"Laiklik, hiç bu kadar tehlike altında olmamıştı"
DSP Genel Başkanı Masum Türker, ''Türkiye'de yakın zamanda laikliğin hiç bu kadar tehlike altında olmadığını'' söyledi.
Partisinin Kocaeli İl Teşkilatınca bir restoranda düzenlenen dayanışma gecesine katılan DSP Genel Başkanı Masum Türker, seçimlerle ilgili büyük oyunlar oynandığını, 2002 yılında iktidarın, şimdi de muhalefetin kim olacağının tayin edilmek istendiğini ileri sürdü.
''Tayin edecekleri muhalefeti sol olarak devre dışı çıkarıp, bu günlerde kurdukları yeni bir partiyi ikame edecekler'' diyen Türker, bu sayede birbirine benzeyen iki parti olacağını, sağdakinin de soldakinin de aynı olacağını ifade etti.
Türker, şöyle konuştu:
''Sağdaki milli görüş gömleğini çıkartmış Tayyip Erdoğan'ın partisi, soldaki parti de yine milli görüş gömleğini çıkartmış Müslüman solcular diye karşımıza çıkacak. Niye bunu yapıyorlar? Çünkü Türkiye'de lideri dünyaya önderlik etmiş bir Cumhuriyet var. Türkiye'de Atatürk'ü herkes farklı şekilde anlattı. Ama unutuyorlar, Atatürk bu ülkenin çocuğuydu, bu ülkenin içinden çıkmıştı. Bursa'da, Balıkesir'de camide hutbe verecek kadar dini biliyor, Türkiye'yi Batıya taşıyacak kadar Batıya yakındı. Ama hesaplarına geldiğinde farklı şekilde yargıladılar. Onlar iktidar olunca görüntüde Atatürk'ün koruyucusu gözüküyorlar. Neden öyle yapıyorlar? Çünkü solu, muhalefeti dizayn edebilmek için, laikliğin tehlike altında olmadığını hissettirmek istiyorlar. Birilerine bunu söyletiyorlar. DSP'nin genel başkanı, inançlara saygılı, laikliği ön planda tutmuş bir partinin genel başkanı olarak, 'Türkiye'de yakın zamanda laiklik hiç bu kadar tehlike altında olmamıştı' diyorum.''
Türkiye'de özgürlüklerden yana olduklarını dile getiren Türker, ''Ne Kürt'e, ne Laz'a, ne de Gürcü'ye karışırız. Bir şeye, Türkiye'nin ulusal birliğinin bozulmak istenmesine karşıyız'' diye konuştu.
Türker, herkesin özgürlüğünü yaşamasını, ama günü geldiğinde ulusal birliğe sahip çıkmasını arzuladıklarını belirterek, ''Ulusal birliğimiz, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş yolda, Ecevit'in donattığı sosyal devlet anlayışıyla yoğrulmuştur'' dedi.
Türker, şöyle devam etti:
''Silivri'de yatan Mustafa Balbay'dan, Tuncay Özkan'dan, Perinçek'ten de yanayız... Onların yanında durmaktan korkmayız. Suçları ne? Söyleyin de öğrenelim. Türkiye'de darbe, ihtilal olmaz. Dünyanın tüm büyük şirketlerine gidin, onlar için en önemli 5-6 ülkeden birisi Türkiye'dir. Onlar darbeye müsaade etmez. Wikileaks, belgeleri yayımladı. İngiliz prensi bir ülkeye pazarlık yapmaya gidiyor. İş adamları ihtilal yapılmasını, istikrar istiyor. Yani askeri hükümet göreve gelsin, onlar da istedikleri gibi ticaret yapsın. Türkiye'de zaten herkes istediği gibi ticaret yapıyor. Türkiye, küresel siyasetin içine sokulmak isteniyor.''
Solda birlik çağrıları
DSP'ye emek, hayat, ruh vermiş herkesin, kadını, erkeği, gencinin demokratik solun varlığı için çalıştığına dikkati çeken Türker, solda birlik çağrılarına ilişkin şunları söyledi:
''Seçimler yaklaşıyor, başlıyorlar, 'Solda birlik yapın' diyorlar. Solda birlik yapacağız, ama parlamentoda yapacağız. Parlamentoya gireceğiz, gerekirse, istiyorsa CHP, istiyorsa diğer partiler gelirler bizimle koalisyon kurarlar. 'Aman efendim ancak birleşirsek AKP'yi deviririz' diyorlar. AKP'nin yüzde 44 oyu var. Biz şimdi birleşirsek yüzde 40 olamıyoruz ki. 2007 yılında DSP fedakarlık yaptı, seçime girmedi. CHP'yi destekledik, aldığı toplam oy yüzde 20 oldu. 2009'da yerel seçimlere ayrı ayrı girdik, DSP ve CHP yüzde 26 oy aldı.''
İnançlara saygılı laiklik
Türkiye'de tartışılan baş örtüsü meselesini devre dışı bırakmak için kuruldukları günden beri ''inançlara saygılı laiklik'' dediklerini anımsatan Türker, böyle dedikleri, 1999 seçimlerinde Üsküdar müftüsünü Belediye Başkanı yaptıkları için gazete ilanları verildiğini, ''Fethullahçı, cemaatçi'' yakıştırmaları yapıldığını hatırlattı.
Türker, şunları kaydetti:
''Biz inanca saygılıyız. Kadın kolları sekreterimizin başının örtülü olmasından gurur duyuyoruz. Söylediğimiz 'inançlara saygılı laiklik' ne Müslümanlığı, ne Hristiyanlığı, ne de Budizm'i ima eden olgularla devletin yönetilmemesidir. Türkiye'de maalesef Atatürk düşmanlığı yapanlar, laiklik ve sekülerizmi karıştırarak anlatıyorlar. Türkiye seküler bir devlet değil, laik bir devlettir. Devlet olarak dini dışlamış bir ülke değiliz. Tüm dinlere ve mezheplere açığız. Bunu siyaset malzemesi yapmamak lazım.''
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği