Kurşunlar Hepimize / 2

12 Ocak tarihli Cumhuriyet gazetesi “Öfkenle çoğalacağız” manşetiyle çıktı. Gazetenin birinci sayfası, tümüyle Onat Kutlar’a ayrıldı. “Acımız ve Yolumuz” başlıklı başyazıda şu görüşlere yer verildi: “… Gerçekte bu kanlı cinayetlerin hedefinin Cumhuriyet gazetesinin kimliğiyle sınırlanmadığını herkes biliyor.

Kurşunlar Hepimize / 2
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.01.2009 - 09:22

Kutlar, kutlama için gittiği The Marmara Oteli’nde bir paltonun cebine bırakılan bombanın patlamasıyla ağır yaralandı ve 12 gün sonra yaşam savaşını kaybetti

Yazar, şair, senarist, eleştirmen Mehmet Arif Onat Kutlar 25 Ocak 1936’da Alanya’da doğdu. Gaziantep Lisesi’nden mezun olduktan sonra İÜ Hukuk Fakültesi ve Paris Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nde öğrenim gördü.

1965’te evlendiği Sevil Akdoğan’dan iki oğlu olan Kutlar, edebiyattaki özgün yerini 1980 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü kazanan “İshak” adlı kitabıyla aldı. Kutlar’a Sinematek’teki çalışmalarından dolayı 1975’te Polonya Kültür Nişanı, 1994’te de Fransa’dan Chevalier de l’ordre des Arts et des Lettres nişanı verildi.


Evlilik yıldönümü

Filiz Kutlar ile evli olan Onat Kutlar, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın yönetim kurulu üyesi ve Cumhuriyet gazetesi yazarıydı.

30 Aralık 1994 günü eşi Filiz Kutlar ile evlilik yıldönümünü kutlamak ve dostlarıyla buluşmak üzere, saat 18.30’da The Marmara Oteli’nin giriş katındaki Opera Pastanesi’ne (Cafe Marmara) giden Onat Kutlar, 15 dakika sonra, bir paltonun cebine bırakılan bombanın patlaması sonucu ağır yaralandı, arkeolog Yasemin Cebenoyan yaşamını yitirdi. Kutlar, hastanede sürdürdüğü yaşam mücadelesinde, 11 Ocak sabahı, saat 09.02’de yenik düştü.


Örnek düşünce adamı

Onat Kutlar’ın ölümü, kamuoyunda derin bir üzüntü yarattı. Çeşitli kişi kurum ve kuruluşlar telefon, faks ya da yayımladıkları mesajlarla “başsağlığı” dilediler. Tepkilerde, sanat, özgürlük ve barış tutkunu Onat Kutlar’ın “daha güzel bir dünya için” yaşamı boyunca ortaya koyduğu mücadelenin yanı sıra düşünceleri ve geride bıraktığı eserlerin kendisini ölümsüzleştirdiği vurgulanarak Türkiye’nin Kutlar’ın ölümüyle “örnek bir düşünce adamını” kaybettiği görüşü dile getirildi.


Öfkenle çoğalacağız

12 Ocak tarihli Cumhuriyet gazetesi “Öfkenle çoğalacağız” manşetiyle çıktı. Gazetenin birinci sayfası, tümüyle Onat Kutlar’a ayrıldı. “Acımız ve Yolumuz” başlıklı başyazıda şu görüşlere yer verildi: “… Gerçekte bu kanlı cinayetlerin hedefinin Cumhuriyet gazetesinin kimliğiyle sınırlanmadığını herkes biliyor. Hedef, laik Türkiye Cumhuriyeti’dir, Atatürk’ün aydınlanma devrimidir; ama devlet, hükümet, siyasal iktidar, elini kolunu bağlamış, çaresizlik içinde oturuyor: Hiçbir şey yapamıyor, ne cinayetleri aydınlatabiliyor ne de yeni cinayetlerin işlenmesini engelleyebiliyor. Sevgili Onat Kutlar’ın acı ölümü karşısında, dünden bugüne olan-bitenleri düşündükçe karamsar olmamak elde değil!... Ne var ki biz yolumuzda yürüyeceğiz. Onat Kutlar’ın kişiliğinde simgelenen aydınlık, özgürlük, çağdaşlık, güzellik, sanat kavramlarını ülkece özümsemenin ne kadar güç olduğunu, tarihsel bilinci olanlar bilirler. Uygarlığın ne kadar pahalı olduğu, insanlık tarihinin sayfalarında yazılıdır. Eğer Uğur’lara, Onat’lara layık olmak istiyorsak, bu yoldaki uzun yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Zaten bir başka yol, insanlıkta şimdiye dek keşfedilmemiştir.”

 

İBDA-C üstlendi

Kutlar’ın tedaviye alındığı Amerikan Hastanesi’nde omuriliğine saplanan cam parçaları nedeniyle felç olup ölümle pençeleştiği saatlerde gazeteleri arayan bir kişi, saldırıyı İslami Büyükdoğu Akıncıları Cephesi (İBDA-C) örgütü adına üstlendi.

İstanbul’da yılbaşı öncesi ve yılbaşı gecesi terör estirmeye kararlı olduğunu medya kuruluşlarına yaptıkları duyurularla bildiren İBDA-C adlı aşırı İslamcı örgüt, yayın organı olan Taraf dergisinin 30. sayısında yılbaşı etkinliklerinin “günah” olduğunu ve katılanların cezalandırılacağını duyurmuş, The Marmara Oteli ile çok sayıda eğlence merkezinin de bulunduğu bir liste yayımlayarak buralara karşı bombalı saldırılara girişileceğini belirtmişti. Bu tehdit dolu yayınlar, gazeteler ve televizyonlarda da haber olarak yayımlandı. 29 Aralık gecesi ilk olarak Taraf dergisindeki listede yer alan ve Taksim’de bulunan bir birahaneye konan ses bombası patladı. Aynı akşam İBDA-C örgütünün militanları üstlendiler. İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri bu saldırıdan sonra “soruşturma sürüyor” açıklamasını yaptılar.

Yılbaşının hemen sonrasında ise Taraf dergisinin 31. sayısında saldırılar bir “başarı” olarak gösterilirken, yapılan saldırılar fotoğraflarıyla birlikte yayımlanarak “cezalandırdık” dendi.
 

Ne kanıt, ne tanık var

İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, her zaman olduğu gibi saldırının faillerinin yakalanması için olayla ilgili başlatılan soruşturmanın hassasiyetle sürdürüldüğünü bildirdiler. Yetkililer daha sonra, olayın İBDA-C tarafından gerçekleştirildiği konusunda ne kesin bir kanıtın ne de görgü tanığının olduğunu, PKK olasılığı üzerinde durduklarını açıkladılar.

Onat Kutlar, 14 Ocak günü gözyaşları ve alkışlarla toprağa verildi. Kutlar’ın cenazesinin kaldırıldığı sırada Başbakan Tansu Çiller’in İstanbul’da, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir’e “başarılarından ötürü” plaket vermesi tepkilere yol açtı.


Tehditler sürdü

Taraf dergisinde 1995’i “savaş yılı” ilan eden İBDA-C adlı örgüt, olaydan birkaç gün sonra Cumhuriyet gazetesine ve aydınlara yönelik tehditlerini sürdürdü.

Kutlar’ın tedavi gördüğü hastaneye hiçbir güvenlik engeliyle karşılaşmadan girme cesaretini gösteren İBDA-C militanları, Taraf dergisi aracılığıyla Kutlar’ı ziyarete gidenlerin isimlerini yayımlayıp ölümle tehdit ettiler. Yazıda, saldırının ardından Onat Kutlar’ın kaldırıldığı Amerikan Hastanesi’ne giren iki kişinin, Fatih’in Çarşamba semtinden “Mahmut Efendi hazretlerinin halifelerinden Kemal Efendi” ile “cemaatin bir istasyon şefi” olduğu bildirildi ve “ölüm fermanı”nın, “istasyon şefi”nin ihbarı üzerine alındığı açıklandı. Kanal D, 30 Aralık 1994’te Amerikan Hastanesi’ne gelen “istasyon şefi”ni görüntüledi.
 

PKK mi, İBDA-C mi?

Kutlar’ın öldüğü bombalama eylemini üstlenen şeriatçı terör örgütü İBDA-C, yayın organı Taraf dergisinde The Marmara Oteli’ne bomba koyduklarını açıkladığı halde polis üzerine gitmedi ve PKK’ye yönelik olarak düzenlenen bir operasyonda yakalanan 20 kişinin Kutlar’ın ölümüne neden olan bombalama olayını gerçekleştirdiğini belirtti. Olay, PKK’nin bazı eylemleriyle birleştirildi.

Yargılama aşamasında savcılığın verdiği mütalaada, sanıklardan Deniz Demir, Hicran Kaya, Abdülcelil Kaçmaz ve Hasan Kızılkaya’nın ölüm cezasına çarptırılması istendi.

Çok sayıda bombalama eylemini terör örgütü PKK adına gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan 20 sanıktan 4’ü, 2003 yılında müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklardan 2’sinin beraatını kararlaştıran mahkeme, 12 sanığın cezalarını ise erteledi.


‘Terör içindeyim'

Onat Kutlar, olaydan bir süre önce kaleme aldığı “Herkesin Kaybettiği Tek Oyun” başlıklı yazısında terör konusunu ele alıyor ve şunları söylüyordu: “…Terörün anlamı ve kapsamı, onu kullanana göre değişmez. Giyotinin bıçağı, kutsal kralı, vatansever ve bozulmaz Robespierre’i, hayalci ozan Chenier’yi, serseri San Culotte’lardan birini ya da hain İsviçreliyi aynı umursamazlıkla keser.

Tıpkı Güneydoğu Anadolu’da şiddetin gencecik askerleri, küçük çocukları ve Kürt gençlerini aynı umursamazlıkla yok ettiği gibi.

Hiçbir şiddette kazanan yoktur. Herkesin birden kaybettiği tek oyundur terör. Korkunç bir oyundur.

Andre Chenier’nin öldürülmesi ile ilgili söylenceler vardır. Bunlardan birine göre ünlü şair kafasını demirin aralığına koymadan önce bağırmış: ‘Bu kafada bir şeyler vardı!..’

Evet. Her öldürülenle bir evren yok edilir.

Hiçbir kutsal amaç, hiçbir ideoloji, hiçbir hak, hiçbir öfke, hiçbir yetki doğrulamaz öldürmeyi.

Kralın ve soyluların gaddar köpekleri kadar, halkın temsilcileri, dağlılar da düşünmelidirler bunu.

Günlerdir çıkıp İstanbul’un sessiz ve eski sokaklarında dolaşmak istiyorum.

Hava ağır ağır serinliyor. Eylül geliyor. İyi güz günleri. Barış… Ama çıkamıyorum. Nereye yürüsem ayağıma kan bulaşıyor. Terör içindeyim.”


S Ü R E C E K


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon