"Keşfedin" serisinden iki yeni kitap

300’den fazla renkli fotoğraf ve illüstrasyonun yer aldığı kitaplar, 8 yaş üzeri çocukların evde veya okulda kullanabileceği yardımcı kitap olma özelliği de taşıyor.

Keşfedin Mezopotamya
        
Keşfedin Mezopotamya, Mezopotamya tarihine, Asurluların, Babillilerin ve Sümerlerin yaşam tarzlarına önemli bir giriş oluşturan, çocukların hem okulda hem ev ödevlerinde, hem başvuru kaynağı olarak kullanabileceği pratik bir öğrenme kitabı olarak dikkat çekiyor. Aile Yaşamı, Tanrılar ve Tanrıçalar, Eğitim, Bilim ve Teknoloji gibi kolayca anlaşılır temalara bölünmüş olan kitap heyecan verici olduğu kadar yetkin ve eğlenceli bir kaynak olma özelliği taşıyor. Adım adım ilerleyen 15 pratik proje de 8-14 yaş arası çocuklar için büyüleyici insanların nasıl bir yaşam sürdüklerini anlamanın en mükemmel yolunu oluşturuyor.
  
Kitapta ticaret ve teknolojik ilerlemeler hakkında olduğu gibi, aile yaşamı ve inançlardan ilk dinlere ve krallığa varıncaya dek dönemin toplumsal konuları hakkında da bölümler yer alıyor. Çocuklar adeta, zaman içinde geriye gidip en eski uygarlılardan biri olan Mezopotamya’yı, İki Nehir Arasındaki Ülke’yi keşfe çıkacak, Sümerlilerin, Asurluların ve Babillilerin yazıyı, matematiği ve astronomi bilimini ilk geliştirenler arasında nasıl yer aldıklarını öğrenecek.
         
Keşfedin Taş Devri

Çocuklar Keşfedin Taş Devri kitabı ile zaman içinde iki milyon yıl geriye gidip, Taş Devri insanlarının hayatı hakkındaki büyüleyici gerçekleri öğrenebilecek. Geçmişi bugüne taşıma özelliği taşıyan kitap, o zaman ile ilgili; “insanlar nerelerde yaşıyorlardı, ne yiyorlardı ve neye benziyorlardı?” sorularına cevap veriyor. Çocuklar, kitabı okurken, Taş Devri’nde yapılan aletler ve silahlara, tüylü mamut gibi canlıların arasında hayatta kalma konusunda gösterdikleri beceriye adeta hayranlık duyacaklar. Ayrıca bir dizi pratik proje ile kendi mağara sanatını yaratabilecek, leopar tırnaklarından bir kolye yapabilecek, bir Taş Devri yemeği hazırlayacak ve hatta mamut kemiklerinden bir barınak inşa edebilecek.

İnsanlık tarihinin, bilinen ilk yazılı belgelerden önce yer alan ilk dönemi Taş Devri’ni konu alan bu eşsiz çocuk eseri, söz konusu uzak geçmişin gizemlerini ve şaşkınlık yaratan olaylarını araştırıyor, merakla zihinlerin atalarımız hakkında bilmek isteyeceği her şeyi kapsıyor. Toplumsal yapı, avcılık, yiyecek bulma, ateşin keşfi, iletişim ve barınaklardan tarıma, zanaatlara, giyinmeye, ulaşım araçlarına, ilk dinlere ve ilkel sanata varıncaya dek, uygarlığımızın ilk aşamalarını şekillendirmiş insanların yaşamının her yönü ele alınıyor.

 Bir de Jules Verne’den minik okurlara “Denizde Bulunan Çocuk” ile macera dolu bir yolculuk

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, minik okurları “Denizde Bulunan Çocuk” kitabı ile yüzyıllar öncesine götürüyor. Orijinal dili Fransızca’dan Ferid Namık Hansoy’un ustaca çevirisi ile macera tutkunlarıyla buluşan kitap çocukların hayal gücünü geliştirmesine yardımcı oluyor.

 “Denizde Bulunan Çocuk” başkahraman Erik’in geçmişini araştırma yolculuğunu anlatıyor. Erik, can simidine bağlanmış bir beşiğin içinde Norveç kıyılarında bir balıkçı tarafından bulunuyor. Pahalı kıyafetlerin giydirildiği ve altın bir oyuncağa sahip olan bu bebek onu bulan balıkçı ve karısı tarafından büyütülüyor. Üstün zekâsı ve Norveçlilerden farklı görünümüyle dikkat çeken Erik, 15 yaşına geldiğinde hakkındaki gerçeği öğrenerek, geçmişini araştırmaya başlıyor.

İş Çocuk Kütüphanesi’nden raflardaki yerini alan heyecan dolu kitap, minik okurları Erik’in gizemli geçmişini birlikte çözmeye davet ediyor. Kültür Yayınları’nın İş Çocuk Klasikleri serisinden çıkan kitap çocukların olduğu kadar çocuk ruhlu yetişkinlerin de ellerinden düşüremeyecekleri bir kitap olarak raflarda yerini alıyor.
 
Kitaptan

Erik’in yüzü, birdenbire, bir ölü gibi bembeyaz olmuştu. Gerçeği öğrendiklerinde perişan olan Otto ve Vanda ise, bir şaşkınlıkla haykırmışlardı. Şimdi, onlar da, anneleri gibi Erik’i kucaklıyor, öpüyor, ona sımsıkı sarılıyorlardı.

Erik, Doktor’un mektubunu aldı ve heyecanını gizlemeye gerek görmeden, son satırına kadar okudu.

Hersebom Reis, bundan sonra, Doktor’la tanışmasını anlattı. Mösyö Schwaryencrona’nın, Erik’in ailesini arayıp bulmak için nasıl çaba harcadığını ve sonuçta bu problemin çözülmediğini açıkladı. Katrina da, ayağa kalkarak, denizde bulunmuş olan o bebeğin elbisesini sandıktan çıkarıp getirdi ve çocuğun boynuna bağlanmış minik oyuncağı gösterdi. Hikâye, üç çocuğun bütün üzüntü ve acılarını silen dramatik bir ilginin meydana gelmesine neden oldu. Hepsi de, gerçekleşmiş bir peri masalını yaşıyorlarmış gibi, şaşkın bir durumda dantellere, kadifelere, altın kaplamalı oyuncağa bakakaldılar.