"Kriz tedbirlerinin değerlendirilmesi" konferansı

Aslantepe, Hilton Otel'de İLO Ankara Ofisi tarafından gerçekleştirilen projenin kapanış konferansında yaptığı konuşmada, projenin, Uluslararası Çalışma Konferansı'nda geçen yıl oy birliğiyle kabul edilen ''Küresel Krizden Çıkış: Küresel İşler Paktı'' başlıklı belge ışığında geliştirildiğini belirtti. Aslantepe, küresel kriz sonucunda artan işsizlik, kalitesiz istihdam ve sosyal korumanın yetersizliği ile krizin küresel ölçekte çözümü için İLO'nun OECD, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü ve IMF ile yakın işbirliğine girdiğini belirtti.

Ekonomik ve sosyal konuların birbirinden ayrıştırılamazlığı ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekliliğinin küresel krizle iyice ortaya çıktığına işaret eden Aslantepe, bu kapsamda İLO'nun Küresel işler Paktı çerçevesinde birçok ülkede çeşitli projeler hayata geçirdiğini dile getirdi. Aslantepe, ''İLO Ankara Ofisi olarak bu projeyle küresel krizin ülkemiz üzerindeki etkilerini ve krize karşı alınan çeşitli önlem paketlerinin etkinliğini, makroekonomik, sektörel ve istihdama katkı boyutuyla değerlendirmeyi hedefledik'' diye konuştu.

"Adil ve adaletli bir yaklaşım gerekli"

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, küresel kriz başladığında çalışma hakkının güvence altına alınmasını talep ettiklerini belirterek, ''Ancak kamu kaynakları, büyük şirketlerin krizden hasarsız çıkması için seferber edildi'' dedi. Geçen yıl 500 büyük şirketin yüzde 82'sinin kar ettiğini, dolar milyoneri sayısının krize rağmen arttığını ifade eden Çelebi, bu durumun krizden kimin etkilendiğini ortaya koyduğunu söyledi.

Türkiye'deki işçilerin Avrupa'dakilere göre yüzde 30 fazla çalıştığını, buna karşılık daha düşük ücretler aldığını dile getiren Çelebi, ''Örgütlenme özgürlüğünün olmadığı, esnek çalışma biçimlerinin ve kayıt dışılığın yaygınlaştığı bir süreç içindeyiz'' görüşünü savundu. Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arslan da küresel krizin mağdurlarının emekçiler ve çalışanlar olduğunu söyledi. Krize, sızıntı ekonomisinin neden olduğunu ifade eden Arslan, ''Bu yanlış politikanın sonucunu hep beraber gördük'' dedi.
Krizin dünya ekonomisine yön veren kurumların kendilerini sorgulanmasını sağladığını belirten Arslan, IMF'nin dayattığı programlardan vazgeçmek durumunda kaldığını dile getirdi. G8'lerin yerine G20'lerin gündeme geldiğine işaret eden Arslan, krizden çıkış için gelişmekte olan ülkelere de ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını kaydetti. Krizden çıkmak için çalışanların, işverenlerin ve hükümetin adil ve adaletli bir yaklaşım ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Arslan, kriz döneminde ''kendilerinin gösterdiği fedakarlığı işveren kesiminden görememekten'' duydukları üzüntüyü dile getirdi.

Taşeronlaşmaya karşı siyasilere çağrı

TİSK Genel Sekreter Yardımcısı Ferhat İlter de kısa çalışma ödeneği uygulaması, KDV ve ÖTV indirimlerinin krize karşı alınan etkili tedbirler arasında yer aldığını söyledi.
Küresel Krizin istihdam konusunda en fazla etkilediği ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden İlter, ulusal istihdam stratejisinin uygulamaya konulması, krizde daha da büyüyen kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomiye kazandırılması, güvenceli esneklik imkanlarının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Türk-İş Mali Sekreteri Ergün Atalay ise yaklaşık 73 milyon nüfusa sahip Türkiye'de 800 bin kişinin sendikalı olduğunu, 1980 öncesinde ise 40 milyon ülke nüfusuna karşılık 2.5 milyon kayıtlı sendika üyesinin bulunduğunu belirterek, ''Bu iki rakam iş hayatının durumunu ortaya koyuyor'' dedi. Taşeronlaşmanın Türkiye için ciddi bir tehlike olduğunu ifade eden Atalay, ''Buradan hükümet ile iki ana muhalefet partisine çağrıda bulunuyorum. Türkiye'deki belediyelerin büyük çoğunluğu onlarda. Belediyelerde 700 bin taşeron işçi var. İlk önce muhalefete ait belediyeler bunları kadroya alsın. Hükümet de onların arkasından gelir'' diye konuştu.