Leyla ve Mizgin'e konuşmak bile yasak
Urfalı tarım işçisi Leyla ucuza çalışan Suriyeli işçilerden şikâyet ediyor, Suriyeli işçi Mizgin ise ülkesine hasret, “Burada yaşamak çok zor” diyor. İkisinin de başındaki çavuş “Böyle sorular sormayın” diye diretiyor.
Leyla Eğnir, 38 yaşında. Mersin’in Tarsus ilçesinde 18 yıldır meyve ve sebze bahçelerinde çalışıyor. Sabah ezanıyla işe başlıyor. Günlük 45 TL kazanıyor. Leyla, “Suriyelilerin gelmesiyle bize ekmek kalmadı” diyor. Suriyeli 17 yaşındaki Mizgin Oker ise okula, ülkesine hasret: “Okumayı çok isterdim ama olmadı...
'Yevmiyeden keserim!’
Leyla, ailesiyle 30 yıl önce Şanlıurfa’dan göç etmiş. Sekiz kardeşin en büyüğü. Okula hiç gidememiş. Okula duyduğu özlemi şu sözlerle anlatıyor: “Bizim memlekette kız çocuklarının okula gitmesi yasaktı. Okula gitmek hep içimde kaldı. Okuyup öğretmen olmayı çok isterdim. O yüzden öğretmenleri acayip seviyorum. Kendim okuyamadım ama yedi kardeşimi okuttum. İkisi şu an öğretmen.” Kışın marul kestiğini, yazın ise nektar, şeftali topladığını söylüyor. Çalışma koşullarından şikâyetçi: “12 saat çalışıyoruz. İki kez mola veriyoruz. Mola süreleri ise sadece 15 dakika. Hızlıca yemek yiyoruz.” Aldığı paradan geriye hiçbir şey kalmadığını diye getirerek, “Kirada oturuyoruz. 12 saat çalışmanın bedelinde 50 TL yevmiye alıyorum. Paranın 5 TL’sini ise çavuşa veriyorum. Bize işi bulan, bizi denetleyen kişiye çavuş deriz. Eskiden işlerimiz daha iyiydi. Suriyeliler gelince bize ekmek kalmadı. Onlar daha az ücretle daha çok çalıştıkları için, patronlar artık bizleri istemiyor.” Leyla ile konuştuğumuz sırada ‘çavuş’ geliyor. Bağırarak “İşçiyi çok konuşturdunuz. Yevmiyesinden keserim. İşi yavaşlattı” diyor. Kadınlara, ‘sigortanız var mı?’diye soruyorum. Araya yine ‘çavuş’ giriyor: “Kadınlara böyle sorular sormayın!’
‘Burada yaşamak zor’
Mizgin, beş yıl önce Suriye iç savaşından kaçarak ailesiyle Mersin’in Yenipazar Mahallesi’ne yerleşmiş. Tek isteği ülkesindeki savaşın bir an önce bitmesi. “Türkiye’de yaşamak çok zor” diyor. Birçok tarım işçisi kadın gibi okula hiç gidememiş. Okula gidememe nedenini şöyle anlatıyor: “Annem hastaydı. İki küçük kardeşim vardı. Onlara bakacak kimse olmadığı için okula gidemedim. Okula gitmeyi, sizler gibi okuyabilmeyi çok isterdim. Olmadı.” Mizgin, her gün 40 kilometre yol katederek Tarsus’taki meyve bahçelerine çalışmaya geliyor. Sorularımıza özgürce yanıt veremiyor çünkü ‘çavuş’ da yanıbaşımızda bekliyor. Çavuş, Kürtçe, soruların tamamına ‘memnunum’ demesini istiyor. Mizgin, “Aldığın yevmiye yetiyor mu” sorusuna, gözlerini kaçırarak yanıt veriyor: “Evet, yetiyor...”
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!