KCK davasında 2 gazeteciye tahliye!

Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “KCK basın” adıyla bilinen davanın dün 7. duruşması gerçekleştirildi. Duruşmaya tümü açlık grevi eyleminde bulunan 33 tutuklu sanık ve 7 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada öğleden sonraki saatlere kadar talepler alındıktan sonra mahkeme heyeti değerlendirme için duruşmaya ara verdi.Tüm sanıkların avukatlarından Baran Doğan, Mahkeme Başkanı Ali Alçık’ın Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakimlik yaptığı dönemde Mehdi Tanrıkulu adlı bir sanığa Kürtçe tercüman atadığını söyledi. Avukat Doğan, mahkemenin anadilde savunma ve Kürtçe tercüman konularını reddettiğine dikkat çekerek “Benim müvekkillerim, ana dillerinde savunma hakkı verilmediği için açlık grevindeler. Siz daha önce duyarlı davranıp tercüman atamışsınız. Oysa şimdi, devlet politikası değişti diye tercüman atanmıyor” diye konuştu.Avukat Ercan Kanar, KCK davalarının siyasi olduğunu ve Kürt muhalefetinin tasfiye edilmek istendiğini söyledi. Ercan Kanar, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre KCK’ye ilişkin 113 dava açıldığını, 992 kişinin tutuklandığını ve 2 bin 146 kişinin de tutuksuz yargılandığına dikkat çekti.

İfade özgürlüğü

KCK suçlamalarıyla yargılananlardan 274’ünün belediye meclis üyesi ve parti temsilcisi olduğunu belirten Kanar şöyle devam etti: “İddianamelerde sayfa sayısı 12 bini buldu. Bu iddianameler aslında birbirlerinin tekrarıdır. ‘Kes-yapıştır’ yöntemiyle oluşturulmuş iddianamelerdir. Bu tür davalar genel seçim ve Anayasa yapım süreçlerinde açıldı. Bu dava zincirin bir halkasıdır. Hazırlık sürecinin tümü de hukuki aykırılıklarla doludur. İddianamenin esas saldırdığı hedef, ifade özgürlüğü ve devletin ihlallerine karşı halkın bilgilendirilme hakkıdır.”

Gizli tanıklara dayanıyor

KCK davalarıyla Barış ve Demokrasi Partisi’nin hedef alındığını da belirten Kanar, “Bu davalara bakıldığında suni delillerin üretildiği görülecektir. Gizli tanıkların bir kısmı, soruşturmalar sırasında ısmarlama şekilde üretilmiştir. Davanın dayandığı temeller, bu gizli tanık-itirafçı beyanlarıdır.” Bir yıla yakın süredir tutuklu bulunan sanıkların henüz savunmalarını yapamadığını vurgulayan Kanar “Kürt siyasetçiler, Kürt hukukçular ve Kürt gazetecilere operasyon yapıldı. Bir halkın elleri, kolları teslim alınmak istenmektedir. Kürt muhalefeti tasfiye edilmektedir”diye konuştu.

Dedesi de Ali, Başkan da Ali

Tutuklu sanıklar İsmali Yıldız, eşinin duruşma salonuna getirdiği 7.5 aylık kızıyla, salonda 2 dakika kadar görüşmek istediğini söyledi. Yıldız, Mahkeme Başkanı Ali Alçık’a şöyle hitap etti:  “Salonda 7.5 aylık bir bebek var, Onun hiçbir şeyine dahil olamıyorum. Bu ayrıca bir ağır ceza benim için. Salonda sadece iki dakika da olsa bebeğimle görüşebilmek istiyorum. Asker en azından elinde tutsun, yakından göreyim. Bebeğimin ilk sözü ‘dede’ oldu. İkincisi ise Ali. Hem dedesi Ali, hem siz Ali’siniz. Üçüncüsünde de herhalde, ‘Ali babamı serbest bırak’ diyecek ” Başkan Ali Alçık ise “Bu talep mahkememizi değil, cezaevi idaresini ilglendiriyor. Onlara başvurun” diye konuştu.

2 gazeteciye tahliye

KCK Basın davasında Oktay Candemir ve Çiğdem Aslan tahliye edildi. Tüm tutuklu sanıkların açlım grevinde olduğu davada aralarında gazeteci Zeynep Kuray’ında bulunduğu 31 kişinin tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı.  KCK Basın Davası 4-8 Şubat 2013 tarihine ertelendi. Mahkeme heyeti ayrıca, açlık grevi yapan sanıkların durumuyla ilgili Adalet Bakanlığı’na bilgi verilmesini kararlaştırdı. Heyet, Abdullah Öcalan ile bazı sanıklar arasında geçen görüşme kayıtlarının dosyadan çıkarılması talebini ise reddetti. Kararda delil niteliğindeki bu kayıtların dosyadan çıkarılmasının, usul ve yasaya aykırı olacağı belirtildi.