Kumbaracı50 Üçlemesi devam ediyor

Üçlemenin ilk oyunu Yiğit Sertdemir’in yazıp,  Arif Akkaya’nın yönettiği “Gerçek Hayattan Alınmıştır”. İki usta oyunca;Tomris İncer ve Yiğit Sertdemir’in oynadığı oyun, uzun zaman sonra bir araya gelen iki kişi... bir adam ve annesi... onarılıp dönüştürülen bir mekan... yolluk niyetine anlatılan hikayeler... sırlar  ve gerçek üzerine sarsıcı bir hikaye.

"Barzo ile Konserve" Yiğit Sertdemir’in tasarladığı üçlemenin ikinci oyunu; Biri öyle biri böyle iki çocukluk arkadaşı… Başlarındaki dertle gecenin bir yarısı bir mekana gelirler. Kısa sürede çözmeleri gereken sorun beklenmedik bir karşılaşmayla içinden çıkılmaz bir duruma dönüşür. Gerçeklik, saçmalık, öteki ve beriki üzerine kısa bir kara komedi. Gülhan Kadim’in yönettiği oyunda İsmail Sağır, Murat Kapu, Ömer Erzurumlu rol alıyor.

Yiğit Sertdemir’in tasarlayıp yönettiği “Dertsiz Oyun” da seyircilerle karşılıklı seyredenler rolünü üstlenen oyuncular; Candan Seda Balaban, Ebru Gözdaşoğlu, Gülhan Kadim, İlyas Odman, İsmail Sağır, Murat Kapu, Onur Tuna, Sabahattin Yakut, Seda Yürük, Selen Şeşen, Sinem Öcalır, Şirin Keskin.

“Dertsiz Oyun”; seyirci beklentilerinin ve seyrediş halinin nereye evrildiğini, seyredilen“şey”in nereye doğru gittiğini/götürüldüğünü araştıran bir sözsüz oyun. Tiyatronun yüksek ve ideal amacı olan insanı dönüştürmek hedefi nasıl gerçekleşebilir? Bir oyun seyrederken gerçekten bütün seyirciler dönüşürse o oyun ne olur? Gibi pek çok soruyu akla getiren güldürürken düşündüren, fark ettiren çağdaş bir tiyatro oyunu.

Oyunlar bu hafta; “Gerçek Hayattan Alınmıştır” 9 Kasım 20.30 ve 10 Kasım 17.00, “Barzo ile Konserve” 9 Kasım 23.00 ve 10 Kasım 20.30 “Dertsiz Oyun” 10 Kasım saat 23.00’de izlenebilir.

Kumbaracı50 Atölyesinde: Objeleri Dili

Merih Sütlaş’ın yürüttüğü çocuk atölyesi “Objelerin Dili”, çocukların klasik eğitim süreci ile kaybettikleri bu soyutlama ve yaratıcılık yeteneğini tekrar teşvik eden bir yaratıcı çalışmadır.

Kasım ayı atölye çalışmasında çocuklar, ip ve mandal ile farklı bir yaratıcı çalışmanın içerisine girerler. Objeleri gerçek işlevlerinde farklı şekilde kullanmaları onların düş gücünü harekete geçirir, soyut düşünmelerini sağlar. Atölyede her biri aslında birer oyuncak olan objeleri kullanarak yeni sanat ürünleri oluşturuluyor.