"KDV ve ÖTV yüzde 1'e indirilsin"

ASO Başkanı Nurettin Özdebir, çeşitli ürün gruplarında belli bir süre için KDV ve ÖTV'nin yüzde 1'e indirilmesi gerektiğini belirtti. Özdebir, Merkez Bankası Başkanı Dursun Yılmaz'a son görüşmelerinde, "Reel sektörün bu kadar yabancı para cinsinden borcu varsa bunun sorumlusu sizsiniz" dediğini söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.03.2009 - 08:26

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nuretin Özdebir, ekonomik kriz ortamında piyasanın canlandırılması gerektiğini belirterek ''Bizim önerimiz, KDV ve ÖTV promosyonu dediğimiz çeşitli ürün grupları için belli bir süreyle sınırlı olması şartıyla KDV ve ÖTV'nin yüzde 1'e indirilmesi'' dedi.

Özdebir, ekonomi muhabirleriyle yaptığı sohbet toplantısında, dünyada ve Türkiye'de yaşanan finansal kriz, alınması gereken önlemler ve hükümetin ekonomi politikalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Gazetecilerin varlık barışıyla ilgili sorusu üzerine Özdebir, bu uygulama kapsamında 20 milyar liranın toplanabileceğini umduğunu belirtti.

IMF ile anlaşmayı ''sigorta'' olarak değerlendiren Özdebir, yurt dışından Türkiye'ye borç verecek olanlar ve borcun çevrilebilirliği açısından IMF ile anlaşmanın önemli olduğunu kaydetti. Özdebir, IMF ile anlaşma yapılmaması durumunda, ekonomideki kırılganlığın daha da artacağını, iç ve dış güvenin daha da sorgulanır hale geleceğini, dışarıdan finansman bulmakta zorluk çekileceğini belirtti. Bu noktada IMF ile anlaşma yapılmasını istediklerini ifade eden Özdebir, ancak daha önceki gibi ''sıkı bir kemer sıkma politikası'' istemediklerini, bunun için de uzlaşma sağlanması gerektiğini vurguladı.

''Krizin sanayi sektörüne etkisiyle'' ilgili soruya karşılık da Özdebir, yıl sonu itibariyle yaptıkları eğilim anketinde kötümser bir tablo ortaya çıktığını söyledi ve kapasite kullanım oranlarının yüzde 50'nin altına düştüğüne işaret etti. Özdebir, kısa çalışma ödeneğiyle ilgili soruyu yanıtlarken, Ankara'da müracaatların olduğunu ancak bu uygulamadan yararlananların henüz çıkmadığını belirterek, ''Bunun birçok nedeni var. Mesela bürokratik engeller var. Mekanizma çok yavaş işliyor. Ayrıca geç kalındı. Bu süreçte ekonomik krizin mücbir bir sebep olarak ilan edilmesi gerekirdi'' dedi.

 

"Ankara'da kayıtdışı az"

Bir gazetecinin, ''kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmek için işçilerin kayıt altında olması gerektiği, uygulamadan bu nedenle yararlanılamamış olabileceği'' şeklindeki değerlendirmesi üzerine Özdebir, Ankara'da kayıtdışının az olduğunu, yakın zamanda Sincan OSB'ye baskın şeklinde yapılan bir denetimde 25 bin kişi arasından sadece 1 kişinin kayıt dışı çalıştığının tespit edildiğini anlattı.

İşsizlik sorununa değinen Özdebir, İş-Kur ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri Kriz İşsizlerine Mesleki Eğitim Programı (KİMEP) hakkında bilgi verdi. KİMEP sayesinde krizde işsiz kalanların elektrik-elektronik teknolojileri, soğutma-iklimleme, bilgisayar destek tasarım eğitimi gibi kurslarla 10 alanda eğitileceğini anlatan Özdebir, bu uygulamanın yurt genelinde yaygınlaştırılması gerektiğini kaydetti.

Özdebir, bu eğitimlerden yararlanmak için şu anda 100'ün üzerinde başvuru aldıklarını ancak İŞ-Kur'un ''organize olamaması nedeniyle'' programın henüz başlatılamadığını söyledi. ASO Başkanı, ''Şimdi bir de beyaz yakalılar için böyle bir program hazırladık. İşletmelerde çalışan mühendisler, pazarlamacılar ve muhasebeciler için de bu tip eğitimleri vermek istiyoruz'' diye konuştu.

 

"Krizin sanayi sektörüne etkisi"

Özdebir, sanayi kesiminin krizden nasıl etkilendiği yönündeki soruyu yanıtlarken, elektrik dağıtım ve çelik konstrüksüyon gibi alanlarda faaliyet gösteren firmaların işlerinin iyi olduğunu, bunun yanında tüketime ve yatırıma dönük işlerde yavaşlama olduğunu söyledi. Piyasayı canlandıracak tedbirlerin alınması gerektiğini ifade eden Özdebir, ''Bizim önerimiz, KDV ve ÖTV promosyonu dediğimiz, çeşitli ürün grupları için belli bir süreyle sınırlı olması şartıyla KDV ve ÖTV'nin yüzde 1'e indirilmesi. Mesela inşaat sektöründe 150 metrekarenin altındaki konutların satışlarında KDV yok ama 150 metrekarenin üstündekilerde yüzde 18 KDV var. Orada yüzde 18 KDV oranından vazgeçilebilir. 2 aydan az, 4 aydan fazla olmamak şartıyla KDV yüzde 1'e indirilebilir. Araçlarda, beyaz eşyada, tüketim mallarında da bu yapılabilir'' dedi. Özdebir, bir başka soru üzerine, döviz kurlarında çok fazla değişiklik beklemediğini kaydetti.

 

"Merkez Bankası Başkanı ile gergin ayrıldık"

ASO Başkanı Özdebir, geçen yıl hem Merkez Bankası'na hem de ekonomiden sorumlu bakanlara esnek enflasyon hedeflemesine geçilmesi yönünde çağrıda bulunduklarını ifade ederek, ''Merkez Bankası Başkanı ile en son görüşmemizde biraz gergin ayrıldık. Başkana, 'Reel sektörün bu kadar yabancı para cinsinden borcu varsa bunun sorumlusu sizsiniz' dedim. Onun dünyası ile bizim dünyamız arasında çok fark var. Kurlar daha dengeli bir yerde olsaydı şu anda krize de daha canlı girmiş olurduk'' şeklinde konuştu.
Enflasyon hedefiyle ilgili görüşlerini açıklayan Özdebir, hedefin tespit edilebilir ve ulaşılabilir olması gerektiğini söyledi.

 

"Biz hükümete bakan verdik"

Bir gazetecinin, ''O hedefi Merkez Bankası ile birlikte hükümet oluşturuyor. Siz hiç hükümeti eleştirmiyorsunuz'' şeklindeki değerlendirmesi üzerine Özdebir, ''Ama biz hükümete bakan verdik'' dedi.

Özdebir, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'ın, sektörü çok iyi bildiğini, kendileriyle aynı görüşleri paylaştığını belirtti. ASO Başkanı Özdebir, bir soru üzerine, ekonomiden sorumlu bakanlarla gerektiği kadar iletişim kuramadıklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Ekonomiden sorumlu bakanlardan bir tanesinin zaten varlığıyla yokluğu hiç belli değil, diğeri de Gümülcüne'de banka açıyor, biri ABD'ye gitti Obama'nın danışmanlarıyla konuşuyor. Biz de kendisiyle görüşemiyoruz. 'Acaba bizim sıkıntılarımızı, önerilerimizi mektupla oraya iletsek de onlar da orada söyleseler mi' diye değerlendiriyoruz. Ekonomiyi yönetenlerle reel sektör arasındaki iletişim kesildiği zaman insanlar daha çok endişeye kapılıyorlar, 'Bunlar bir şey yapmıyorlar, bizim derdimizi bilmiyorlar, acaba bu sıkıntımızı nasıl anlatırız onlara' diye düşünüyorlar.''

Bankacılık sektörüyle ilgili yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini de ifade eden Özdebir, varlık fiyatlarının düşmesi nedeniyle kredilerde teminat sorunu yaşandığını söyledi.
Bankalara bu noktada serbestlik verilmesi gerektiğini vurgulayan Özdebir, şöyle devam etti: ''Bankalar firmaların bilançosunu ve ipoteğini 1 yıl öncesi gibi değerlendirmeli.
Borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yönetmelikte bir hata var. Borcu yeniden yapılandırılan bir firma hiç bir zaman 1. sınıf risk grubuna alınamıyor. Anadolu ve İstanbul yaklaşımında da aynı hata yapıldı. Bu yaklaşımda bütün borçlarını faizleriyle beraber ödeyen işletmeler bile şu anda bankacılık sisteminden istifade edemiyorlar. Sicillerini bir türlü temizleyemiyorlar çünkü 1. sınıfa geri dönme imkanı tıkanmış vaziyette. Bankalar kendi inisiyatifleriyle sağlam olarak gördükleri müşterileri finansal araçlardan istifade ettirebilmeli.''

 

"Kredi kartı borçları"

Özdebir, ödenmeyen kredi kartı borçlarında ciddi artış olduğunu, bu konuda da yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.''Kredi kartı borçlarının yapılandırılarak ödenebilir taksitlerle tüketici kredisine çevrilmesi lazım'' diyen Özdebir, bankaların bunu yapabilmesi için vergi indirimi gibi cazip koşulların oluşturulması gerektiğini söyledi.
Nurettin Özdebir, aynı şekilde konut kredilerinde de borcunu ödeyemeyenler için yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtti.

Özdebir, bütçenin revize edilmesi ile ilgili soruya da ''Bütçenin, seçimlerden sonra yeniden revize edilmesi gerekir. Hükümet de sanırım seçimden sonra revize edecek'' yanıtını verdi.

 

"Ekonomi yönetimine not"

ASO Başkanı Özdebir, ''Not vermeniz gerekirse sanayici olarak krize karşı hükümetin ekonomi yönetimine kaç verirsiniz'' şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: ''Birisi için alçak demişler yok ben ona alçak diyemem alçaklıkta bir irtifa göstergesidir, çukur demiş. Alçak dediğimiz şey de bir yerden yüksek demektir o da bir yükseklik göstergesi. Ekonomik tedbirlerin alınmasında geç kalındı....Sıfırdan ne kadar yukarıda olduğunu tarif edemediğimin bir göstergesi o. F2 veriyorum F2 nin anlamı sınava girmeyenlere verilen not. Teşhis ve tedavide geç kalındığı için F2.''

''Bu nota sanayi bakanı dahil mi'' şeklinde soruya Özdebir, ''Değil. O çalışıyor, sınava giriyor, okulun ortalamasını yükseltiyor'' yanıtını verdi.

Gazetecilerin ''not verme'' meselesine açıklık getirmesini istediği Özdebir, şu anda siyasi bir çekişmenin tarafı olmak istemediklerini, bu nedenle not veremediğini söyledi.
Özdebir, seçim sürecine ilişkin soruyu yanıtlarken de ''Seçimde bir siyasi parti gibi davranmamak için konuşurken dikkatli olmak mecburiyetinde hissediyoruz...Şu anda benim çıkıp avaz avaz bağırmam lazım ama siyasi malzeme olmaması için ihtiyatlı davranmak mecburiyetinde kalıyoruz'' diye konuştu.

 

"Ekonomi yönetimiyle kanallar açık olmalı"

''Hepimiz çıktık felaket tellallığı yaptık ama bu ekonomi yönetimiyle kanallar daha açık olsaydı endişelerimiz daha az olacağı için belki bu kadar bağırmak mecburiyetinde kalmayacaktık'' görüşünü dile getiren Özdebir, şunları kaydetti, ''Ekonomi yönetiminde daha açık olunsaydı, daha anlaşılabilir ifadelerle kamuoyu ile paylaşılabilseydi, sivil toplum örgütleri de belki bu kadar bağırmayacaklardı. Türkiye de bu kadar derin bir durgunluğa girmemiş olabilirdi. Krizi yönetmenin ana elemanlarından bir tanesi iletişim...

...Başbakanımızın haklı olduğu bir husus var. Tasarruflardaki artış eğilimi devam ettiğine göre Türkiye'nin bu krizi bu kadar derin yaşamaması lazımdı. Bu beklentilerle ilgili bir şey. Bu beklentilerin bozulmasında sivil toplum örgütlerinin de tehlikeyi haber vermek için başka çare bulamayıp basın üzerinden konuşmasının da etkisi var. Halbuki iletişim kanalları açık ve anlaşılabilir bir dille kamuoyuyla paylaşılabilseydi insanlar 'bir şeyler yapılıyor, çalışılıyor' gibi düşünerek kendilerini daha emniyetli hissedebilirdi''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler