkları çalışmada 102 balık türünü tespit edebildiklerini söyledi.
Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semih Engin, gazetecilere yaptığı açıklamada, Karadeniz'deki balık türlerinin azalmasında birinci etkenin aşırı avlanma, ikincisinin ise kirlilik olduğunu belirtti.
Kirliğin genellikle Avrupa'dan gelen Tuna, Dinyeper ve Dinyester nehirleri ile gerçekleştiğini ifade eden Engin, şöyle devam etti:
''Karadeniz'in kirlenmesinde Türkiye'nin payı nispeten az. Tuna, Dinyeper ve Dinyester'in toplam su miktarı Karadeniz'e dökülen toplam nehir girdisinin yüzde 67'sini oluşturmaktadır. Bu üç nehir, sanayi atıklarını ve geçen yıl Macaristan'ın neden olduğu kırmızı çamuru Karadeniz'e taşımıştır. Uluslararası sözleşmelerle bu durumun önüne geçilmeye çalışılsa da kirletici etkileri hala devam etmektedir.''
Karadeniz'e kıyısı olan 6 ülke olmasına rağmen nehirler vasıtasıyla 21 ülkenin kirleticilerinin Karadeniz havzasında biriktiğini dile getiren Engin, şöyle konuştu:
''Karadeniz'in Türkiye kıyılarında ciddi sanayileşme olmamasına rağmen, kıyı şeridine yakın yerleşimden dolayı evsel atıkların direkt denize deşarjı olumsuz etkiler oluşturuyor. Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak gibi büyük nehirler de İç Anadolu'daki sanayi atıklarını Karadeniz'e taşıyor. Karadeniz Bölgesi'nde organik tarımın yeterince yaygınlaşmamış olması da tarımsal faaliyetlerde kullanılan zirai ilaçların ve gübrelerin yağışlarla derelere ve denize ulaşmasına neden oluyor.''
''Besin zincirindeki azalma hamsiyi etkileyecek''
Sağlıklı bir ekosistemin göstergesi olan büyük avcı balıklarının artık Karadeniz'de yaşamaması veya sayılarının oldukça azalmasının Karadeniz ekosisteminde bazı şeylerin yanlış gittiğinin göstergesi olduğunu dile getiren Engin, ''Örneğin mahmuzlu camgöz köpek balığı türüne 10-15 yıl öncesine kadar fazla rastlanılmasına rağmen günümüzde bu sayı oldukça azaldı. Bu türün Karadeniz'deki nesli tehdit altındadır'' diye konuştu.
Karadeniz'e akan nehirler ve akarsuların sadece kirleticileri taşımadıklarını vurgulayan Engin, şunları kaydetti:
''Nehirler bitkisel organizmalar için yaşamsal önem arz eden birçok besleyici minerali de Karadeniz'e taşırlar. Bunlar besin zincirinin temel yapı taşlarıdır ve Karadeniz'in verimliliğinin nedenidir. Son yıllarda inşa edilen onlarca baraj ve hidroelektrik santralleri, Karadeniz'e giriş yapan besin zincirinin temel yapı taşlarını önemli ölçüde engellemektedir. Bunun Karadeniz'e olan etkilerini zaman içerisinde görülebilecektir. Besin zincirindeki bu azalma öncelikle hamsiyi etkileyecektir.''
Engin, son 50 yıldır belirgin olarak hissedilen ve hala hissedilmeye devam edilen iklim değişikliğinin kapalı bir havza olan Karadeniz için oldukça önemli olduğunu vurgulayarak, şunları belirtti:
''İklim değişikliği yaşayan organizmaların biyolojileri ve ekolojileri olumsuz yönde etkilenmektedir. Son bir kaç yıl içerisinde Doğu Karadeniz kıyılarında ilk defa tespit edilen ve yerleşik popülasyonları gözlenen Akdenizli 5 kaya balığı türünün olması, günümüzde de bu sürecin devam ettiğinin bir ispatıdır. Ancak esas korkulan Kızıldeniz ya da Pasifik göçmeni türlerin Karadeniz'e yerleşmesidir. Ekosisteme sonradan katılan türlerin nasıl etki yapacağı tahmin edilememektedir. Kapalı ve nispeten küçük olan Karadeniz'de istilacı karakterdeki türlerin olumsuz etkilerini geçmişte dramatik bir şekilde yaşadık.''
Araştırma 10 yıldır sürdü
Semih Engin, Karadeniz'de yaşayan balık türlerinin tespit edilmesi amacıyla Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi olarak yaklaşık 10 yıldan bu yana Karadeniz'de yürüttükleri çalışmaların son aşamasına geldiklerini anlatarak, şunları söyledi:
''Bolluk ve bereketin simgesi olan Karadeniz son 50-60 yıldır kara bahtı ile baş başadır. Yaptığımız çalışmada Karadeniz'de yaşayan balık türlerinin üçte birinin artık yaşamadığını belirledik. Literatürde Karadeniz'de 161 balık türünün yaşadığı söylense de yaptığımız çalışmada 102 balık türünü tespit edebildik. Bu da Karadeniz'de biyolojik çeşitliliğin azaldığını ortaya çıkardı. Rakamlar önceden Karadeniz'de yaşayan 59 balık türünün neslinin yok olduğunu gösteriyor. Karadeniz'de artık olmayan balık türlerinden bir kısmı Akdeniz kökenli olup, burada yaşayan popülasyonları tükenmiştir. Ancak daha vahim olanı Karadeniz endemiki olan Mersin balığı türleri gibi bazı canlıların tamamen nesilleri tükenmiştir. Bu olumsuz süreç devam etmektedir. Karadeniz'de yaşayan bazı balık türlerinin nesli tehdit altındadır ve risk artarak devam etmektedir. Bu canlılar uluslararası sözleşmelere göre koruma altındadırlar. Ancak ekonomik getirileri nedeniyle ya da bilinçsiz davranışlar sonucu bu canlıları balık marketlerin tezgahlarda görebilmekteyiz.''
Kanun koyucuların ve uygulayıcıların doğayı koruma noktasında yetersiz kaldığının aşikar olduğunu dile getiren Engin, sözlerini şöyle tamamladı:
''Toplumun genelinin bilinçli olup etkili bir koruma stratejisi belirlenmesi ve uygulanmasına katkı sağlaması gerekmektedir. Kanunlar, kurallar ve kontroller olmalıdır. Ancak avlanması yasak bir türü ya da küçük boydaki balıkları satın alıp tüketen bizlerin de suçu vardır. Sahip olduğumuz doğal zenginlikleri iyi tanıyıp sahip çıkmalıyız. Denizle barışık ve iç içe yaşayan insanlar olmalıyız.''
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'