'Kayıkçı kavgasında CHP yok'

Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve yönetim kurulu üyeleri CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı ziyaret etti. Baykal, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gelinen noktada kamu çalışanlarının toplu sözleşme yapma, gereken alanlarda grev kullanabilme yetkisinin tartışma konusu olmasını kabul etmenin mümkün olmadığını söyleyen Baykal, "Sendika hakkını vereceksin, ama sendikal hakkın kullanılmasının özünü oluşturan yetkileri tanımayacaksın. Müzakere ediyor gibi olacaksın o müzakere olmayacak. Protokol imzalayacaksınız, onu uygulamak zorunluluğu olmayacak. Yani bunlar aldatmaca. Artık bunları geçelim. Yani sendika varsa var. Sendikanın amacı bu. Yani sözleşme yapıyorsan göstermelik olamaz" diye konuştu. Baykal, bu doğrultudaki bütün çabalara destek vereceklerini açıkladı.

Baykal, bir soru üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "CHP'nin de yıkım projesinin bir parçası haline geldiği" yönündeki eleştirilerini yanıtladı. Gündemlerinin partiler değil, Türkiye'nin meseleleri olduğunu belirten Baykal, "Böyle kayıkçı kavgası bizim işimiz değil. Kayıkçı kavgasında Cumhuriyet Halk Partisi yok. Kimseyle yapmıyoruz. İktidarla yaptığımızda kayıkçı kavgası değildir. Türkiye'nin kaderiyle ilgili bir önemli konuda yanlışı önlemeye çalışıyoruz" diye konuştu.

Cem Uzan'ın Fransa'ya iltica etmesiyle ilgili soruyu da yanıtlayan Baykal, Fransa'ya bir işadamının iltica etmek durumunda kalmış olmasının üzüntü verici bir durum olduğunu dile getirdi. "Bu konunun daha tam aydınlığa kavuşmadığını da görüyorum" diyen Baykal, şöyle konuştu: "Türkiye insan haklarının güvence altında olduğu, hukuk devleti kurallarının sağlam şekilde işletildiği, devletin hiç kimseyle bir kişisel hesaplaşma noktasına gelmediği, gelemediği, herkesin özgür ve güvenli şekilde yaşabildiği bir ülke olmalıdır. Bu konuda sorunların, sıkıntıların ortaya çıkması, yabancı ülkelerin Türkiye'de yaşanan olaylar karşısında böylesine kararlara yönelmesi, işbirlikleri yapmaları çok düşündürücüdür. Hukuk bir tehdit unsuru değildir. Mahkeme iktidarın sopası değildir. İnsanlar geleceklerinden emin olabilmelidir ve Türkiye'deki herkes kanunların gerektirdiği sonuçları bir vatandaş olarak yaşamayı içine sindirmelidir. Bu memleketin kanunları hem doğru uygulanmalı, hem de herkes kanunların uygulanmasına saygı göstermelidir. Ne kanunlar belli insanlar için özel savaş açmanın bir aracı haline gelmemelidir. Kimse sindirilmeye çalışılmamalıdır, kimse yıldırılmaya çalışılmamalıdır. Ve kimsede kanundan kaçmamalıdır. Bizim anlayışımız bu."

İsrail ile yapılacak tatbikatın iptal edilmesini de değerlendiren Baykal, önceden mutabakata bağlanmış bir programın, programın yarısında uygulanamaz hale düşmüş olmasının güven sarsıcı bir manzara olduğunu söyledi. Baykal, Türkiye ile İsrail arasındaki işbirliğinin günübirlik kamuoyu dalgalanmalarına bağlı olarak şekillendirilemeyeceğini belirterek "Yani silah alıyorsunuz, silah satıyorsunuzdur, bilgi alıyorsunuzdur, bilgi veriyorsunuzdur. Birlikte manevra yapıyorsunuzdur, bir işbirliğiniz vardır. Eğer bunda bir rahatsızlığınız varsa bileceksiniz ki bu rahatsızlığı şu konuda, şu anda, şu itirazı, bu konuda bu anda bu itirazı söyleyerek kamuoyu dalgalanmalarına, siyasi yarar hesaplarına göre yönlendirmeniz mümkün değildir. Buraya girerseniz ülkenin tutarlılığını, ciddiyetini, güvenilirliğini ciddi şekilde sarsarsınız. Bir itirazınız varsa onun gereğini açıkça yapacaksınız. İsrail'le askeri işbirliği sakıncalıysa bunu ilan edeceksiniz, gereğini yapacaksınız. Efendim hem İsrail'le işbirliği yapalım, hem ben arada müsaade edin şov yapayım, hem onu götüreyim, hem bunu götüreyim. Bunu götürmek zor olabilir ve bunu götürmeye kalkarsanız giderek Türkiye'nin ciddiyeti, güvenilirliği, tutarlılığı konusunda tereddüt yaratırsınız" diye konuştu.