Kızılay HIV vakasını doğruladı!

Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Türk Kızılayı kanından HIV virüsü bulaştığı iddialarını doğruladı. Akar, bağışçının ilk bağışı sırasında HIV enfeksiyonunun "pencere dönemi"nde olduğunu, bu nedenle laboratuvar testlerinin negatif bulunduğu belirterek, "6 ay sonra gerçekleşen ikinci bağışına kadar HIV virüsü ve belirteçlerinin testlerde saptanabilir düzeye gelmesinden dolayı testlerin pozitifleştiği anlaşılmaktadır" dedi.

Kızılay HIV vakasını doğruladı!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.02.2012 - 14:47

Akar, medyada "HIV Vakası" başlığıyla çıkan haberler nedeniyle, Türk Kızılayı Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi.

HIV'li bağışçıdan alınan kanın 3 hastaya verildiğini ve 2'sinin hayatını kaybettiğini doğrulayan Akar, haberlerde Kızılay kanı olarak belirtilen kanın, Kızılay kanı değil toplumun kanı olduğunu söyledi.

Kanın, Kızılay tarafından üretilmemiş, hastalık bulaştırılmamış, sadece bir ihtiyaç sahibine ulaştırılmak üzere toplumdan emanet alınmış olduğunu öne süren Akar, söz konusu kan bağışçısının, 17 Mart 2011 tarihinde Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi tarafından organize edilen sivil ekibe gönüllü olarak ilk kan bağışında bulunduğunu kaydetti. Aynı gün, Kan ve Kan Ürünleri Yönetmeliği'nde belirtilen zorunlu testlerin yapıldığını ve test sonuçlarının negatif çıktığını aktaran Akar, şöyle devam etti:
"Aynı bağışçı, yaklaşık 6 ay sonra, 28 Eylül 2011 tarihinde ikinci defa kan bağışında bulunmuştur. 29 Eylül 2011 tarihinde bağışa ilişkin serolojik testlerin pozitif çıkması üzerine sırasıyla doğrulama laboratuvarında 03 Ekim 2011'de test pozitifliği doğrulanmış, alınan numune İl Sağlık Müdürlüğü Referans Laboratuvarı'na gönderilmiş ve pozitif sonuç 14 Ekim 2011 tarihinde kesinlik kazanmıştır. Kesinlik kazanan pozitif sonuç, bağışçıdaki ciddi istenmeyen olayın Sağlık Bakanlığı'na sunulması amacıyla Bölge Kan Merkezi tarafından D-86 isimli raporlama formu doldurularak İl Sağlık Müdürlüğü' ne bildirilmiş ve bağışçı Bölge Kan Merkezi'ne davet edilerek durum kendisine aktarılmıştır. Bağışçının ikinci bağışının HIV pozitif olması üzerine kan bileşenleri imha edilmiş ve pencere dönemi ihtimali nedeniyle, bağışçının mart ayındaki bağışının ardından elde edilen kan bileşenlerinin nakledildiği hastaların kontrol edilmesi amacıyla hastanelere yazılı bildirimlerde bulunulmuştur."


Pencere dönemi nedir?

Akar, "pencere dönemi"ni, kanın, kişinin virüse maruz kalmasıyla kanındaki virüs ve virüs belirteçlerinin henüz testlerde saptanabilir düzeye ulaşmadığı dolayısıyla ''negatif" bulunduğu zaman dilimi olarak tanımlayarak, "Kişinin vücudunda enfeksiyon etkeni olduğu halde, yani bulaştırıcı olduğu halde testlerin 'negatif' bulunduğu dönemdir" dedi.

Söz konusu bağışçının ilk bağışı sırasında HIV enfeksiyonunun "pencere dönemi"nde olduğunu, bu nedenle laboratuvar testlerinin negatif bulunduğunu belirten Akar, şunları ifade etti:

"Pencere dönemindeki virüsün mevcut tibbi teknolojilerle ertesi gün veya ertesi hafta tespit edilmesi mümkün değildir. Bu süre bazı kaynaklarda aylarca sürebilmektedir. Bu nedenle kan bağışı öncesinde bağışçının verdiği doğru bilgilerin tüm testlerden daha çok değeri vardır. Bağış öncesi bağışçı sorgulama anketi ile riskli hastaya bulaş açısından riskli durumlar sorgulanmakta ve bu sorulara evet yanıtı veren kişilerden kan bağışı kabul edilmemektedir. Eğer kan bağışçıları gerçek dışı beyanda bulunurlarsa, yapılan tüm test ve işlemlere karşın hastalık bulaşma riski bulunmaktadır.

Bağışlanan tüm kanlar, bağışçının sorgulama formundaki beyanı ne olursa olsun Kan ve Kan Ürünleri Yönetmeliği gereği Hepatit B, Hepatit C, HIV ve Sifilis testlerinden geçmektedir. Bu testler yapılmaksızın kanların hastanelere gönderilmesi gibi bir durum söz konusu değildir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler