"Kürt sorununu demokrasiyle çözeceğiz"

Kürt sorunu hakkında bilgi veren İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "Çözüm sürecinin yönü demokratikleşme" olduğunu belirterek Başbakan'ın 2005'te Diyarbakır'da başlattığı açılımların süreceğini, alınan önlemlerin "devlet politikası" olarak hayata geçirileceğini kaydetti.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.07.2009 - 09:40

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Kürt meselesi olarak adlandırılan meselenin, vatandaşlarımızın demokratik haklarının genişletilmesi ve pekiştirilmesiyle, nerede yaşarsa yaşasın her vatandaşımızın kendisini devletin eşit ve hür ferdi olarak hissetmesini sağlamakla çözülebileceğine inanıyoruz'' dedi.

Bakan Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusuna başlatılan çalışmaların yoğun ve kapsamlı bir şekilde sürdürüldüğünü söyledi. ''Konunun Türkiye'nin geleceği açısından ne kadar hayati olduğunu hepimiz biliyoruz'' diyen Atalay, şöyle devam etti:

''Ülkemize her açıdan kaybettiren ve milletçe çok ağır bedeller ödememize neden olan bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor. Biz bu sorunu çözmek için kararlı, azimli, sabırlı ve cesur adımlar attık ve bundan sonra da atmaya devam edeceğiz.

Bugün, başlatmış olduğumuz çalışmaların üslup ve yöntemi konusunda sizler aracılığıyla kamuoyunu sağlıklı bir şekilde bilgilendirmek istiyorum. Zira üslup ve yöntemin en az işin özü kadar önemli olduğu bilinmektedir. Hele böyle hassas konularda bazen üslup ve yöntem işin özünden daha öne geçebilmektedir. Şu anda tabi çok hassasiyetleri olan bir konunun çalışmasını yürütüyoruz.

Dolayısıyla bugün size işin özüyle ilgili bir şey söyleyecek değilim fazla... Ama yöntemiyle ilgili, süreçle ilgili zamanlamayla ilgili çalışma konusunda bilgiler vereceğim. Çünkü bu süreç içinde gördük ki çok değişik yorumlar yapılıyor. Söylentiler oluyor. Onun için doğru bilgilendirmek hem sizleri, değerli basınımızı hem de sizlerin aracılığıyla kamuoyumuzu... Bugün onun için bu yöntem ve üslubu öne almış oluyorum.

Öncelikle belirmek isterim ki, başlatılan çalışmalar henüz bir sonucu ulaşmamış, bu konuda bir karar alınmamış.... Ve bakanlığımızca koordinasyonu yürütülen bu çalışmanın içeriğine ilişkin hiçbir açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle bakanlığımız kaynak gösterilerek yapılan haber ve yorumların gerçeği yansıtmadığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Zaten öze ilişkin açıklamalar yapmak konusunda daha çok erken.

Bazen görüyoruz, basınımızda bir söylenti bir haber şekline geliyor. Bunun bizimle ilgisi yok, biz bir açıklama yapmamışız. Ama bu söylenti haber üzerine siyasetçilerimiz, değişik partilerin temsilcileri çıkıyorlar, sanki biz o o konuyu gündeme getirmişiz veya açıklamışız gibi yorumlar ve değerlendirmeler yapıyorlar.

Hepimizin yakından takip ettiği gibi, biz bu konuda çok titiz, çok hassas ve kavramları da çok seçerek konuşuyoruz. Böyle olunması gereken bir çalışma bu. Onun için benim dileğim, istirhamımı... Herkes tabi yorumlar yapabilir, beklentileri değerlendirebilir ama bu söylenmedikçe, buradan açıklama yapılmadıkça, mümkün olduğunca söylentiye dayalı haberler yapılmaması.''

 

Geçmişe saplanıp kalmayalım


"Terör sorununun sonlandırılmasına ve toplumsal mutabakatın başlatılması için Cumhurbaşkanımız'dan Başbakanımıza, yazarlarımızdan vatandaşlara kadar bütün çevrelerce olumlu söylemler gerçekleştirilmektedir.

Geçmişe saplanıp kaldığımızda geleceği kaybederiz. Sürecin en önemli özelliği, geçmişten ders alıp geleceği birlikte kurmaktır."


Çözümün yönü demokratikleşme


"Bizim hükümet olarak siyasi meseleleri çözüm yolumuz bilinmektedir. Biz hükümet programında, demokratikleşme, insan hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırararak, politikaların hayata geçirilmesi açısında önemli taahhütleri ortaya koyduk ve uygulamaya koyduk."


Çalışmalar yeni başlamadı


"Yürüttüğümüz süreç aslında bizim hükümet olarak, başından beri kendi programlarımızın icraatımızın bir devamı. Partimizin programında bakarsanız görürsünüz. Açıklamalarımızda icraatımızda bunu görürsünüz.

Bugün farklı bir ivme kazanılmıştır ve bunu biz iyi değerlendirmek istiyoruz. Belki daha olumlu bir safha olarak buna bakılabilir.

Bilindiği gibi sürekli programlarımızda, demokratikleşme ve insan hak ve özgürlüklerin engelleri kaldırarak, insanı esas olan hedeflerimiz konusunda önemli taahhütlerde bulunduk.

Vatandaşlarımızın demokratik haklarının genişletilmesiyle, her vatandaşımızın kendisini devletin eşit vatandaşı olarak sağlanarak çözüleceğine inanıyoruz. Çözüm sürecinin yönü demokratikleşmedir."
 

Bu sürece katılın


"Demokratikleşme adımlarını toplumun tüm kesimleriyle birlikte atmak istiyoruz. Bu konu tüm toplumun meselesidir. Herkesin bu süreçte yapıcı olması, çözüme katkı sağlayıcı bir tutum içinde olması gerekir ve biz bunu bekliyoruz.

Bunu bir devlet politikası olarak yürütme çalışması ve kararlılığı içindeyiz.

Gelin bu sürece katılın. Milletimize çok ağır bedeller ödeten, geleceğimize hipotek koyan bu sorunu çözelim diyoruz.

Şimdi insanımızın hak ettiğine inandığımız, başlattığımız çalışmaların çerçevesini ve yöntemini açmak istiyorum. Bu süreci yürütürken nelere öncelik veriyoruz, hangi üslup ve yönteme ağırlık veriyoruz?"

 
Erdoğan'ın Diyarbakır konuşması


"Sayın Başbakanımızın 2005 yılında Diyarbakır konuşmasında başlattığı açılımda kararlı adımlar atmak niyetindeyiz.

İlgili kamu kurum ve kuruluşlarından katkı sağlamaları istenmiştir.

İlgili bakanlıklarımızı ve bütün kamu kurumlarının görüşleri istenmiştir. Kendileriyle toplantılar yaptık, katkılar istedik. Bunlar geliyor. Biz bunların hepsini değerlendiriyoruz. Ayrıca tabi bu konuda yazılan kitap değerlendirme yapılan konuşmalar her tür değerlendirmeyi de göz önüne alıyoruz."


Muhalefetle görüşülecek


"Bu çalışmayı yürüten mümkün olan en yüksek katılımı hedefledik. Bütün siyasi partilerin katkı ve destekleri istenecektir. Kendileriyle görüşülecektir.

Muhalefetin konuyla ilgili olumlu açıklamalarını mutabakat açısından çok önemsiyoruz. Zaten kendileriyle de görüşeceğiz, paylaşacağız. Başta sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, yazarlarımızdan görüşlerini alma yönünde çalışmalarımız olacak.

Bu çalışmayı, herkesi kucaklayacak bir zihniyet içinde yürütüyoruz. Sayın Başbakanımızın talimatları doğrultusunda başlattığımız çalışma devam etmektedir. Konunun Türkiye’nin geleceği açısından ne kadar hayati olduğunu biliyoruz. Ülkemize her açıdan zarar vermektedir.

Bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor. Biz bunun için kararlı, azimli ve cesur adımlar attık, atmaya da devam edeceğiz."


Kendi modelimizi uygulayacağız

"Hiçbir ülkenin benimsediği yöntemi ülkemizde uygulama niyetimiz yok zaten mümkün de değil. Biz kendimize özgü, ülkemize uygun, kendi modelimizi uygulamaya çalışıyoruz. Türkiye’ye ve kendimize güveniyoruz. Lütfen güvenelim.

Bu çalışmaların sonucunda çözüm konusunda dünyaya model olacak bir Türkiye modeli de biz oluştururuz.

Hepimizin büyük bir özveri dikkat ve kararlılık içerisinde hareket etmelidir. Beklentilerle ilgili gereksiz ve erken ifadelerden kaçınmak durumundayız. Bu süreci sabote edecek davranışlardan uzak duracağına inanıyoruz."
 

Çalışmalar herhangi bir tarihe endeksli değil


"Yaşadığımız süreç böyle bir süreçtir. Bizim çalışmalarımız herhangi bir tarihe bağlı değildir. çalışmalar ve süreç kendi şartları içinde devam etmektedir.

Aceleye getirmeden ancak kararlı bir şekilde süreci yönetmek istiyoruz. Ayrıca bizim çözüm sürecine ilişkin çalışmalarımız yeni başlamış değil. İktidara geldiğimiz andan itibaren demokratikleşme adımlarımız, ülkemizin problemlerini çözmek olmuştur."


Erken açıklama yapılmayacak


Titiz yürütülmesi gereken bir süreçtir. Sizin açıklama beklentileriniz oluyor. Zaman zaman bu açıklamalar yapılacak. Ama erken açıklama yapmayacağız. Seçilecek her kavram önemlidir. Gereksiz siyasi malzeme olarak kullanılmasını arzu etmiyoruz. Biz samimi, ülkemizin geleceği için olanca dikkati göstereceğiz ve herkesten bu dikkati bekliyoruz.

 

"DTP sürecin bir parçasıdır"

DTP Milletvekili Sırrı Sakık, Atalay'ın konuşmalarına yönelik NTV'ye yaptığı açıklamada "Bakan Atalay'ın konuşmasını olumlu buluyoruz. Tüm kesimler sürece dahil edilmezse sorun çözülmez. DTP sürecin bir parçasıdır. Türkiye'ye özgü bir model Meclis'te konuşulmalı. Yeni bir yol haritasını hep birlikte oturup konuşmalıyız. Hepimiz duyarlı ve sabırlı olmalıyız. Bizi ötekileştiren başta Sayın Başbakan oldu " dedi.


MHP: Demokratikleşme gerekçe gösterilerek toplum ayrıştırılamaz

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, ise açıklamaları şu sözlerle değerlendirdi: "Bakan Atalay'ın açıklamaları işin özünü kapsamıyor. Demokratikleşmeyi gerekçe göstererek bu toplumun ayrışmasına zemin hazırlayacak hiçbir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Etnik çatışma endişesi taşıyoruz. Birlikte yaşama arzusu ile bu sorun çözülür. Muzakere başlamışsa terörle mücadelede başarısız olmuşuz demektir. Hükümet siyasi partileri bilgilendirmeli"


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler